Ne kadar eleştirsek ve kararları beğenmesek de zamanı gelince Oscar Ödülleri hakkında konuşmayı seviyoruz. Ancak sevdiğimiz filmlerin Oscar alamamasına da bir o kadar üzülüyoruz. İşte karşınızda geçmişten bugüne Oscar'ı alamamasına şaşırdığımız 15 çarpıcı film.
Modern sinema tarihinin en verimli yıllarından biri olan 2000'de çıkan kült filmlerden American Psycho listemizin olmazsa olmazı. Patrick Bateman adındaki zengin bir iş adamının korkutucu fantezileri ve amaçsızca insan öldürmeleriyle dolu yaşamını konu edinen film herhangi bir dalda adaylık alamasa da seyircinin gönlünde taht kurdu.
Ters kurgulu öyküsüyle tarihe derin bir iz bırakan Nolan efsanesi Memento, ender rastlanan bir unutkanlık hastalığına yakalanan Leonard'ın intikam mücadelesini konu ediniyor. Kısa hikaye Memento Mori'den uyarlanan film, BBC'nin 21. yüzyılın en iyi filmleri listesinde 25. sırada yer almıştı.
Sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilen Psycho, patronunun parasını çalıp sırra kadem basan Marion'un bir otel odasında şüpheli bir şekilde öldürülmesinin ardından gelişen olayları konu ediniyor. Usta yönetmen Alfred Hitchock'un yönettiği film; Yönetmen, Yardımcı Erkek Oyuncu gibi birçok dalda adaylık alsa da hiçbirisini kazanamadı.
Yine bir Alfred Hitchcock efsanesi, yine Oscar'dan eli boş denen bir başyapıt. Tam altı kez En İyi Yönetmen'e aday gösterilse de kazanamayan ustanın ödüle en yaklaştığı film olan Rear Window, komşuların evini izleyen L.B. Jefferies'ın günlerden birinde bir komşusunu görmemesiyle birlikte kapıldığı şüphenin getirdiği sonuçları konu ediniyor.
Biraz da yakın dönemin skandal sonuçları diyelim. Beş dalda adaylık kazansa da hiçbirinde ödüle uzanamayan modern başyapıt The Wolf of Wall Street, 24 yaşındaki hırslı komisyoncu Jordan Belfort'un hikayesine odaklanıyor.
Tarihin en iyi mafya filmlerinden biri olarak kabul edilen Once Upon a Time in America da Oscar'ın görmezden geldiği efsaneler arasında. Dünyanın en iyi soundtrack albümlerinden birine de sahip olan film, David 'Noodles' Aaronson'un çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerinin geçtiği ABD'de yaşadığı olayları konu ediniyor.
Tarihin en iyi romantik serilerinden Before'un başlangıcı niteliğindeki Before Sunrise, sıradan bir tren yolculuğunda karşılaşan Jesse ve Celine'in zamanla yeşeren aşkını konu ediniyor. Yayınlandığı dönem birçok festivalde ses getirse de film Oscar'a aday dahi gösterilmedi.
Yabancı dilde bir filmin Oscar kazanması kolay değil ancak Leon'un bu kalitesine rağmen tek bir kategoride dahi adaylık alamaması üzücü. New York'ta yaşayan, ailesi dağılmış 12 yaşındaki Mathilda'nın soğukkanlı katil Leon ile yaşadıklarına odaklanan film, tüm zamanların en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tarihinin en iyi suç filmlerinden biri olarak kabul edilen Heat, yolunda gitmeyen bir soygundan sonra polisin peşine düştüğü profesyonel bir suç çetesinin hikayesine odaklanıyor. Al Pacino'nun başrolü Robert De Niro ile paylaştığı film dünya genelinde 187 milyon dolar hasılat elde etti.
Coen Kardeşler'in tarihe iz bırakan suç komedisi The Big Lebowski, gün geçtikçe popülaritesini artırsa da Oscar jürisi tarafından görmezden gelinmişti. İsimleri aynı olsa da hayat gayeleri hayli zıt olan iki adamın hikayesini konu edinen film, türünün en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tüm zamanların en ses getiren aksiyon serilerinden The Terminator, şaşkınlık uyandırıcı bir şekilde herhangi bir dalda Oscar'a uzanamadı. Evet, o müthiş görsel efektler dahil. İnsanlık direnişinin eski önderlerinden Sarah Connor'ı öldürmesi için tasarlanan Terminatör isimli androidin hikayesini konu edinen film, herhangi bir dalda adaylık dahi alamadı.
Bir western klasiği The Good, The Bad and The Ugly hem seyirci hem gişe yönünden hak ettiği ilgiyi görse de Oscar'da tek bir adaylık dahi alamadı. Üç silah arkadaşının maceralarını konu edinen film, IMDb'de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 250 filmi arasında 9. sırada yer alıyor.
Usta yönetmen Quentin Tarantino'nun ilk ve belki de en çok sevilen filmi Reservoir Dogs, tek bir adaylık dahi alamamıştı. Birbirinin isimlerinden dahi habersiz bir grup hırsızın hikayesini konu edinen film, Akademi'nin görmezden geldiği efsaneler listesine adını yazdırdı.
Evet yanlış görmediniz, Fight Club da Oscar'ın görmezden geldiği filmler arasında. Yalnızca Görsel Efekt dalında adaylık alan film orada da zafere uzanamamıştı. Tyler'ın liderliğindeki bir dövüş kulübünün hikayesini konu edinen film, otoritelerce tarihin en iyi birkaç filmi arasında gösteriliyor.
Gişede büyük bir hayal kırıklığı yaratmasına rağmen ev sinemasında kült bir filme dönüşen The Shawshank Redemption, aldığı yedi adaylığa rağmen Oscar'dan ödülsüz döndü. Eşini öldürmekten hapis yatan başarılı banker Andy Dufresne'in özgürlüğüne kavuşma sürecini konu edinen film halihazırda IMDb'de tarihin en iyi filmleri listesinde birinci sırada.
saçma bir sistemi var zaten akademinin. gidip moonligt a ,parazit e ,crush a ve sayamayacağım birsürü absürd filme ödül döktüler bunlar gibi kaliteli filmleri es geçtirler. gerçekten büyük bir açık var akademi üyelerinde ..
Oscar demek sanat adı altında saçmalık demek en iyisi oscarsiz imbd si yüksek filmelr