Türk futbolunun deneyimli teknik direktörü Yılmaz Vural, Onedio’dan Deniz Şen’in sorularını yanıtladı. EURO 2024 öncesi milli takımın durumunu değerlendiren Vural, Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü Mourinho ve Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti hakkında da konuştu. Vural’ın gündeme dair çarpıcı açıklamalarından derlediğimiz satır başları şu şekilde.
'Millî takım oynadığı son maçlarda birinde berabere kaldı, diğerlerini kaybetti. Ortaya konulan performansla sonuçlar birbirine uymadı. Bizim millî takımda en kötü şey bireysel hatalar. Bu seviyedeki oyuncuların bunları yapmaması lazım. Son maçta Samet’in yaptığı mahalle maçında yapılmaz. Top 50 metreden geliyor, böyle pozisyon alınmaz. Türkiye detayda kaybediyor. Bireysel hata yapamazsın kardeşim, bu seviyeye geliyorsan durduğun yeri bileceksin.'
'Türkiye’deki en büyük sorun topun oynandığı yerde fiziksel bir aktivite var ancak oynanmadığı yerde mental bir aktivite yok. Maalesef futbolcular top geldikten sonra düşünmeye başlıyorlar. Bu aldıkları eğitimden kaynaklanan bir şey. Biz futbolun teorisiyle değil, kalbimizle oynuyoruz. Bu namussuz oyunda 1 saniyede koşulan mesafe 7 metre. Pas tekniği, becerimiz onlardan aşağı değil ancak futbol bir zekâ oyunu ve oyuncuları bu anlamda geliştirecek bir eğitimimiz olmadığı için bireysel beceriler öne çıkıyor.'
'Ben umutluyum. Inter, Real Madrid seviyelerinde oyuncularımız var. Bunlar da aptal değil, anlatırsanız anlarlar. Kuralları her yerde aynı bir oyun sonuç olarak. Bu kuralları ezberletmek, alışkanlık hâline getirmek bizde yok. En büyük sıkıntımız, oyunu yavaş oynuyoruz. Bizde davranıyor, sonra görmek istiyorsunuz ama iş işten geçmiş oluyor. Verdiğiniz pas yalnızca topu kaptırmamak adına oluyor. Bunları bir ters çevirebilirsek…Mesela ben geçtiğimiz sene Menemenspor ile çalıştım, geldiğimde düşme potası 10 puanken 12 puanı vardı, ilk beşte bitirdik. Öğretirseniz öğreniyorlar, bunun yaşı maşı yok. Portekiz’in önüne geçebilirsek iyi iş yapmış oluruz. İkinci sıradan çıkıp devam edersek de öyle ama yapamazsak bu bir başarısızlıktır. Çünkü yapabilecek bir kadrosu yok.'
'Türkiye’nin yıldız oyuncuyla değil, takım gibi oynarsa kazanabilecek bir yapısı var. Bizim dünya çapında bir Messi’miz yok kimsede de olmadığı gibi. Kendi takımlarının iyi oyuncuları var ancak ben onları yıldız oyuncu olarak ifade etmek istemem. Bu bir takım oyunudur.'
Ben şu anda Almanya’dayım. Beni kimse aramadı, bir takım yazılar görüyorum benimle hiç alakası yok. Orayı sevdik, kalmak isterim. İdari anlamda değişiklikler olduğunu duyuyorum, kendi problemleri de var. En son çok net 6 aydan beri bir kuruş para almadan devam ettik, duyuyorum kulüp personellerinin de maaşı ödenmemiş. Bir zorlukları var. Arzu ederler, bize talip olurlarsa ve şampiyon olma gibi miyetleri varsa seve seve devam ederiz. Beni bugüne kadar kimse aramadı.
Dünyanın en iyi antrenörlerinden biri Jose Mourinho’nun gelmesi Türkiye için bir onurdur. Bahsedilen parayı dünyanın hangi takımına gitse kazanabilir. Türkiye’yi tercih etmesi Türk futboluna da bir değer katıyor şüphesiz ama Türkiye’deki insanı yönetmek çok zor. Onun için Mourinho’nun işi zor.
'İşler biraz kötü giderse kimse Mourinho diye bakmaz. Büyük bir avantajı şu, çok büyük bir bütçe alması söz konusu çünkü Mourinho geldiyse ona baştan uymak durumunda kalınacak ve Fenerbahçe’ye ciddi para harcatacak. En az 5-6 tane herkesin bildiği oyuncuları getirecek. Ondan sonrası Mourinho’ya kalıyor. Yanına muhakkak bir Türk antrenör versinler, Türkiye’yi, oyuncuları, rakipleri anlatsın. Avrupa’dan pek çok önemli hoca geldi ancak Türk antrenörler başarılı oldu.'
'Türkiye liglerinde stadyumlar yapılıyor yabancı gençlik oynasın diye. Futbolun amacından uzaklaşıyoruz. Kendi gençliğine değil, yabancı gençliğe sunuyorsun. Yerli oyuncumuzun babası şehit oluyor, vergi veriyor, ülke sorunlarına babası kafa patlatıyor. Bu çocuğun hakkı değil mi bu mesleği icra etmek? Yetiştiremiyorsun, taşıma suyla değirmen döndürüyorsun. Hiç kimse bu kadar parayı altyapıya harcayıp kendi oyuncusunu kendi yetiştirir hâle gelmemiş. Büyük takımlar büyüğüz diye hava atıyorlar. İstanbul’da 100 sene evvel her taraf boştu, 400 dönüm bir arazi isteseler herkes verirdi. Oraya vizyonu olan biri gelemedi. Galatasaray, Fenerbahçe 290 milyon euroya yakın maliyetle takım kurdular, yurt dışında yine yoklar. Orada büyüyorsan büyüyorsun. Sen Türkiye’de sabaha kadar başarılı ol… Hâlâ biz kaç şampiyonluk tartışıyoruz, yıldız peşinde koşuyoruz.
Türkiye’de futbol eşittir Galatasaray Fenerbahçe çatışmasıdır. Koskoca insanlar, profesörler, doktorlar o tezgaha düşüyor ve birbirlerine düşman oluyorlar. Futbol birleştireceğine kutuplaştı. Bir Fenerbahçeli Galatasaraylı’nın, bir Galatasaraylı Fenerbahçeli’nin kafasını kıracak hiddet duyabiliyor. Bu hâle getirdik orayı maalesef.'
'O kadar yıldır yöneticilerle çalışıyorum, aralarında sportif anlamda yöneticilik yapan çok az. Hepsinin ya siyasi ya ticari bir amacı var. Ya milletvekili olacak, yukarıda yöneten arkadaşlara yakın olacaklar, ihale alacaklar. Bizdeki yönetici tiplemesini değiştiremezsek, futbol takımlarını kendi ayakları üzerinde duracak hale getiremezsek maalesef Türkiye’de futbol teriminin içini doldurmamış oluruz ve hep bunları konuşur dururuz.'
fbliler gsliler senin putun benim putum diye kavga ediyorlar
Bu konuları bu hale getiren kendiniz degilmisiniz sanki😂😂
Madem öyle sen de küfür bırak Yılmaz hoca 🤣