19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı tarih olarak kabul ediliyor. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı yalnızca bir yolculuk değil işgale karşı örgütlü direnişin de başlangıcıydı. 'Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı' olarak kutladığımız bu gün aslında bir halkın bağımsızlık iradesini ortaya koyduğu dönüm noktası. İsterseniz, 19 Mayıs 1919'u ve o süreçte neler yaşandığını hep birlikte hatırlayalım...
1918’de I. Dünya Savaşı bittiğinde, Osmanlı İmparatorluğu teslim bayrağını çekmişti. Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı toprakları fiilen işgal edilmeye başlandı. Limanlara savaş gemileri demirlemiş, Ege’de Yunan askeri kol gezmeye başlamıştı.
Devletin merkezi olan İstanbul bile İngiliz işgali altındaydı. Halkta umut kalmamış, “Osmanlı bitti” düşüncesi vardı.
Damat Ferit Paşa gibi yöneticiler Anadolu’daki direniş hareketlerini bastırmak için İngilizlerle birlikte hareket ediyordu. Anadolu’da bazı bölgelerde halk, Rum ve Ermeni çetelerine karşı kendini savunmaya başlamıştı. Ama bu savunmalar örgütsüzdü, liderlikten yoksundu.
Amaç, Türk direnişini zayıflatmaktı. Ama kimse Mustafa Kemal’in kafasında bambaşka bir plan olduğunu bilmiyordu. Atatürk, bu görevi milli mücadeleyi başlatmak için bir fırsat olarak gördü.
Gemide sivil giyimli subaylar, doktorlar ve çeşitli rütbelerde askerler vardı. Vapur, Karadeniz’e açıldığında rotası ilk rotası Samsun'du. Ancak İngilizlerin gözü üzerlerindeydi ve bu yolculuk o dönem için ciddi bir riskti.
Bu, sadece bir varış değil işgale karşı ilk somut adımın atıldığı gündü. Atatürk, burada sivil bir lider gibi davranarak müfettişlik yetkisini milli mücadele için kullanmaya başladı. Bu andan itibaren artık geri dönüş yoktu.
Burada ilk direniş çağrılarını yaptı. Ardından Amasya’ya geçerek 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni yayımladı. Bu belge, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” diyerek direnişin meşru temelini oluşturdu.
Burada “manda ve himaye kabul edilemez” kararı alındı. Artık tam bağımsızlık hedeflendi. Temsil Heyeti kuruldu ve fiilen Anadolu'da yönetim İstanbul'dan bağımsız hale geldi.
Hem görevinden hem askerlikten istifa ederek mücadeleyi tamamen halkın içinden yürütmeye başladı. Böylece resmi bir memur değil, halkın lideri olarak direnişe öncülük etti.
Burada halk tarafından coşkuyla karşılandı. Bu kent mücadele merkezi olacaktı. Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılarak bağımsız bir yönetimin temelleri atıldı.
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
Bu nasıl bir zeka, bu nasıl bir azim, bu nasıl bir inanmışlık hayran olmamak elde değil.. Karanlığın içinde kaybolmuş, bitmiş, tükenmiş, umutsuz ve de sahipsiz kalmış bir milletin üstüne güneş gibi doğmuş Atam.. Bir ışık yakmış 19 Mayıs 1919 da Türk Milleti yeniden doğmuş, karanlıktan kurtarmış,.. O ışık hiç sönmedi, günümüzde zamanı geri sarıp 18 Mayıs 1919 u yaşatmak istiyorlar ama bu sefer karartamıyorlar çünkü Atamızın yaktığı ışık bizi aydınlatmaya devam ediyor.. Edecekte. Çok büyüksün Atam çok ❤️
Gazi'yi 19 Mayıs 1919'da Bandırma Vapurundan Samsun'a çıkaran kayıkçı Karakaş Mustafa'yı da saygıyla anmış olalım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu milletin öz bağrından vücut bulmuştur. Daima da bu toprakların en kılcal damarlarında yaşamaya devam edecektir.
🏴 Efendim mermimiz bitti 🏴 Geri çekil yardım bekle 🇹🇷 Paşam mermimiz bitti 🇹🇷 Askeer. Süngü taaak.