Kraliçe Elizabeth'in ölümüyle halkın ona olan sevgisinin tekrar gün yüzüne çıktığı Prenses Diana ya da Lady Diana, çok zor zamanlar geçirdi. Bunlardan bazılarını kendi ağzından dökülen cümlelerle ifade etti, bazıları ise onun ölümünden sonra gün yüzüne çıktı. Eski prensesin 1996 yılında Bulimia hastası bir adama yazdığı mektup, şimdilerde çok ses getiriyor. Gelin, Prenses Diana'nın kaleminden dökülenleri ve Bulimia hastasıyla nasıl empati kurduğunu birlikte inceleyelim. Hazırsanız başlıyoruz...
Haberciliğin hız kesmeden gelişmeye devam ettiği o yıllarda gazeteler ve televizyonlar, gündemine yepyeni bir ismi taşıdı. Lady Diana, henüz 20'li yaşlarının başında genç ve güzel bir kadındı. Dönemin prensi Charles'la olan evliliği büyük yankı uyandırdı. Prenses Diana'nın kendine has bir tarzı vardı. Dışarıdan bakıldığında birçok kişi, onun ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordu. Hem büyük bir aşk yaşıyor hem kraliyet ailesinin gelini oluyordu...
Yaşadığı beraberlik ve devamında gerçekleşen evlilik, Diana'nın hayatını baştan aşağı değiştirdi. Kendi söylemiyle hiç kimseydi ve birden bire Galler Prensesi, bir eş ve ne yazık ki medyanın en önemli figürlerinden biri olmuştu. Devamında iki çocuk annesi, aldatılan bir eş ve yetersiz görülen bir insan olarak hayatının birçok alanında zorluklar yaşadığını da ifade ediyordu. Diana, Bulimia'yla olan mücadelesinde bu durumu gizli bir hastalık olarak nitelendiriyor ve onun, sürekli kendini tekrar eden bir örüntü olduğunu söylüyordu.
Prenses Diana'nın geçmiş yaşantısında da birçok sorun vardı. Onun için ailevi sıkıntılar, çocukluktan beri taşıdığı travmalardı. Kraliyet ailesine girdiği ilk günden beri birçok konuda sorun yaşayan Diana, geçtiğimiz günlerde kral olan 3. Charles ile nişanlandıktan bir hafta sonra Bulimia Nervoza hastalığına yakalandı. Sonrasında çevresinden gelen anlık reaksiyonlar ise onun ataklarını tetikledi ve Diana'yı daha çok Bulimia'nın içerisine itti.
Prenses Diana'nın verdiği röportaja göre Charles, nişanlandıkları dönemde Diana'nın beline ellerini koyup ''Biraz tombullaşmışsın.'' demiş. Basına yansıyan fotoğraflarda görüldüğü üzere çok zayıf olan Diana ise bu lafın kendisinde bir şeyleri tetiklediğini dile getiriyor. Diana ve Charles, kısa süren nişanlılık dönemlerinin ardından evlendi ve bu sırada kameralar sürekli olarak onların yanındaydı. Şöhretin bir anda bu kadar yüklü bir şekilde gelmesi ve her hareketinin haber niteliği taşıması da Diana'yı zorluyordu.
Bu hastalıkla uzun yıllar mücadele edecek olan Diana, ilk atağını çok gergin ve heyecanlı geçirmiş. Daha sonra bu nöbetler ardı ardına devam etmiş. Evliliğinde yaşadığı sorunlar, kraliyet ailesiyle yaşadığı problemler, basın ve Camilla faktörü onu yeni ataklara sürüklemiş. Charles'ın Diana'ya karşı olan davranışı zaman zaman kameralara da yansıyordu. Özellikle nişanlandıkları gün aşkla ilgili soruya verdiği cevap, günümüzde hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Diana, kraliyet ailesi içerisinde yoğun baskılarla mücadele ediyordu. Örneğin, küçük oğlu Harry'nin saçlarının hafif kızıl olması bile büyük bir sorun hâline gelmişti.
İlk başlarda çevresinden ve ailesinden destek almayan Diana, yıl ilerledikçe ve Charles'la boşanma evresine yaklaştıkça daha açık sözlü ve daha korkusuz biri hâline dönüştü. O yıllarda Diana, kraliyet ailesi ve eşi Charles'la ilgili basına çarpıcı açıklamalarda bile bulunmuştu. Prens Charles'la boşandığı yıl içerisinde Bulimia hastası Richard adlı birine mektup yolladığı ortaya çıkan Diana satırlarında 'Ben Bulimia'yı yenebilirsem siz de başarabilirsiniz.' demiş.
Prenses Diana'nın içten ve iyi dilekleriyle kaleme aldığı mektup, Las Vegas sergisinde sevenleriyle buluşuyor. Yaşadığı zorlukları saklamayan, gördüğü baskıları açıkça dile getiren ve birçok insana umut olmak için çabalayan Diana'nın mektubu; Bulimia hastalığıyla olan mücadelesinin somut bir örneği. Bulimia hastası Richard L. Saunders'a ulaşan prensesin, oradan da tüm dünyaya ulaşarak hâlâ içindeki umudu yaymaya devam ettiğini söyleyebiliriz.
Mektubun tamamını çevirseymişsin daha iyi olurmuş, Editör’cüğüm..
kadının anaokulu öğretmenliği yaptığını okuyup, kraliyete gelin gelmişsin neyine katlanamadın yorumu yapacak cahiller doluşmadan ben şuraya yazıyım hemen çünkü türemeye başlamış aşağıda: Diana, kraliyete çok yakın soylu bi ailede doğmuştur. Çocukluğundan beri Charles ile arkadaştır. Neredeyse aynı sarayda büyümüşlerdir. Hatta aile/soy bakımından Kate Middleton'ın soyundan üstündür. İngilteredeki soy ünvanları ve bu soylara mensup aileler bellidir ve listelenmiştir. internette de var, önce bakıp öğrenin bence sonra yorum yapın. zaten krallar prensler soylu aileden bi kadınla evlenmek zorundadır bu günümüzde de değişmemiştir. Günümüzde halktan insanlarla evlenenler oluyor, ama onlarda haklarından vazgeçip evleniyorlar. kurallar hala çok net. Charles'ın 2.evliliği olan Camilla da soylu bi aileye mensuptur. zaten başka türlüsü mümkün değil. Elizabeth müdahale etsin etmesin. bu kuralı koyan da Elizabeth değil,Monarşinin oluştuğu yıllar yani m.ö'ye dayanıyor. 1000 yıllık kural aq.
Bu kadına da yazık oldu, gerçekten çok üzücü :/