Bugün, Müslüm filmi ve Müslüm Gürses'in babasıyla ilgili ortaya ilginç iddialar atıldı!
Gelin bakalım, neymiş onlar?
Not: İzlemeyenler için spoiler içerir!
Bugün, Müslüm filmi ve Müslüm Gürses'in babasıyla ilgili ortaya ilginç iddialar atıldı!
Gelin bakalım, neymiş onlar?
Not: İzlemeyenler için spoiler içerir!
Çocukluğundan itibaren yaşantısı anlatılıyor Müslüm Gürses'in. İzleyenler de bir hayli etkilenmiş durumda şu sıralar.
Çünkü hem anlatılana hem de filmdekilere bakılırsa, gerçekten çok zor bir hayatı olmuş. Çoğu yerinde eminiz ki gözleriniz dolmuştur...
Kendisini bırakıp gideceklerini öğrenen babasının o cinnet anı, annesini bıçaklaması, kundaktaki kız kardeşi Ezo'yu duvara vurarak öldürmesi...
Bu denli vahşeti izlemek bile zorken, Müslüm Gürses ve kardeşi için ne denli zordur, tahmin bile edemeyiz!
DHA'nın mahkeme kayıtlarını kaynak gösterdiği haberine göre, gişe rekorları kıran Müslüm filminde, Müslüm Gürses'in babası Mehmet Akbaş'ın kızı ve eşini öldürdüğü şeklindeki senaryonun gerçek olmadığı ortaya çıktı.
Bu sırada yolda karşılaştığı, 2 çocuğundan küçüğü olan 8 yaşındaki Ahmet'i sevmek istiyor, ardından da yanında götürmek için ikna etmeye çalışıyor. Ancak küçük çocuk annesi ile kalmak istediğini söyleyerek ağlamaya başlıyor. Mehmet Akbaş, oğlunu ikna etmek isterken boşandığı Emine Demirdöver gecelikle sokağa çıkıp, Ahmet'i eve götürmek istiyor. Bu sırada Akbaş, üzerinde taşıdığı bıçağı çekip, Emine Demirdöver'i çok sayıda bıçak darbesiyle yaralıyor. Hastaneye götürülen Demirdöver, kurtarılamıyor.
Kayıtlarda Müslüm filmindeki senaryoda yer alan kundağındaki kızı Ezo'yu duvara vurarak öldürdüğü yönündeki iddialardan söz edilmiyor. Hatta, Mehmet Akbaş'ın sadece 2 çocuğu olduğu kayıtlara geçiyor. Sanık Mehmet Akbaş ise savunmasında, 'Yolda karşılaştığım Ahmet'i sarılıp kucağıma aldım. Onu yanımda götürmek istedim. Oğlum gelmek istemedi, ağladı. Bu sırada annesi elinde kalınca bir sopayla gelip, bana saldırdı, çok ağır küfürler etti. O sırada seyyar kebapçıda gördüğüm bıçağı aldım. Ondan sonrasını hatırlamıyorum' diyor..
Görgü tanıkları, Emine Demirdöver'in Mehmet Akbaş'ın yanına gelip, ağlayan oğlunu alıp, götürmek istediğini, bu sırada sanığın bıçağı çekip, kadını sırtından bıçakladığını iddia ediyor. Tanık olarak dinlenen Ahmet Akbaş da ağabeyine jilet almak için gittiği bakkaldan dönerken karşılaştığı babasının kendisini götürmek istediğini, kendisinin ise bunu istemediğini söylüyor. Ahmet Akbaş, bu sırada gelen annesinin kendisini alıp götürürken babasının onu bıçakladığını, ancak iddia edildiği gibi annesi ile babası arasında herhangi bir tartışma yaşanmadığını anlatıyor...
Bu arada mahkeme heyeti de Mehmet Akbaş'ın, öldürdüğü Emine Demirdöver'in kendine sopayla vurduğu, ağır küfürler ettiği yönündeki iddiasını tanık beyanlarına göre inandırıcı bulmayınca, Akbaş'ı 24 yıl ağır hapis cezasına çarptırıyor. Heyet, Akbaş'ı cezasını pişmanlık duyması ve mahkemedeki hal ve tavırları nedeniyle 20 yıla indiriyor...
Senaryo, gerçek hayat ile örtüşmek zorunda değil pek tabii.
Şuna da dikkat çekelim; o dönemde belki de doğan kızları Ezo kayıtlara geçmemiş olabilir... Bu yüzden aynı şekilde ölümü de...
Ya da hiç yoktur, bilemiyoruz!
Senaryonun daha farklı olması sizi şaşırttı mı? Film hakkındaki düşünceleriniz ya da fikirleriniz değişir mi?
Yorumlarda buluşalım!
tutanaklar ve senaryo arasında küçük kız dışında ne tür bir fark var? ayrıca küçük kızın nüfusa kayıtlı olmaması mekan ve zamana bakınca çok doğal. aile fotoğraflarında kız çocuğu zaten var. kızın akıbetini bilmiyoruz. belki daha önce yaptı belki de hiç yapmadı bilmiyoruz. bu durumda senaryo ve gerçekler arasında abartıldığı kadar bir farklılık yok.
iyi de filmle arasında çok aman aman bi fark yok ki. yoksa ben mi yanlış okudum yazılanları?
gerçek fotoğraftaki küçük kız çocuğu kim o zaman?