Yoksa Huzur Beyinde mi Başlar?

Evet, bu sorunun cevabı milyonlarca yıldır aranmakta ve bazıları için doğru prospektüs bulunsa dahi bazıları hâlâ huzurun gittiği yerle, yediği yemekle, giydiği kıyafetle ya da cebinde ki parayla ilgili olduğunu düşünüyor. Hiç şüphesiz bunların da yokluğu matrix denilen bu düzlemde belli stres faktörlerinin oluşmasına sebebiyet verir ama her şey olaylara bakış açımızı değiştirilebilmekle de yüzde yüz ilintilidir. Kafanızın içinde diliniz sussa bile susmayan ve sürekli konuşan biri vardır. İşte o iç sesi dizginlemeyi ve olaylara bakış açınızı değiştirmeyi başaramadığınız sürece huzurlu bir hayat yaşamak hayalden ibaret kalır. Hasılı, huzur beyinde mi başlar? Kesinlikle beyinde başlar. 

Haydi gelin, sağlamasını da bu teoriyi kitabının adı ile bütünleştiren yazar Yüksel Erdin ile yapalım. Keyifli okumalar.

-"Huzur Beyinde Başlar" kitabını yazmaya sizi ne motive etti ne zaman yazmaya karar verdiniz? Bu kitabın ortaya çıkış hikâyesini paylaşır mısınız?

Çok küçük yaşlardan itibaren evrensel ve bilimsel konulara olan ilgim, bu alanlarda bilgi birikimi edinmemi ve edindiğim bilgileri yaşamımda uygulama yolunda adımlar atmamı sağladı. Yaşadığım deneyimlerin sonuçlarını ve öğrendiklerimi paylaşarak, başka insanlara da ilham olabileceğimi düşündüm.

Henüz 13 yaşındayken yaz tatillerinde çalışarak kazandığım ilk parayla Albert Einstein’ın İzafiyet Teorisi kitabını satın aldım. O dönemde haftalık olarak yayımlanan Bilinmeyen dergisini her hafta heyecanla takip ediyor ve yeni sayısını sabırsızlıkla bekliyordum. Bilime ve felsefeye olan merakım, kişisel gelişim kitapları da dahil olmak üzere bu alanlardaki neredeyse tüm kaynakları okumama vesile oldu.

Bu süreçte edindiğim bilgileri sorgulayıp süzgeçten geçirerek, doğru kabul ettiklerimi hayatıma entegre etmeye başladım. Ancak, dikkatimi çeken bir nokta vardı: Kadim bilgiler ve felsefi eserler genellikle bilimsel verileri kabul etmiyor, bilimsel kaynaklar da kadim bilgilere ve felsefi yaklaşımlara mesafeli yaklaşıyordu. Oysa bu iki perspektifin birçok ortak noktası bulunuyordu. Farklı açılardan ele alınan aynı gerçeklikler, maalesef orta noktada buluşamıyordu.

Bu gözlemlerimden yola çıkarak, uzun yıllar boyunca biriktirdiğim bilgi ve deneyimleri bir kitapta toplamak istedim. Amacım, farklı algıları bir araya getirerek hem kadim bilgi ve felsefe hem de bilimsel veriler ışığında evrensel konuları bütüncül bir yaklaşımla ele almaktı.

Kitabımı yazarken temel hedefim, insanların yaşamlarındaki huzursuzlukların kaynağını anlamalarına yardımcı olmaktı. Çoğu zaman, bu huzursuzluklar farkında olmadan bilinçaltına kaydedilen travmalardan ve bilinçte yer alan olumsuz inançlardan kaynaklanıyor. Ayrıca, bireylerin sıkça şikayet ettikleri hayatın, aslında kendi kullandıkları kelimeler ve düşüncelerle şekillendiğini göstermek istedim.

İnsanlar hayatlarındaki huzursuzluğun aslında farkında olmadan bilinçaltına kaydettikleri travmalar ve bilinçlerinde kayıtlı olan bilgilerden kaynaklandığını, şikayetçi oldukları hayatı aslında farkında olmadan kullandıkları kelimeler ile kendilerinin yarattığını, bu yaşamak istemedikleri hayatı nasıl hayal ettikleri huzurlu ve mutlu bir hayata dönüştürebileceklerini anlatmak için kitabı yazdım.

-Kitabın adı oldukça güçlü ve iddialı. "Huzur" kavramını beynimizle nasıl ilişkilendirdiğinizi açıklayabilir misiniz?

Tabii ki her şey yalnızca beyinde olup bitmiyor. Kitabımın isminden de anlaşılacağı gibi, “Huzur Beyinde Başlar.” Ancak, kitabımda da detaylıca ele aldığım üzere, kullandığımız kelimeler, durumlara verdiğimiz tepkiler, davranışlarımız ve evrene yaydığımız frekansın düzeyi, hayatımızı daha huzurlu hale getirmede önemli bir rol oynuyor.

Bunun yanı sıra, somut olarak nitelendirdiğimiz, tükettiğimiz bitki ve gıdalar da beynimizi doğrudan etkileyerek yaşam kalitemize olumlu ya da olumsuz yansıyabiliyor. Kitabımda bu konuları derinlemesine inceleyerek tüm detaylarıyla soyutun somutu, somutun ise soyutu nasıl etkilediğini ve bunun hayatımıza nasıl yansıdığını ele aldım. Tüm bu detayları, kitabımı okuduklarında çok daha iyi anlayacaklar.

-Yazım sürecinde sizi etkileyen veya rehberlik eden bir felsefe, düşünce akımı ya da kişisel deneyim oldu mu?

Yazım süreci tam 9 yıl sürdü. Ancak, kitabım yalnızca bu dönemde yazdıklarımdan değil, hayatım boyunca edindiğim deneyimlerin, izlediğim belgesellerin, filmlerin, YouTube videolarının ve okuduğum kitaplardan süzdüğüm bilgilerin bir bileşkesidir.

Bu kitabı, okuyucuların hayatlarına farklı bir perspektif kazandırmak ve onlara kendi potansiyellerini keşfetmeleri için bir rehber sunmak amacıyla yazdım. Bana fayda sağlayan tüm bilgi ve deneyimlerin, kitabımı okuyanlara da ilham olmasını gönülden temenni ediyorum. Eğer bir kişinin bile tekâmül yolculuğuna küçücük bir tuğla ekleyebilirsem, bu benim için en büyük mutluluk olacaktır.

-Kitapta hangi temel sorunlara veya sorulara cevap bulmayı hedeflediniz?

Hayatta herkesin yaşadığı ortak sorunlara baktığımızda birbirimizden farklı şeyler olmadığını görüyoruz. Peki bu sorunların kaynağı nedir? Bu sorunları nasıl çözebiliriz? Asırlardır bu ortak sorunları yaşıyoruz ama neden çözemedik? İşte kitabımda bu soruların cevaplarını bulacaklar. Her şeyi biz yaratıyor sonra bunların çözümlerini kendi dışımızda olan sebeplere bağlıyoruz. Kendimizi ve yaşadıklarımızı nasıl değiştirebiliriz sorusunun cevabını kitabımı okuduklarında bulmalarını ve uyguladıklarında sonuç almalarını hedefliyorum.

-Kitabınızı yazarken, hangi okuyucu kitlesini hedeflediniz? Hangi tür okurların bundan fayda sağlayacağını düşünüyorsunuz?

Kitabımı yazarken herkesin kitabımı okuyacağı beklentisiyle yola çıkmadım. İnsanlar farklı bilinç ve frekans düzeylerine sahip. Bu nedenle, kitabımın gerçekten bu bilgilere ihtiyacı olan kişilerin eline geçmesini diledim. “Hayatımdaki problemleri artık çözmek istiyorum ve buna hazırım.” diyenlere ulaşacağına inanıyorum.

-Kitapta ele aldığınız yöntem veya bakış açıları, pratikte nasıl uygulanabilir? Bu konuda okuyucularınıza bir rehberlik sunuyor musunuz?

Kitabımda ele aldığım yöntemler, bizzat uyguladığım ve olumlu sonuçlar aldığım yöntemlerden oluşmaktadır. Kitabımı okuyan herkesin de benzer faydalar sağlamasını gönülden diliyorum. Okuyucular, kitabımı incelediklerinde, her türlü inanca ve bakış açısına objektif bir yaklaşım sergilediğimi fark edeceklerdir.

Soyut ve somut arasındaki ilişkinin ne olduğunu daha iyi anlayacak, bakış açılarının kişiden kişiye değişkenlik gösterdiğini ve herkesin kendi düşüncelerinin kendileri için doğru olduğunu göreceklerdir. Ayrıca, bu farklılıklara saygı duymanın bireysel gelişimimize ve tekamülümüze nasıl bir katkı sağladığını da net bir şekilde anlayacaklardır.

Kitabımda sunduğum bilgilerin, bilim İnsanları tarafından yapılan deneyler ve araştırmalar sonucunda bilimsel olarak kanıtlanmış verilerini de paylaştım. Aynı zamanda kitabın sonunda yer verdiğim kaynaklar, okuyuculara bu bilgilerin dayandığı temelleri inceleme imkânı sunmaktadır.

-Modern hayatın getirdiği stres ve karmaşa içinde huzuru bulmak mümkün mü? Kitabınız bu konuda okuyuculara nasıl bir yol haritası sunuyor?

Olumlu ya da olumsuz dış etkenler hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek. Ancak asıl önemli olan, bu etkenler karşısında ürettiğimiz düşünceler, bu düşüncelerin yarattığı duygular ve nihayetinde durumlara verdiğimiz tepkilerdir. Bu süreç, bir kısır döngü halini alabilir. Aynı durumlar karşısında sürekli aynı düşünceleri ve duyguları üretirsek, bu döngünün sonucunda yine aynı durumları yaratmaya devam ederiz.

Bu kısır döngüyü kırmak için, hoşumuza gitsin ya da gitmesin, kendi oluşturduğumuz durumlara yeni ve farklı düşüncelerle yaklaşmamız gerekir. Yeni düşüncelere ulaşabilmek için ise frekansımızı yükseltmemiz gerekir. Bunu, bir radyo frekansını değiştirmek gibi düşünebiliriz. Hep aynı şarkıları dinlemek yerine, farklı bir radyo istasyonuna geçiş yapmak gibi.

Frekansımızı değiştirdiğimizde, yeni düşünceler yeni duygular yaratmaya başlar. Bu da durumlara verdiğimiz tepkilerin değişmesine ve nihayetinde bizi daha mutlu ve huzurlu hissettirecek yeni durumlar yaratmamıza olanak tanır.

-Bu kitabın yazımı sırasında sizin huzur anlayışınızda bir değişiklik oldu mu? Kendi yaşamınızda farklı uygulamalar geliştirdiniz mi?

Bu kitabı yazmamın ana nedeni, “Huzuru kendi hayatımıza nasıl çekebiliriz?” sorusunun cevabını okuyucularımla paylaşmaktı. Kendi hayatımda elde ettiğim sonuçları ve huzur anlayışımı, kadim bilgiler, felsefi yaklaşımlar ve bilimsel gerçeklerle birleştirerek geniş bir perspektifte sunmayı amaçladım. Aslında yaşamımda deneyimlediğim tüm uygulamaları ve çözümleri kitabımda detaylı bahsettim.

Kitabımı yazma sürecinde, huzura ulaşma yollarını destekleyen birçok bilimsel veri ve farklı deney sonuçlarıyla karşılaştım. Bu bilgilerin ışığında edindiğim tüm bulguları, okuyucularımla paylaşarak onların da bu yöntemlerden faydalanmasını istedim.

-Yazarlık serüveninizde bu kitap nasıl bir yere sahip? Yeni projeleriniz veya planlarınız var mı?

Bu benim ilk kitabım ve hayatımızın istediğimiz gibi gitmemesinin sebeplerini ve nedenlerini ortaya koyduğu için benim için temeli oluşturuyor. Bu bilgileri, yüz yüze gerçekleştireceğim toplantılarla okurlarıma daha da detaylandırarak sunmayı hedefliyorum. Ayrıca, ikinci kitabımda, ilk kitabımda sunduğum bilgileri destekleyen yeni veriler ve uygulamalar da eklemeyi planlıyorum.

-Kitabınızda vermek istediğiniz en önemli mesaj nedir? Tek bir cümleyle ifade ederseniz ne dersiniz?

Kitabımın mesajını tek bir cümleyle özetlemek mümkün değil. Ancak, kitabımın arkasında paylaştığım Michael Josephson’a ait “En Önemlisi” yazısında saklı olan, üç cümleyle size anlatmak istiyorum: 

'Önemli olan doğruluk, dürüstlük, fedakârlık, merhamet ve cesaretle attığınız her adımla başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır.

Önemli bir hayat yaşamak rastlantıyla olmaz.

Önemli olan koşullar değil, seçimlerinizdir.”

-Bu kitabı okuyan birinin hayatında hemen yapabileceği en basit değişiklik ne olurdu?

Kitabımı okuduktan sonra yaşadıkları hayatın sorumluluğunu ele alıp, yaşadıklarının yaratıcısının kendisi olduğunu ve istediği hayatı yaşayabilmek için önce kendi düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını değiştirmesi gerektiğini anlamalarıdır. Siz değişirseniz, hayatınızda değişir.

-Okuyucularınıza ve sizi takip edenlere son olarak iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Elle tuttuğumuz, kulağımızla duyduğumuz, gözümüzle gördüğümüz her şey gerçekten doğru mu? Sanal görüntüleri gerçek gibi algılamamızın ardında yatan neden nedir? Soyut dediğimiz düşüncelerimiz, gerçekten başımıza gelen olayları ve aynı problemleri tekrar tekrar yaşatıyor mu? Farkında olarak ya da farkında olmadan kullandığımız kelimeler, hayatımızı olumlu ya da olumsuz şekilde etkiliyor mu? Yediğimiz yiyecekler, düşünce dünyamızı ve yaşadığımız hayatı gerçekten değiştirebilir mi? Bu soruların yanıtlarını keşfetmek isteyenlere, kitabımı okumalarını tavsiye ediyorum.

Instagram

X

Linkedln

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Asgari Ücretin Açıklanmasından Sonra Cumhurbaşkanı’na Mesaj Atan Kadir İpek Gözaltına Alındı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı