BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; iddiayı doğrulayan Saraç, '700-800 bininci' ifadesinin 'iyimser' bir rakam olduğunu belirterek daha alt sıralarda olup da yurt dışından yatay geçiş yapan öğrenciler olduğu, ancak mahkeme kararlarının 'kazanılmış hak' kararları nedeniyle bir şey yapamadıklarını anlattı:
'O nasıl kaynaklandı? Pandemi döneminde yurt dışında okuyan öğrencilerimiz ilk binde ise onların doğrudan geçişiyle ilgili bir karar almıştık. Bütün bu düzenlemeler, kanunlar ve mevzuatlar zaten dürüstlük esasında yapılır. Fakat fark ettik ki çok hızlı bir şekilde oraya kayıt yaptırıp yatay geçişle tekrar Türkiye'ye dönme yoluna giriyorlar.
Dolayısıyla üniversitelere verdiğimiz o yetkide bir kısıtlamaya yeniden gitme durumumuz söz konusu oldu, uyarı yazdık ettik ama üniversitelerin yürüttüğü bir işlem. Gelenlere ne yapacaksınız? Gelenlerle ilgili, mevzuata aykırı olanların kaydının silinmesi ile ilgili üniversitelere yazdık ama şöyle bir şey oluyor: Kayıt olduktan sonra idare mahkemeleri 'O bir müktesep haktır' diyor. Maalesef böyle de bir durum var.'
Bunlara, sınavda 800bininci olup da tıpdan mezun olabileceğini düşündüren ney peki?
Bu haksızlık ilk defa olmuyor ki. Bu ülkede Dgs denilen kul hakkının daniskası olan bir sistem var. Adam 1 milyona girememiş sen onu, onun gibi başarısız bir grup insanla basit sorularla Boğaziçi, Odtü, İtü gibi normal sınavla bin defa denese de giremeyeceği bölüme yerleştiriyorsun. Bir yere girmenin tek bir yolu olursa anca adalet olur. Yoksa böyle haksızlıklar hep kaçınılmaz
Sınava çalışmaddan 76 bininci olmuştum bunlar nasıl 800 binlerdekini doktor yapıyorlar? Gerçi bunun öncesinde de Makedonya Bulgaristan tarzı üniversitelerde ücretli okuyup Türkiye'de karşılığına alanlar vardı.