Fransa’daki meşhur gazeteci-yazar Kenize Murad’ın anneannesi olan Hatice Sultan’ın sürgünde Beyrut’a gittiğini, Fehime Sultan’ın ise Fransa’nın Nice şehrine yerleştiğini belirten Ekinci, “Bu her iki sultanın da buradaki yaşadıkları hayat yürek burkucudur. Hatice Sultan yaşlıydı. Bir müddet sonra kötürüm oldu. Beyrut’un bir mahallesinde zar zor geçinerek hayatını kaybetti” ifadesini kullandı.
Fehime Sultan’ın hayatının daha da zorluklarla geçtiğini anlatan Ekinci, şunları kaydetti:
“Nice şehrinde, zenci hizmetçisinin sokaklarda dilenerek getirdiği paradan pişirdiği çorbayı yiyerek yaşadı. Üzüntüden verem oldu ve öldü. Fehime Sultan 1920’li yıllarda, Hatice Sultan 1930’lu yıllarda vefat etti. Onların geride kalan yalıları diğer haneden üyelerine tahsis edilen yalılar gibi hükümet tarafından müsadere (el koyma) edildi. Zaten bazıları devlet hazinesine ait değil, padişaha aitti. Yani bunlara el konuldu.”
Fehime Sultan Yalısı’nın bir süre boş durduğunu, ardından da yetimler yurdu olduğunu anlatan Ekinci, yalıların tarih sürecinde kullanım şekilleriyle ilgili şu bilgiyi verdi:
“Daha sonra Gaziosmanpaşa Ortaokulu oldu. Sanırım 2000’lı yılların başında bir sabotaj olduğu düşünülen bir yangın ile yandı. Oraya otel yapmayı düşündüler. Orası İl Özel İdare tarafından İstanbul Trafik Vakfına kiralandı. Fakat otel izni çıkmadı. Orası bir müddet otopark olarak kullanıldı sonra inşa edildi, otel yapılmak üzere. Hatice Sultan Yalısı ise uzun zaman Yüzme İhtisas Kulübü olarak faaliyet gösterdi. O da zannediyorum 2015 yılında yine otel yapmak üzere İl Özel İdare tarafından kiralanmıştı. Yani belediyenin orada devreye girişi 2000’li yıllarda olmuştur. Bu faaliyetleri yürütebilmek için. Enteresandır şimdi herkes bu 2 yalının belediyeden hazineye ya da hazineden belediyeye intikalini konuşuyor ama hiç kimse bunların eski sahiplerini, burada kimlerin, nasıl yaşadığını pek dile getirmiyor.”