Avrupada, ABD'nin aksine polisi arama, olaya müdahale etmeme uygulaması teşvik edilir. Bu nedenle insanların meşru müdafaa hakkı minimumda tutulmuştur hatta çoğu durumda meşru müdafaa hakkı de facto yoktur. Kanunda yazsa da uygulamada uygulanmaz. Sadece çok nadir durumlarda uygulanır. (Örneğin fail mağduru öldürmeye çalıştı, mağdur faili hafif yaralayarak kurtuldu, bu durumda dahi mağdur gözaltına alınır, soruşturma ve kovuşturma yapılır, sonuç olarak mağdur korkutulur.) Suçlunun yaşam hakkı, masum insanların medeni haklarından üstün tutulur. Bu nedenle insanlar bu tür olaylara karışmaz. Zira karışırlarsa kendi başlarının belaya gireceğini, saldırganı kazara öldürseler veya yaralasalar bile meşru müdafaa hakkından yararlanamayacaklarını bildiklerinden karışmazlar. Türkiye'de de malesef aynı yönde kararlar çok veriliyor, Kadir Şeker olayı ve benzer bir çok olay bunu kanıtladı malesef.
Olaya fransız kalmışlar🤢
Avrupada, ABD'nin aksine polisi arama, olaya müdahale etmeme uygulaması teşvik edilir. Bu nedenle insanların meşru müdafaa hakkı minimumda tutulmuştur hatta çoğu durumda meşru müdafaa hakkı de facto yoktur. Kanunda yazsa da uygulamada uygulanmaz. Sadece çok nadir durumlarda uygulanır. (Örneğin fail mağduru öldürmeye çalıştı, mağdur faili hafif yaralayarak kurtuldu, bu durumda dahi mağdur gözaltına alınır, soruşturma ve kovuşturma yapılır, sonuç olarak mağdur korkutulur.) Suçlunun yaşam hakkı, masum insanların medeni haklarından üstün tutulur. Bu nedenle insanlar bu tür olaylara karışmaz. Zira karışırlarsa kendi başlarının belaya gireceğini, saldırganı kazara öldürseler veya yaralasalar bile meşru müdafaa hakkından yararlanamayacaklarını bildiklerinden karışmazlar. Türkiye'de de malesef aynı yönde kararlar çok veriliyor, Kadir Şeker olayı ve benzer bir çok olay bunu kanıtladı malesef.
"dönüş yok" diye bir fransız filmi vardı, o aklıma geldi, izleyenler ne dediğimi anlar.