Günde en az 10 bin adım atmalıyız diye öğrendik. Peki neden? Nedenini sorgulamadan inandığımız şeylerden yalnızca biri bu. En azından faydalı. Elbette günde 10 bin adım atmak sağlığımız için faydalı olacaktır.
Peki bu gerçekten gerekli mi? Yoksa bu sadece bir pazarlama stratejisi mi? Hepimize kodlanan 'günde 10 bin adımın' çıkış noktası gerçekte ne? Sağlıklı olmak için gerçekten en az 10 bin adım mı atmalıyız? Hepsi ve daha fazlasını sizin için araştırdık.
İtiraf ediyorum benim de bu yeni yılda hedeflerimden biri bu. Bunun için en kolay ve keyifli yol ise yürümek.
10 bin adımı tamamlayamayınca da yaşanan moral bozukluğu ve motivasyon düşüklüğü de cabası.
Hiç hareket etmeyen birinin günde 4 bin adım atmaya başlaması bile sağlık açısından oldukça faydalı olacaktır. Kendinizi 10 bin adım hedefine yönlendirip başarısız hissetmektense, sürdürülebilir bir adım sayısı ile hayat stilinizi değiştirmeniz daha sağlıklı olacaktır.
Elbette daha fazla yürümenin bir sakıncası yok. Ama burada üzerinde durmak istediğimiz konu, 10 bin adım için aslında kendinizi zorlamanıza gerek olmadığı.
1965 yılında Japonya'da Yamasa Clock tarafından üretilen bir pedometre. Her şeyi başlatan ünlü isim o: Manpo-kei!
Bu pedometreye özellikle '10 bin adım ölçer' anlamına gelen 'Manpo-kei' ismi veriliyor ve bu da yıllar geçtikçe, dünya genelinde 'günlük atılması gereken adım hedefi' olarak kalıyor.
Ulster Üniversitesi'nde egzersiz ve sağlık profesörü Marie Murphy de bu konuya parmak basan araştırmacılardan biri olmuş.
10 bin adım atmayı takıntı haline getirmek yerine, farklı egzersizler yapabilir, futbol oynayabilir, çocuklarınızla oyunlar oynayabilirsiniz.
Önemli olanın 10 bin adım atmak değil, hareketsiz kalmamak olduğunu bilmenin güveniyle, keyifle yapacağınız yürüyüşleriniz olsun.