Yine ABD Yine Korkunç Deneyler: 15 Maddede Tuskegee ve Guatemala Frengi Çalışmaları

ABD'nin bu gibi deneylerine artık şaşırmıyoruz. Amaçları uğruna yüzlerce insanı feda etmeye hazırlar. Bir de Afroamerikan veya mahkumsa onları insandan bile saymayabiliyorlar.

Frengi hastalığının tedavi sürecinde bu etik olmayan deneyle bir devletin karanlık yüzünü görmüş oluyoruz.

Kaynaklar: 1 | 2 | 3 | 4 | 5

1. Frengi (Sifiliz), cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Günümüzde penisilin ile tedavisi mümkündür.

Zor bir hastalıktır. Bakteriyel enfeksiyon on yıllarca vücudunuzda kalabilir ve bir anda tüm organlarınızı çökertebilir.

2. Vücuttaki etkileri ise rahatsız edici boyutlarda:

1940’larda penisilinin yaygın bir şekilde kullanılması sayesinde çarpıcı biçimde azalmıştır.

3. Tuskegee ve Guatemela frengi çalışması, ABD'nin tıbbi etik uygulaması tartışmalı olan en bilindik vakalarından biridir.

Çalışma, frenginin yaygın bir sorun olduğu ve güvenli ve etkili bir tedavinin bulunmadığı 1932 yılında Tuskegee/Alabama'da ve Guetamala'da yapılmıştır.

Doktorların frengiyi antibiyotikle çözebilir miyiz sorusunu kendilerine sormaları üzerine 1932 yılında gerçekleşen bir deney başlamıştır. Amerikan Sağlık Servisi, Büyük Buhran dönemindeki gariban halkı tedavi edeceklerini açıklar. Ücretsiz tedavi adı altında Tuskegee'deki yaklaşık 600 Afrika kökenli Amerikalı gariban çiftçi bu programa tabi tutulur. 399'unda frengi vardır, 201'i ise sağlıklıdır.

Bu insanların hiçbiri frengi olduğunu bilmiyordu. Sadece kan testi yapılacağı söylenmişti.

4. ABD hükümeti; 1946 ve 1948 yılları arasında Guatemala'da 1300 asker, mahkûm ve akıl hastasına, deneklerin bilgilendirilmiş onamları* olmadan frengi ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkları bulaştırmıştır.

*önerilen tıbbi girişimle ilgili olarak kişiden alınan rıza.

5. Frengili hayat kadınlarını bilinçli şekilde mahkumların arasına ve askeri kamplara bırakan Amerika, hastalığın fuhuş yoluyla dağılmasına sebep oldu.

Bu şekilde istediklerini tam anlamıyla elde edemeyince ise deneklere aşı yapmaya başladılar.

Araştırmacılar, frengi bakterisini erkeklerin penislerine, kollarına ve yüzlerine enjekte etmişlerdi.

6. 1947 yılı itibariyle penisilinin frenginin etkin bir ilacı olduğu kanıtlanmıştı.

Penisilin, hastalığı tedavi etmek için yaygın biçimde kullanılmaktaydı. Fakat çalışmayı yürütenler, frengi testi yapılan deneklere penisilin vermemiştir.

Hasta etme işleminden sonraki süreçte, deneklerin 3’te 1’i hiç tedavi edilmedi ve ölüme terk edildiler.

7. Deneyin amacı, hastalığın başlangıçtan ölüme kadarki sürecini izleme ve ölüm sonrası otopsi yapabilmekti.

8. Tuskegee bölgesinde 1950'lerde hastalığın tedavisi bulunmasına rağmen hastanelerde insanların tedavi edilmemeleri emri verilmiştir.

Amaç, hastalığın uzun vadede incelenmesiydi ancak hiçbir hastanın denek olduklarından haberleri yoktu. Yaşamaları mümkünken araştırma uğruna hayatlarını kaybetmişlerdir.

9. 1932'den 1972'ye kadar süren deneylerde 400 kadar Afroamerikalı insanın öldüğü tahmin ediliyor.

Bu deney çok büyük tartışmalara sebep olmuştur çünkü 1947 yılında penisilinin frengi hastalığında uygulanmasının standartlaştırılmasından sonra bile bu insanları iyileştirmek yerine hastalığın vücuttaki yayılımını görmek için penisilin aşısını uygulamamak tam bir cinayettir.

1972 yılına kadar devam eden bu uygulamada hastaların bölge dışına çıkmaması ve başka bir frengi kliniğine gitmemeleri tembih edilmiştir. Çünkü başka bir yere gitseler penisilin ile tedavi edileceklerdir.

10. New York Times'ta konuyla ilgili makale çıkana kadar gizli kalan deney, makalenin ardından ulusal skandala dönüşmüştür.

Skandala dönüşünce bu gibi tıbbi araştırmalarda etik prensiplerle ilgili önemli kararların alınmasına öncülük etmiştir.

11. Bazı kişilerin aklında şöyle bir düşünce belirebilir: Bu deneyler yapılmasaydı frengi yüzünden dünya çapında çok daha fazla insan ölebilirdi.

Belki öyle ama o insanların üzerinde yapılan deney hakkında yalan söylenmişti, hiçbirinin rızası yoktu ve yaşam hakları ellerinden alınmıştı. Emin olun, bu deneyin Nazilerin korkunç deneylerinden hiçbir farkı yoktu.

12. 1997'de Bill Clinton, Tuskegee halkından bu deneyler sebebiyle özür dilemişti.

13. Ekim 2010'da ABD bu deneyleri gerçekleştirdiği için Guatemala’dan Hillary Clinton aracılığıyla geç de olsa resmi olarak özür dilemiştir.

14. Konuyla ilgili 1997 yılında, araştırmaların yapıldığı hastanede hemşire olarak çalışan Eunice Evers'ın gözünden olayların anlatıldığı bir film de çekilmiştir.

Miss Evers' Boys filmi araştırma esnasında yapılan etik ihlallere dikkat çekmektedir. O yıl Altın Küre ödülünü kazanmıştır.

15. Bir devlet, halkından sakladığı bir deneyle yüzlerce vatandaşını kobay olarak kullanıp öldürüyor ve binlerce insanın hastalıktan etkilenmesine neden oluyor.

Açığa çıkmayan devlet sırlarında kim bilir daha ne korkunç gerçekler vardır, bilemiyoruz.

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
25.10.2020

Bir de başka ülkelere utanmadan insanlık dersi verir Amerika, Fransa, İngiltere.

25.10.2020

umarım koronada boyle deneylerden biri değildir. yada tedavisi çıkmış olup sırf biseyleri gormek adına bizden saklanmıyordur. bu devletlere başkanlara fln hiiç ama hiiçç güvenmiyorum.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ