'Yoksullara Yapılan Yardımlar Lütuf Gibi Gösteriliyor Oysa Türkiye Bir Nesil Kaybediyor'

Hacer Foggo, Türkiye'de yoksulluk üzerine uzun yıllardır çalışan bir isim, Pandemi sürecinde tüm dünyada artan gelir adaletsizliğinde çocuklar eğitimden uzaklaşırken, son dönemde Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ile artan yoksulluk yine en çok çocukları etkiliyor. Çocuklar yatağa aç giriyor, gelişemiyor, eğitim göremiyor ve bu gelecek nesilleri de etkiliyor.

‘Yoksulluktan açlıkla mücadele seviyesine geçildi'

CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, uzun yıllardır yoksullaşma üzerine çalışan bir isim olurken, son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Et ve Süt Kurumu’na yaptığı ziyarette, Diken'den Altan Sancar haberine göre, Türkiye’nin en önemli sorunu olarak, ‘yoksulluktan açlıkla mücadele seviyesine geçildiğine' ve ‘çocuklarda gelişim bozukluklarına ve bir kuşağın kaybolma riskiyle karşı karşıya kaldığına’ dikkat çekti.

Türkiye’de yoksulluğun geldiği son durumu nedir?

Türkiye’de yoksulluk için yapılan son araştırma Türk Aile Hekimleri Dergisi’nde yayınlandı. Üç hekimin yaptığı çalışmaya göre, 1040 çocuğun dörtte birinin kilosu çok düşük olurken, bir de potansiyel kalp hastalığı görülüyor. Avrupa’da yüzde 18 olan kansızlıkla mücadele ise kız çocuklarında yüzde 85, erkek çocuklarında da yüzde 68 oranında görülüyor. Kansızlık çocuklarda büyüme ve gelişme sorunlarına yol açarken, çocuklarda yaş küçüldükçe kilolarda da düşüş görülüyor. Kansızlık, ilkokula giden çocuklarda yüzde 87 oranında olurken, ortaokulda yüzde 74,2, lisede ise yüzde 64,2 oranında görülüyor. 

Sağlıksız bir nesil geliyor, kronik yetersiz beslenme, fiziksel büyümeyi, sosyal ve duygusal gelişimi engeller, ömrü kısaltır, kronik sağlık sorunları artar, öğrenmeyi engeller, travmayı artırır ve çocukların hayata güvensiz ve gelecek kaygısıyla başlamasına neden olur.

Yoksulluk mirası nedir?

Dünyada yoksul ailelerin en az üç kuşak boyunca yoksullaştığı, bir olgu olarak tanımlanmıştır. Yoksulluk döngüsünden en çok çocuklar etkilenir. Ebeveynleri yoksulluktan kurtulamadığı için kendileri de yoksulluktan kurtaramazlar. Çocuk yoksulluğuna yönelik yapılan araştırmalar, hem de benim kişisel tanıklıklarım gösteriyor ki yoksulluğun miras olarak kalmasının en önemli nedeni başta eğitim olmak üzere sağlık ve barınma koşulları gibi yaşam standartlarının kötü olması. Sağlık derken yetersiz beslenme nedeniyle önlenebilir hastalıkların önlenememesi ve yetişkin olduğunda da kronik hastalıklarla mücadele etmesi, yoksulluk nedeniyle evde kriz dönemlerinde özellikle çocuğun ‘geçim stratejisi’ olarak görülmesi ve bu nedenle eğitimini yarıda bırakma olasılığının yüksek olması, erken çocukluk eğitimi alamaması bir çocuğun yoksulluğu miras olarak almasına neden olur. Yoksulluk döngüsünü kırmak çok zor bir bir süreçtir, fakat hak temelli, insan hakları temelli bir sosyal politika ile hanelerin/ebeveynlerin ekonomik refahını yükseltmek için kurulmuş güçlü bir takip mekanizması, yoksulluk döngüsünün kırılmasını sağlar. 

CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi fikri nasıl ortaya çıktı?

Şu dönem ağır bir yoksulluk/yoksunluk yaşıyoruz, bunu her birimiz gündelik hayatın içinde görüyoruz. Toplumun her kesimi ekonomik kriz yaşıyor ve yoksulluk gittikçe derinleşiyor. Yoksulluk artık açlıkla mücadeleye dönüştü. Güvencesiz çalışan da asgari ücret alan da gıdaya erişemiyor artık. Sürekli sahada olunca yoksulluğun nasıl dramatik hale geldiğini ve insanların yaşamak için nelere katlandıklarına da tanık oluyorsunuz. __Kirasını ödeyemeyen, gıdaya erişemeyen, evine icra gelen, ısınamayan milyonlar var. Okulu terk eden çocuklar, üniversite kayıtlarını donduran öğrenciler, iş kuyruklarında, askıda ekmek bekleyen yaşlılar. Yoksulluk artık bir insan hakları ihlali durumuna geldi. Sadece Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre devlet yardımı alan yoksul hanelerde yaşayanların sayısı bir yılda 2,5 kat arttı.

Yoksulluğun çoğalması aynı zamanda yoksullukla ilgili politikaların stratejilerin yeniden tartışılması, yeniden düzenlenmesi ya da yeniden oluşturulması için çalışmalar yapılması anlamına gelir. Fakat maalesef bu yapılmadığı gibi yoksulların varlığı bile kabul edilmiyor. Şu anda yaşanan yoksulluk sadece gelir ve maddi kaynakların yetersizliği değil, aynı zamanda yoksunluk, yeterli yaşam standardınızdan vazgeçmeniz, kitap alamamanız, bir mekanda oturmamanız, tatil hakkınızdan hatta sağlık hakkınızdan vazgeçmeyi düşünmeniz, şu anda tam da bu yaşanıyor, vazgeçme ve ne zaman olacağını bilemediğimiz bir tarihe erteleme. Bunun da adı gelecek kaygısı. __İşte tam da bütün bu nedenlerle ve yoksullukla ilgili yoksulluğu azaltan stratejik politikaların hayata geçirileceğine olan inancımla CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi’ni açtık.

Bu süreçte Kılıçdaroğlu’yla görüştünüz mü?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla sadece bu süreçte değil, on yıllık süre içerisinde yaptığım görüşmelerin ana konusu yokluk/yoksulluk.

Geldiğimiz noktada ise derinleşen yoksulluğun dönüştüğü bir yerdeyiz ve insanlar açlıkla mücadele ediyor. Yani eskiden çocukları, kadınları güçlendirmek, okul devamlılığını sağlamak, kadınların hayatla ilgili kapasitelerini/mesleki eğitimlerini artırmak gibi çalışmalar yaparken, şimdi çocuklar bırakın eğitimi gıdaya erişemeyecek durumda. Bu da sadece son iki yılı değerlendirdiğinizde yoksulluğun inanılmaz bir biçimde arttığı ve azalma değil çoğalma nedeninin altında yatanın ise yoksullukla ilgili yapılan politikaların olduğunu düşünüyorum.

Kılıçdaroğlu, ‘Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek’ dedi. Bu neden önemli?

Ekonomik yoksunluk nedeniyle çocuklarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan aile sayısı giderek artıyor. Bu artışın en önemli nedenleri; işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik. Yoksulluğun en belirgin etkisi beslenme yetersizliği ve açlık. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek” sözü, aslında bu son iki yılın en önemli özeti. Yatağa aç giren bir çocuğun okulu bırakma ihtimali, tok giren çocuktan daha yüksektir. Yatağa aç giren ve açlığı kronikleşen çocuğun devredilen yoksulluk döngüsünden çıkma ihtimali neredeyse hiç yoktur. Yatağa aç giren çocuk, yetişkin olduğunda kronik hastalıklarla mücadele edecektir. Mutsuz bir insan olacaktır. 

Bu konuda en önemli projeni nedir?

CHP içerisinde yoksullukla ilgili çalışma yürüten, politika yapan çok değerli siyasetçiler var. CHP’nin yoksullukla ilgili en önemli projelerinden biri, Aile Destekleri Sigortası. Kadını güçlendiren, onu özgürleştiren ve kadının çocuklarına, ailesine özgürce bakabileceği bir proje. Açlık sınırının altında yaşayan bir kadının örneğin “bebeğime mama alamıyorum, hazır çorba vereyim” düşüncesini ve bebeğin sağlığını etkileyecek başka bir gıdaya mecbur kalmasını ortadan kaldıracak ve kadına bu stresi yaşatmayacak bir proje. Ya da eşi ile bir restoranda, pazarda, bir kafede baş başa yemek yiyebileceği, dolaşabilecek duruma gelmesi. Kitap alması, sinemaya gitmesi. Ama aynı zamanda sosyal yardımlarının da kesilmediği bir proje. Kendi maaş kartı olacak elinde, durmadan kamu kurum kapılarına gidip gelmeyeceği, onurlu bir biçimde kendi hakkı olan maaşını alabileceği bir proje.

Et ve Süt Kurumu ziyareti nasıl gelişti?

Sayın Kılıçdaroğlu’nun orada olmasının nedeni, çocukların yetersiz beslenmesi konusunu kuruma anlatmak ve kamuoyunun dikkatini çekmekti. Benim kendisinin yanında olma nedenim de tam da bu nedenle oldu. Keşke ben de orada yetkililere, sokaklarda çocukların nasıl yaşadığını anlatabilseydim ve birlikte bir proje geliştirebilseydik. 

Burada önemli olan devlet kurumlarının yoksullukla tarafsızlığını koruması, bir siyasi parti kurumu olmaması. Örneğin ben on yıllardır yoksullukla mücadele eden, hak savunuculuğu yapan biri olarak evinden atılan, evi yanan ya da sokakta kalan bir aile için kaymakamlığa, sosyal hizmet müdürlüklerine, ilgili hangi devlet kurumu ise oradaki yetkililerle kaç kez görüşmeye gittim. Bazı devlet kurumları ile görüştüğümde bir partinin temsilcisi gibi davransalar da ben bunu kişisel olarak hiç kabul etmedim. 

Devlet kurumlarında tarafsızlık yok mu?

Herhangi bir kamu kurumunu, bir devlet kurumu çalışanlarını o kapıdan içeri girdiklerinde herhangi bir partinin temsilcisi olarak kabul etmemiz mümkün değil. Kişiler geçici, kurumlar kalıcıdır. Ama tam aksine biz bu kamu kurumları görevlilerini bir parti temsilcisi olarak gördüğümüz anda demokrasi, özgürlük savaşını çoktan kaybetmiş oluruz, onlar da bizi Nuriye teyzenin hakkını arayamayacak hale getirirler.

Dayanışma Ofisi nasıl çalışacak?

CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi’nin merkezi Ankara’da. Türkiye’nin 81 ilinde en yoksul sokaklarda, mahallelerde CHP örgütü ile birlikte çalışacağız. Çalışmalarımıza başladık. Yerel yönetimlerde yoksullukla ilgili yapılan modellerin yaygınlaştırılmasını sağlayacağız. CHP yoksulluğu önlemeye yönelik politikaları bütüncül bakışla ele alıyor. Bir yandan yoksulluğunun önlenmesine yönelik yerelde, mahalle, sokakta ve sonunda haneye yönelik sosyal politika önerileri geliştirirken, diğer yandan saha deneyimlerinden yola çıkarak yoksulluğu önlemeye yönelik stratejiler geliştirilecek. Var olan sistemde sosyal yardımlar bir lütuf gibi veriliyor. Oysaki bütün bunlar aslında bir sosyal hak, bunu herkesin öğrenmesi gerek. Yoksulluğun bir hanede kuşaktan kuşağa aktarılan ‘devreden yoksulluk‘ halini almaması için ‘muhtaçlık‘ üzerinden değil, insan hakkı temelli sosyal politikaların yapılması gerekiyor. 

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Çocukların Okullara Aç Gelmesi Ebeveyn İhmali mi Yoksa Fakirlik mi Tartışmalarını Alevlendirdi
Kahvaltısız Kilometrelerce Yürüyorlar! Üniversite Öğrencilerinin Çektiği Maddi Zorluklar Ciğerinizi Yakacak
Dünyada Fakirlik Artarken, Kriz Zengini Daha Zengin Yapıyor
'Enflasyon Farkı Maaşlara Her Ay Yansıtılmalı' Diyen Kamu-Sen Yoksulluk Sınırını Açıkladı
Asgari Ücretle Evden Çıkmadan Bile Ay Sonu Gelmiyor: Yoksulluk Büyüyor!

Popüler İçerikler

Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
19.04.2022

Şükredin , aç değilsiniz açıkta değilsiniz. Peygamberiniz tayyip doyuruyor sizi işte.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ