Yoksa Venüs'te Yaşam Bulundu mu? Gökbilimciler Venüs'ün Atmosferinde Yaşam Belirtileri Buldu

Venüs’ün atmosferinde gaz bulutu tespit edilmesiyle beraber uzun süredir Dünya dışı yaşam hakkında araştırma yapan bilim insanları gözlerini Venüs’e çevirdi.

Venüs gezegeninin zehirli atmosferinin en üst tabakasını inceleyen gökbilimciler, gezegende yaşam olup olmayacağına dair belirtiler buldular.

Elde edilen  bulguların doğruluğu kanıtlanırsa parlaklığıyla bilinen Venüs gezegeni bilim adamlarının gözdesi haline gelebilir. Adını Roma güzellik tanrıçasından alan Venüs, yüzlerce derecelik sıcaklıkta kızarabilen ve sülfürik asit damlacıkları içeren bulutların arkasına gizlenebilen bir gezegendir. Şu ana kadar yapılan araştırmalara bakıldığında, Venüs’te yaşam olup olmadığı konusu üzerinde çok da fazla durulmamış.

Bunun yerine, bilim adamları onlarca yıldır başka yerlerde, genellikle Mars’ta hatta yakın zamanda da Europa (Jüpiter’in uydusu), Enceladus (Satürn’ün uydusu) ve dev gezegenlerin diğer uydularında yaşam belirtisi arayışındaydılar.

Gökbilimcilerin yayınladığı araştırma sonucunda, Venüs atmosferiyle ilgili herhangi bir veri veya fotoğraf öne sürülmedi. Ama teleskopla inceleme yaptıklarında, Venüs’ün kalın atmosferinde kimyasal bir madde olan fosfin tespit ettiler. Yapılan analizlerden sonra bilim adamları, gezegende canlı bir varlığın tek kanıtının bu kimyasal madde olduğunu öne sürdüler.

Bazı araştırmacılar ise bu hipotezi kabul etmiyor.

Bu kimyasal maddenin varlığının gezegenin açıklanamayan atmosferik veya jeolojik süreçlerden kaynaklanabileceğini öne sürüyorlar. Bu düşünce, bazı gezegen bilimcilerini, insanlığın bir zamanlar güneş sistemimizdeki diğer tüm gezegenlerden Dünya'ya en çok benzeyen bir gezegeni gözden kaçırıp kaçırmadıklarını düşünmelerine itiyor.

Massachusetts Teknik Enstitüsü’nde gezegen bilimcisi ve Nature Astronomy ile Astrobiology dergilerinde yayınlanan makalelerin yazarı Sara Seager, yapılan araştırma sonuçlarının oldukça şaşırtıcı ve beklenmedik olduğunu, bu durumun insanlarda merak uyandırdığını ve onları daha çok araştırmaya ittiğini düşünüyor.

Harvard Üniversitesi'nde araştırma konusu fosfin olan moleküler astrofizikçi Clara Sousa-Silva ise 'Venüs’te yaşamın bulunması, gerçekten inanılmaz bir keşif olur. Ama henüz oraya adım atmadan kesin olarak nasıl bir şeyle karşılaşılır önceden tahmin etmek oldukça zor.’’ diyor.

Georgetown Üniversitesi'ndeki Johnson Biyolojik İmza Laboratuvarı başkanı ve gezegen bilimcisi Sarah Stewart Johnson, araştırmaya atıfta bulunarak, "Son zamanlarda gezegenlerdeki biyolojik imza (canlılık belirtisi) gazı olarak bilinen fosfin hakkında çok fazla söylenti var, diğer yıldızların yörüngesindeki gezegenlerde aranan yaşam belirtisini ‘’Venüs’’ te bulmak gerçekten çok güzel. Ama maalesef son zamanlarda NASA Venüs hakkında çok da fazla çalışma yapmadı.’’ diyor.

Arizona Tucson'daki Gezegen Bilimi Enstitüsü'nden David Grinspoon, şu ana kadar Venüs ile ilgili yapılan araştırmalarda yer almamıştı ama uzun zamandır Venüs'ün atmosferinde yaşam belirtisi olduğunu düşünüyordu. ‘’Yapılan tüm çalışmaların ve araştırmaların kesinlikle takip edilmesi gerekiyor ama şu da bir gerçek ki bu, yabancı bir gezegende biyosferi ortaya çıkarmak için yaptığımız ilk çalışma olabilir, hem de dünyaya en yakın gezegende!‘’ diyor.

Venüs, Dünya’dan bakıldığında gökyüzündeki en güzel cisimlerden biri. Ama daha yakından bakıldığında, o kadar da ilgi çekici değil aslında.

Genellikle Dünya'nın ikizi olarak adlandırılan Venüs, neredeyse Dünya ile aynı kütleye sahip. Pek çok bilim adamı, Venüs'ün bir zamanlar suyla kaplı olduğunu ve yaşamın var olabileceği bir atmosfere sahip olduğunu düşünüyor.

Güneş sisteminin ilk zamanlarında, Dünya insanlar için o kadar da yaşanılabilir değildi.

O zamanlar oksijen bakımından çok zengin olmayan ama sonradan yaşam için elverişli halen gelen bir biyosfer vardı. Dünya zamanla balıklar, bitkiler, dinozorlar ve Homosapiens için bir yuva haline gelirken; Venüs bir şey tarafından resmen cehenneme dönüştürüldü.

Bugün, güneşe en yakın 2. gezegen olan Venüs, karbondioksit gazı ve ortalama 800 Fahrenheit'ten fazla yüzey sıcağına sahip bir atmosfere sahip.

Venüs'ün yoğun atmosferi, yüzeydeki herhangi bir şeye inç kare başına 1.300 pound'dan fazla baskı uygular. Bu, Dünya'daki deniz seviyesinde inç kare başına 14,7 pound'un 90 katından fazla veya okyanusta 3000 fit su altında olmaya eş değerdir.

Venüs’e gitmek ve detaylı araştırma yapmak elbette kolay değil ama insanlar tabii ki de çeşitli girişimlerde bulundular.

Birçoğu Sovyetler Birliği'nin Venera serisinde olan Uzay programları yardımıyla Venüs için birçok robotik çalışma denendi. Ama gezegenin, oraya iniş yapan uzay gemisini dakikalar içinde erittiği ve resmen ezdiği görüldü. Tüm bu girişimlerden sadece ikisinde doğrudan gezegenin yüzeyinin görüntüleri yakalanabildi.

Soğuk bir gezegen olarak bilinen Mars NASA tarafından inceleme altındayken Venüs yalnızca Japon uzay aracı Akatsuki tarafından inceleniyor.

Venüs'ün yüzeyi yüksek sıcaklıkta yanan bir fırın gibi sıcak olmasına rağmen, atmosferinin tepesinin sadece 31 mil altındaki bir bulut katmanı, 86 Fahrenheit dereceye kadar düşük sıcaklıklara ulaşabiliyor ve bu aynı Dünya'daki yer seviyesindekine basınca benziyor. 53 yıl önce bu fikri öne süren Carl Sagan ve Harold Morowitz de dahil olmak üzere birçok gezegen bilimcisi, orada yaşamın var olabileceğini düşünüyordu.

Galler'deki Cardiff Üniversitesi'nde gökbilimci olan Jane Greaves, Venüs'teki molekülleri araştırmak için Hawaii'deki James Clerk Maxwell Teleskopunu kullanarak bu hipotezi test etmek için Haziran 2017'de çalışmalarına başladı.

Farklı molekül türleri, farklı karakteristik dalga boylarında bulutlardan gelen radyo dalgalarını emer. Bu teknikle bulduğu kimyasallardan biri de fosfin oldu. Greaves, 'Fosfini bulduğumda oldukça şaşırdım çünkü fosfor yaşam olabileceğine dair gerçekten ciddi bir belirti olabilir' dedi.

Kimyagerler fosfini piramitlere benzetirler.

Mesela üç hidrojen atomundan oluşan bir bazın tepesinde bulunan bir fosfor atomu aynı bir piramite benzer. NASA uzay aracı Cassini, bunu Jüpiter ve Satürn'ün atmosferlerinde tespit etti. Yani Sousa-Silva’ya göre, fosfin yaşam belirtisi olmayabilir. Çünkü uygun ısı ve basınç, molekülü oluşturmak için fosfor ve hidrojen atomlarını birbirine sıkıştırabilir.

Ama Araştırmacılar ise Dünya ve Venüs gibi daha küçük ve kayalık gezegenlerde, aynı şekilde bol miktarda fosfin üretmek için yeterli enerji olmadığı düşüncesinde.

Ayrıca, anaerobik yaşama sahip veya oksijene ihtiyaç duymayan veya kullanmayan mikrobiyal organizmalar da fosfin üretebiliyor. Sousa-Silva, bu tür gezegenlerde sadece yaşayan organizmalar fosfin yapabileceğini düşünüyor. Uzaktaki yıldızların yörüngesinde dönen Dünya gibi kayalık gezegenlerden yayılan fosfinlerin de Samanyolu'nun başka bir yerinde yaşamın var olduğunun kanıtı olabileceğini gösterdiğinin de altını çiziyor.

Dünya'da fosfin insan bağırsağında, porsukların ve penguenlerin dışkılarında ve bazı derin deniz solucanlarının yanı sıra anaerobik organizmalarla alakalı diğer biyolojik ortamlarda bulunur.

Aynı zamanda son derece de zehirlidir. Askerler bunu kimyasal savaş için kullanırken çiftliklerde de gaz dezenfektan olarak kullanılıyor. 'Breaking Bad' adlı TV programında ana karakter Walter White fosfin ile iki kişiyi öldürüyor mesela. Ama bilim adamları, Dünya’da yaşayan mikropların fosfinle nasıl bir ilgisi olduğu hakkında henüz herhangi bir açıklama yok.

Tampa'da Güney Florida Üniversitesi'nde yerbilimci olan Matthew Pasek, "Nereden geldiği veya nasıl oluştuğu hakkında elimizde yeterli bir bilgi yok, sadece fosfinin mikroplarla ilişkili olduğunu biliyoruz ama bunu yapan veya üreten bir mikrop değil. ‘’ diyor.

Sousa-Silva, Greaves fosfinden bahsedince gerçekten inanamadı. Venüs'te gerçekten fosfin varsa bunun açıklamasının anaerobik yaşamdan başka bir şey olamayacağını düşünüyordu. Ekibin daha güçlü bir teleskopa ihtiyacı vardı ve bilim adamları daha sonra 2019 yılının Mart ayında Şili'deki Atacama Büyük Milimetre Dizisini kullandılar.

Bu sefer, tüm bulguların fosfini gösterdiğini ve çoğunun milyarda 5 ila 20 parça arasında değiştiğini tespit ettiler.

Bu rakamlar küçük gibi görünse de Dünya atmosferindekinden binlerce kat daha fazla aslında. Sousa-Silva, Greaves ve meslektaşları bu yılın başlarında tüm teleskop gözlemlerini tamamlamayı planlamışlardı. Ancak koronavirüs salgını ve Venüs'ün ufkun üzerinde sınırlı sürede kalmasından ötürü, daha fazla çalışmalarına devam edemediler ve kafalardaki birçok soru da cevapsız kaldı.

Araştırmalara katılmayan Raleigh'de North Carolina Eyalet Üniversitesi'nde gezegen bilimcisi Paul Byrne bulguların oldukça şaşırtıcı olduğunu düşünüyor.

Venüs'te yaşam olduğuna inanmamakla beraber, konu hakkında oldukça şaşkın kaldığını söylüyor. Ekip, fosfinin kaynağı ve miktarıyla ilgili farklı düşünceleri test etmek için bilgisayar simülasyonunda Venüs ortamını yeniden oluşturmak için bir yıl çalıştı.

MIT'de biyokimyacı ve makalelerin ortak yazarlarından biri olan William Bains, "Işık sürekli olarak fosfini parçalıyor, bu yüzden sürekli olarak yenilemeniz gerekiyor," dedi.

Araştırmacıların modellerine göre, Venüs'teki volkanik hareketlilik ve şimşek, bu sürekli yok olan fosfini yenilemelerine engel oluyor. Ancak canlı organizmalar gazın yayılımını artırabilir. Bains, 'Canlı organizmalar dışında fosfinin oluşumunu sağlayacak diğer tüm etmenleri ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz' diyor. Ama bazı bilim adamları ise biyolojik olmayan etmenlerin göz ardı edilemeyeceğini düşünüyorlar.

California'da Salk Enstitüsü'nde laboratuvarda yaşam ortamı oluşturmaya çalışan bir biyolog olan Gerald Joyce, bir mailinde, "Çoğunlukla aynı yazarlar ve araştırmacılar tarafından ortaya konan spekülasyonlara rağmen fosfin biyolojik imza olarak kabul edilemez," diyor.

Araştırmacılar ise kendi makalelerinde, 'fosfin tespit edilmesiyle burada kesin yaşam vardır denemez' diyor. Pennsylvania Eyalet Üniversitesi'nde gezegenlerde yaşanabilirliği araştıran yer bilimci ve uzman olan James Kasting, 'Gösterdikleri atmosferik kompozisyon modelinde mutlaka bir eksiklik vardır' diyerek benzer bir uyarıda bulundu.

Elde edilen bulgular aynı zamanda diğer gezegenlerde de yaşamın var olabileceğini destekler nitelikte.

Ama Mars'taki metan veya oksijen gibi bazı gazlar, yaşam belirtisiyle ilgili olmayan kimyasal reaksiyonlarla da ortaya çıkabiliyor. Şimdiye kadar, bu tür bulgular dikkat çekiciydi ama maalesef tamamıyla ikna edici nitelikte değiller.

Venüs’te yaşam olup olmayacağını tek kanıtı fosfit mi?

Canlıların yüksek asitli bir ortamda, hatta tıpkı mikroskobik organizmalardaki gibi koruyucu dış katmana sahip olmasına rağmen Dünya’da hayatta kalabilmek için evrimleşmesi gerekiyordu. Ağustos ayında yayınlanan bir makalede, Seager ve meslektaşları yer çekimi dalgaları adı verilen hava akımları üzerinde mikropların yaşayabileceğini, metabolize olabileceğini ve sülfürik asit ile su damlacıkları içinde çoğalabileceğini öne sürdüler. Ve üretilen gaz miktarı göz önüne alındığında, oldukça fazla sayıda mikrop olduğu ortada.

Bu mikropların oraya nasıl geldiklerine gelince ise en iyi tahmin, Venüs'ün 700 milyon yıl önce gezegende okyanuslar varken yüzeyde ortaya çıktıklarını, ancak gezegen kuruduğunda gökyüzüne doğru çıktıkları yönünde.

Ayrıca kimse mikropların DNA'ya mı yoksa tamamen farklı bir şeye mi dayandığını bilmiyor. Sousa-Silva, 'Başka bir gezegende yaşam ararken Dünya ile karşılaştırarak ve Dünya’yı baz alarak tahminlerde bulunmamak imkansız, elimizdeki tek örnek Dünya'mız.'' diyor.

Araştırmacılar konuyla ilgili teleskopla daha fazla veri elde etmek istiyor.

Venüs'e yapılacak robotik uzay çalışmalarıyla da araştırmaların ve verilerin artışı sağlanabilir. Hindistan'da uzay ajansı ve özel bir roket şirketi olan Rocket Lab, önümüzdeki yıllarda Venüs üzerine çalışmalar yapılmasını öneriyor.

Ve son on yıllarda Venüs’le ilgili çalışmalar yapılmasını için maddi destek sağlamayan NASA, Şubat ayında bir uzay aracına bu konuda destek olacağını açıkladı.

Güneş sistemini keşfetmek için yapılacak çalışmaların seçilmesine yardımcı olan NASA'nın bilim müdürlüğü başkanı Thomas Zurbuchen, 'Son yirmi yıldır, başka bir yerde yaşam bulma olasılığının arttığının farkındayız ve yeni keşifler yapmaya devam ediyoruz,' dedi. Birçok bilim adamı, Venüs'ün bu tartışmanın önemli bir parçası olacağını elbette öngörmesi oldukça zordu. Ama şu da bir gerçek ki keşfedilmeye açık her gezegen gibi Venüs de onlardan biri olduğunu bize açıkça gösteriyor.’’ diye ekliyor.

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Tarih Verildi: 500 TL'lik Banknotlar Yolda
YORUMLAR
27.09.2020

Belki Venüs Dünya'nın yaşlı halidir, Dünya Venüs'ün koşullarını yaşamaya hazırlık yapan bir gezegendir. Venüs 3 milyar yıl önce hemen her gün yağmur yağan aşırı rutubetli ve ıslak bir dünya iken günümüzde sıcak ve kuru bir gezegene dönüşmüş. Üç milyar yıl önce Venüs’te deniz seviyesine yakın yaşasaydık yüzey sıcaklığı Dünya’nın tropik bölgelerinden pek farklı olmaz, Venüs gökleri hemen her gün bulutlu olur ve sürekli yağmur yağar ama okyanusları sıcaktan buharlaşan bir dünyada olduğumuzu anlardık. Yani Güneş gençliğinde çok daha soluk ve soğuk bir yıldızdı. Zamanla ısındı ve 715 milyon yıl önce Venüs okyanuslarının tümüyle buharlaşmasına yol açtı. Peki, 1 milyar sonra parlaklığı yüzde 10 artacak Güneş’in aynısını Dünya’ya yapacağını biliyor muyuz (tabii 300 yıl içinde bizler insan eseri küresel ısınma ile hayatı yok etmeyi başarmazsak)

27.09.2020

İçerik o kadar uzun, bilgilendirici ve zengin olmuş ki bir an okurken "keşke Onedio'da da böyle içerikler olsa" dedim. Yaptığınız zaman böyle yapın işte, ne güzel.

27.09.2020

Böyle haber başlıkları ile "filanca gezegende yaşam izleri bulundu" dediğinizde, konu ile alakası olmayan çoğu kişinin kafasında uzaylılar beliriyor hemen. Mikroskobik bir canlılığın ihtimali bile akıllarına gelmiyor. Haliyle sonuçta böyle bir şeyle karşılaştıklarında bulguya burun kıvırıyorlar...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ