Yıllardır Filmlerde Görüp Özendiğimiz ve Gerçekleşmesi An Meselesi Olan 10 Çılgın Teknoloji

Sanat, hayatı ne kadar taklit ediyorsa; hayat da sanatı o kadar taklit ediyor sevgili dostlar. İşte hayal gücümüzle ortaya koyduğumuz, şimdilerde ise gerçekleştirmeye yaklaştığımız 10 akıl almaz teknoloji:

NOT: Her ne kadar teknoloji açısından güzel gelişmeler olsa da, bu gelişmelerin çoğu insanlığın iyiliğine hizmet etmiyor.

10. Işın kılıcı

Fotonlar, ya da ışık partiküllleri, herhangi bir kütleye sahip olmadıkları için bugüne kadar bunun imkansız olduğu düşünülüyordu ancak, bilim insanları geçtiğimiz aylarda şans eseri fotonik molekül üretmeyi başardılar. Üretilen bu yeni maddede fotonlar, birbirleriyle interaksiyona girmeden geçip gitmiyor, birbirleriyle sıkı bir bağ kuruyor ve bir arada kalıyorlardı.

Harvard Üniversitesi fizik profesörü Mikhail Lukin, bu yeni teknolojinin pek çok diğer şeyin yanında, ışın kılıcı üretimini de mümkün kılacağını belirtiyor. Çünkü bu fotonların birbiriyle bağlanması ve birbirlerinden etkilenerek yön değiştirmesi, filmlerde görüp uzun zamandır arzuladığımız bu kılıçları yaratmak için yeterli teknolojiyi sunuyor. 

Elbette bu işin magazin yönü. Bulunan şey, ışın kılıcının çok daha ötesinde yarar saylayabilecek potansiyele sahip: Örneğin kuantum bilgisayarların ve ışık kristallerinin yaratılması. Merakla bekliyoruz...

9. Yapay sperm ve yumurta ile laboratuvar ortamında üretilen insanlar

Bilim insanları uzun zamandır yürütülen çalışmalar neticesinde laboratuvar ortamında yapay sperm ve yumurta üretmeyi başardı. 2014 yılında Cambridge Üniversitesi'nde üretilen üreme hücreleri aslında bu gelişmenin başlangıcıydı. Üretilen bu hücrelerin gelişerek olgun hücrelere evrilmesi üzerine Çinliler, bu olayı bir adım öteye taşımaya karar verdiler.

Haziran 2016'da ise (evet, bu ay) Nanjing Tıp Fakültesi, kemirgenlerin kök hücrelerini kullanarak sağlıklı sperm hücreleri yarattıklarını duyuran bir makale yayımladı. Üretilen bu sperm hüceleri bir farenin yumurtasına enjekte edildiğinde ise, yeni sağlıklı canlılar meydana geldi.

Bu uygulamanın fareler üzerinde başarıya ulaşmış olması, insanlar için uygulanmasına çok az bir zaman kaldığını gösteriyor. 'Ne gerek var daha fazla insana, ürettiklerimiz yetmiyor mu?' diye çıkış yaparsanız da son derece haklısınız ancak bu uygulama ilerleyen zamanda kısırlığın çözümünü sunacak gibi görünüyor.

8. Ölüleri diriltmek

Arizona Üniversitesi araştırmacılarından Peter Rhee, yürüttüğü yeni çalışma ile ölülerin yeniden canlandırılmasını sağlayacak bazı yöntemler bulmuş gibi görünüyor. Hayvanlar üzerinde denenen ve başarıya ulaşan bu sürece 'tedavi edici hipotermi' adı veriliyor.

Çalışmaya göre beyin aktiviteniz, kalbiniz ve kan akışınız dursa bile yaşamayı sürdürmeniz için bir yol var. İlk olarak vücudunuzdaki kanın tamamı, bir tuz solüsyonu ile değiştiriliyor, metabolizmanız çalışmayı durduruyor ve vücudunuz belirli bir sıcaklıkta tutuluyor. Ardından ise siz bu durumdayken doktorlar ölüm riski olmadan ameliyatınızı gerçekleştiriyor ve ölümünüze yola açan fizyolojik bozukluğu tamir ediyor. Ardından da kanınız tekrar vücudunuza enjekte ediliyor ve ortam normal sıcaklıklara döndürülüyor. 

Öte yandan, “The ReAnima Project” (Yeniden Canlandırma Projesi) adı verilen bir başka proje, farklı bir takım teknikler kullanarak beyin ölümü gerçekleşmiş kişileri diriltmeye çalışıyor. Örneğin bu tekniklerden bir tanesi, ölünün omuriliğine ve kök hücrelerine protein zincirleri enjekte etmek ve ardından transkraniyal lazer terapisi ve elektriksel sinir uyarımı süreçlerini uygulamak. Bu çalışmalar bugün hala sürmekte ve yakın bir gelecekte ölüm sürecinin tersine çevrilmesine imkan sağlayacağı düşünülmekte.

7. Lazer silahı

2016'nın Mart ayında ABD ordusu, lazer silahlarının artık yalnızca bir hayal olmaktan çıktığını büyük bir gururla duyurdu. 'Ofansif ve defansif direkt-enerji silahları' adını verdikleri bu tasarımı 2023 yılından itibaren standart hale getirmeyi amaçlıyorlar. Amerika'nın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Lockheed Martin, konu üzerindeki çalışmalarını halen sürdürmekte ve Amerika her geçen gün insan öldürmenin daha farklı yolları üzerinde çalışmakta...

6. Sıvı zırh

5. Dinozor klonlama

Dinozorların kuşlarla ortak atadan geldiği biliniyor. Bugün dünyamızda bulunan kuş ve tavuklar, bin yılı aşkın bir evrim yolculuğunun mükemmel örneklerini oluşturuyorlar. Buradan yola çıkan Yale ve Harvard Üniversitesi araştırmacıları, tavuk embriyolarını kullanarak bu asırlar öncesinde nesli tükenmiş atalarını yeniden yaratmaya çalışıyorlar. 

Ancak bu çalışmayı yürüten araştırmacılar, deneylerin amacının dinozor yaratmak olmadığı, yalnızca gaganın evrimsel sürecini aydınatmak olduğu konusunda epey ısrarcılar. Kaldı ki bunu aydınlatmak için yaptıkları deneyler, direkt olarak evrim sürecini tersine döndürerek eski türlere ulaşmak anlamına geliyor. Bazen biz insanlar için merak duygusu, yapılan şeyin yaratabileceği yıkıcı etkilerden çok daha baskın geliyor sevgili dostlar.

4. Kara delikler

Fizikçi Jeff Steinhauer, yakın zamanda gerçekleştirdiği bir projede ses dalgalarını kullanarak laboratuvar ortamında bir kara delik simülasyonu yaratmayı başardı. Bu güne kadar bir hipotez safhasında olan Stephen Hawking'in kara deliklerinin varlığı böylece kanıtlanmış oldu.

Seslerle oluşturulan bu kara delik, önce derin soğutma, sonrasında ise helyum gazının ısıtılması ile ses dalgalarının geçemediği bir bariyer oluşturma yoluyla gerçekleştirildi. Bu çığır açan yeni yaratımın, ünlü fizikçi Stephen Hawking'e Nobel ödülünü kazandırması bekleniyor.

3. Görünmezlik

2. Kişisel hologram cihazlar

Hologram yansıtacak cihazların cebimize sığacak boyutlara getirilmesi uzun zamandır üzerinde çalışılan ve pek çoklarınca imkansıza yakın bir konuydu. Ancak Harvard Üniversitesi'nden araştırmacılar görünüşe göre polarize edilmiş ışık kullanarak yeni bir hologram tipi ortaya çıkarmışlar ve mümkün olan en az ışık kaybıyla, yüksek görüntü kalitesine sahip hologramlar üretmeyi başarmışlar. Kısacası yakın bir zamanda hologram yansıtabilen akıllı telefonlarımız göt ceplerimizde yerini alacak sevgili dostlar.

1. Hafızayı silmek ya da aktarmak

Nörologlar bir süredir, beynin aslında daha önceden adlandırıldığı gibi vücudun hard diski filan olmadığını söylüyorlar. Çünkü beynimiz, deneyimlerimizi olduğu gibi alan ve hayatımız boyunca saklayan bir makineden çok, bu hikayeleri tekrar tekrar üreten ve zamanla oldukça saptıran bir makineye benziyor. 

Çünkü bizler bir anıyı her hatırlayışımızda onu beynimizde tekrar düzenliyor, değiştiriyor ve sonrasında bu yeni haliyle saklamaya başlıyoruz. Bu da anılarımızın çoğu zaman güvenilir olmadığı anlamına geliyor. Yaşanan travmaların zaman içerisinde kişiyi daha az etkilemeye başlamasının da sebebi tam olarak bu. 

Son zamanlarda bilim insanları, PKMzeta isimli bir protein ile anıların saklanması arasında bir bağ olduğunu ortaya çıkardı ve bu proteini inhibe etmeye (önlemeye) yarayan bir takım ilaçlar geliştirdi. Ayrıca bu ilaçların oldukça etkili olduğu da ortaya kondu; öyle ki onlardan aldığınızda, geçmişte yaşadığınız travmatik bir durumu zihninizden tamamen atabiliyorsunuz.

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
22.06.2016

insan fazla merakindan dolayi sonunu getirecek

evrim bunu gerektiriyormuş demekki. olduğu kadar olmadığı evrim

22.06.2016

Ben hala sword art online tarzı bir şey bekliyorum.

22.06.2016

o da gelecek. Sanal gerçeklik te gün be gün ilerliyor.

23.06.2016

bırakın bu boş işleri insanlarımızın kafasını karıştırmayın. o değil de taharet musluğundan göte su kaçarsa oruç bozulur mu?

TÜM YORUMLARI OKU (23)