Yıllarca Öz Babamın Cinsel İstismarına Maruz Kalan Bir İnsan Olarak Neler Yaşadım?

Nedenini bilmiyorum ama sadece anlatmak, yaşadıklarımı paylaşmak istedim. İnsanlara ulaşabileceğim bir yer düşündüm ve aklıma Onedio geldi. 

Uyarı: Bu içerik Onedio editörleri tarafından formata uygun bir şekilde düzenlenmiştir. 

Nasıl anlatsam, nereden başlasam bilmiyorum. Neyse ki hiçbiriniz beni tanımıyorsunuz da içimdekileri rahatça dökebileceğim burada. Yaşadıklarımı hafifletme ihtiyacı duymadan doğrudan yazabileceğim...

Türkiye'nin doğusunda, küçük bir şehirde dünyaya geldim. Ailenin 5. ve en küçük çocuğuydum. Annem doğuştan engelli, gözünde yüzde doksan görme kaybı olan, aynı zamanda da ruhsal hastalıklarla mücadele eden bir kadındı. Sessiz, kendi halinde ve bir o kadar da yardıma muhtaç tabii. Yıllarca en büyüğümüz olan ablamı anne bildim, hep ona anne dedim. Evi çekip çeviren, üç abime ve bana annelik eden oydu çünkü. Babam esnaflık yapıyor, kıt kanaat geçinmeye çalışıyorduk. Anlayacağınız hayata daha doğduğum ilk andan mağlup başlamıştım aslında.

Babam benim için hep korktuğum ve varlığından inanılmaz huzursuzluk duyduğum bir kişi haline dönüşmüştü aklım ermeye başladıkça. Onun geleceği saatlere doğru içime bir huzursuzluk çöker, kaçacak delik arardım.

Yalnızca ben değil, hepimiz öyle. Hayatınızda görüp görebileceğiniz en sinirli, tahammülsüz ve bir o kadar da acımasız insandı. Ablam anneannemin vefatından sonra bize bakacak, evi çekip çevirecek kimse yok diye okulu bırakmak zorunda kalmıştı. Orta okulu bile zar zor okumuştu kızcağız. Yine de babama yaranamıyordu asla. Yemek tuzsuz diye dayak yediği bile oluyordu zavallının. Tabii bu dayaklardan abilerim de nasibini alıyor, zavallı annemin görmeyen gözüyle engel olma çabaları bile hiçbir işe yaramıyordu. Onu bile o haliyle sen karışma diye köşeye savuruveriyordu. Bir tek bana çok ilişmiyor, beni ablamlar kadar hırpalamıyordu. Ama babamda beni rahatsız eden, korkutan bir şey vardı. Bakışları ve bana olan o tavrı beni rahatsız ediyordu. Herkese eziyet ederken bana karşı daha ılımlı olması beni rahatsız ediyordu.

Bu ılımlı tavrın cinsel bir istismara dönüşmesi ise 6-7 yaşlarıma tekabül ediyor aslında. Bir gece o kadar ateşlendim ki, ablam ne yaptıysa ateşimi düşüremedi. Duşa soktu olmadı, alnıma sirkeli mendil koydu olmadı...

Zar zor babamı uyandırdı beni hastaneye götürsün diye, babam kalktı beni kucakladığı gibi merkezdeki hastaneye götürdü. Orda doktor ilaç yazdı, serum taktı ve birkaç saatin ardından ateşim sönüp eve döndük. Döndüğümüzde ablamlar uyumuştu ve babam gel benle yat dedi. Annemle babam yıllardır ayrı yatıyor, ablam annemle birlikte uyuyordu. Şaşırdım ama bir o kadar da mutlu oldum o an. Belki de babam o kadar da fena bir adam değildi... Belki de biz onu gözümüzde canavarlaştırıyorduk. Beni kucaklayıp hastaneye götürmüş ardından da yalnız yatmayayım diye bana refakatçilik etmeyi bile düşünmüştü. Babamın peşinden odaya koyuldum. Üzerimle yatağa girecektim ki babam gel üzerini çıkaralım ateşin çıkmasın diye beni soydu. Kilotla kaldım öyle. Bir yandan çocuk aklımla çekiniyordum ama bir yandan da söylediği mantıklı gelmişti. Babam beni yanına uzandırdıktan sonra birkaç kez eliyle ateşime baktı. Sonra ben uykuya dalmışım...

Ne kadar uyudum bilmiyorum ama uyandığımda babamın eli memelerimdeydi. Ani bir şekilde ben irkilince 'Korkma kızım' ateşine bakıyorum dedi... Bir süre elleriyle memelerime dokundu, yalandan ellerini alnımda gezdirdi.

Bir yandan ne olduğuna anlam veremedim ama bir yandan da sevindim. Babam ilk kez benimle temas ediyordu sanırım, ilk kez bana dokunuyordu. Tabii ben o an çocuk aklımla bu dokunmayı şefkatli bir dokunma sanmıştım... Ne acı. O gün öyle geçti, ertesi gün ateşlenince babam yine beni yanında yatırdı. Yine ateşim yükselmesin diye soydu beni. Tabii ben şaşkınlık, utanç ve bir o kadar da içten içe mutlu eden bir duyguyla uykuya daldım. Yanımdaki adam benim babamdı ama bugüne kadar bir kez bile bize şefkat göstermediği için bir o kadar da uzaktı bana. Çekindiğim ama bir o kadar da yaslanmak istediğim, şefkat görmek istediğim bir adamdı. Gece yarısı yine bir anda sıçradım, babam bu kez elini benim vajinamda gezdiriyordu. 'Bir şey yok kızım, iyileş diye yapıyorum...' dedi. Çocuk aklı işte. Bir yandan bir şeylerin ters gittiğini anlıyorsunuz ama bir yandan da aklınız yetmiyor, asla konduramıyorsunuz. Babam o gece benim vajinama saatlerce dokundu, gıkımı çıkaramadım. Ertesi sabah kalktığımızda dün gece seni iyileştirmeye çalıştığımı kimseye söyleme diye tembihledi beni. Tabii ben korkudan ağzımı açamadım.

Ertesi gün ve yine ertesi gün... Ben iyileşmedikçe babamla uyuyor ve her gece onun gitgide daha da ileri boyuta taşınan cinsel tacizlerine maruz kalıyordum...

O gece ben uyuduktan sonra bu kez babam kilodunu çıkarmıştı. Beni uyandırdı ve önce 'İyi misin?' diye sordu. Ardından elimi cinsel organına götürerek, 'Bak kızım, istersen bununla oynayabilirsin' dedi. Ben elimi çektim, uyumak istiyorum dedim ama elimi alıp tekrar cinsel organına götürdüğünü hatırlıyorum. Bir yandan da benim memelerime elliyor, 'Yok bir şey kızım, bakalım ateşin var mı?' diyordu... 6 yaşındasın, küçücüksün ve savunmasızsın. Seni hayata karşı koruyabilecek tek insan olan baban ise seni istismar ediyor. Ne yapabilirsin ki?

Babam artık işi ileri bir boyuta taşımış, beni her anlamda istismar etmeye başlamıştı. Bir gece abilerimle uyurken beni kucaklayıp kendi odasına götürdü, sana bir şey göstereceğim diye...

O gece o kadar ileri gitti ki, ben ağlamaya başlayınca 'Eğer bu yaşananları ablana ya da bir başkasına anlatırsan anneni öldürürüm.' diye beni tehdit etti. 'Ben sana kötü bir şey yapmıyorum, baba kız oynuyoruz.' diye beni bu durumun normalliğine inandırmaya çalıştı.

Bu istismar bu şekilde birkaç yıl devam etti... Ablama ve abilerime dünyaları dar eden babam, bana gelince sesini çıkarmıyordu asla. Ablamlarsa ben küçük olduğum için bana ses çıkarmadığını düşünüyorlardı.

Düşünsenize, küçücüksünüz... Bir şeylerin farkındasınız. TV'de insanlar birbirlerini dudaktan öpüyor, ama annesiyle veya babasıyla öpüşen kimse yok. Bu durumun normal olmadığını algılamaya başlıyorsun artık. Gece olsun istemiyordum asla. Gece olunca babam beni gelip alıyor, kendi yatağında bütün vücuduma dokunuyor, sertleşmiş cinsel organını vücudumun her yerine sürüyordu. 'Al kızım oyna!' diye cinsel organını elime veriyordu... Bense çaresiz, korku içinde ağlıyordum sadece. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Ablama ya da abilerime söyleyemiyordum çünkü beni annemi öldürmekle tehdit etmişti. Ya annemi benim yüzümden öldürürse? Ömür boyu bu acıya dayanamazdım. Ömür boyu bu vicdan azabını nasıl yüklenebilirdim ki?

Bu istismar ben annemi kaybedene kadar devam etti... Birkaç yıl önce meme kanseri teşhisi konulan annem tedavi görüyordu ancak doktor hastalığının son evrede olduğunu söyleyip onu eve göndermişti...

Bir gece sabaha karşı annem rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı. Sabaha sağ çıkamadı annem, hayatını kaybetti. Yaşadığım acı, hissettiğim o eksikliği tarif etmem sanıyorum mümkün değil. Belki bir anne olarak çok bir şey paylaşamamıştım onunla, bir anne figürü olarak gözümde canlandıramıyordum ama yine de varlığı bana yetiyordu. Köşede bir annemin olduğunu bilmek, arada gidip onun baş ucunda oyunlar oynamak bile bana yetiyordu... Annemi toprağa verip eve geldikten sonra babam birkaç gün beni hiç yatağımdan almadı. Ben bu istismarların bittiğine sevinecek gibi olsam da birkaç gün sonra beni yataktan almaya geldiğini anladım...

Çocuk aklımla hemen kalkıp dolaba saklandım. Babam odaya girdi, biraz tıkırtısı geldi. Sonra beni göremeyince çıkıp gitti... Sanıyorum yarım saat kadar dolapta bekledim, uyuduğundan emin olup horultusu gelmeye başlayınca çıktım dolaptan.

Ama artık kararlıydım. Ya ablama ya da öğretmenime olanları anlatacaktım. Bizi okuldan hep ablam alıyordu. O gün ablam okuldan bizi almaya geldiğinde bir cesaret ona her şeyi anlatmak istedim. Ama ya bu kez de ablamı öldürürse diye korktum... Anlatamadım. Sessiz sessiz ağladım yol boyunca. O gece yine dolaba girip bekledim babamı. Ama ilk kez gelmedi. Annemin öldüğü gece ve onu takip eden birkaç gece dışında hep geldi çünkü, geliyordu. O gece gelmedi. O gece yaşadığım o kısa süreli huzuru ve kurtulmuşluk hissini size anlatmam mümkün değil.

Sabaha karşı ablamın bağırtısıyla yerimizden fırladık. Babamın odasına koştuk ve babam çıplak bir şekilde bembeyaz kesilmiş yatakta uzanıyordu...

Ablam birkaç kez sarstı ama nafile. Ölmüştü. Hem de kendisini tatmin etmeye çalışırken, muhtemelen boşaldıktan hemen sonra. O an içimde ne bir acı ne de bir üzüntü. Hiçbir şey hissedemiyordum. Gelip alıp götürdüler babamı. Ne ağlayabiliyordum ne de sevinebiliyordum. Ağıtlar yakan ablama ise asla anlam veremiyordum. Bir insan bir kez bile başını okşamamış bir adamın ardından neden ağlar ki? Neden ağıt yakar? O gece eve gelen kalabalıktan sıyrılıp babamın odasına gittiğimi hatırlıyorum. Karşısındaki tekli koltuğa oturup saatlerce durdum öyle. Ne bir damla gözyaşı döktüm ne de bir şey hissedebildim. Ama kuş gibi hafiflemiştim... Beni yıllarca istismar eden, gece uykularımı bölen ve hayatı bana zindan eden adam ölüp gitmişti. Artık yoktu. Akşam huzursuz olmama, dolaplara saklanmama gerek kalmamıştı. Artık bana dokunamayacak, beni ağlatamayacaktı...

Babamdan sonraki hayatımız da kolay olmadı. Maddi zorluklar yaşadık, neler neler atlattık... Ama en azından onun o pis ellerinden kurtuldum. O pis ellerini üzerimden çekti!

Bir kez bile mezarına gitmedim, ardından bir kez bile ağlamadım. Onunla ilgili 'İyi insandı' muhabbetlerinin içinde bulunmamaya özen gösterdim. Ablama bir kez bile bu yaşananlardan bahsetmedim... Ne ona ne de akrabalarıma. Okumak için geldiğim şehirde de kaldım zaten. O eve bir kez daha adımımı atmamak için kendime yemin etmiştim. Yeminimi tuttum. Bu yaşadıklarımı yıllar sonra bir tek eşime anlatabildim. O da beni anladı, yaralarımı benimle birlikte sarmak için çaba gösterdi sağ olsun...

Babam eğer bir yerlerde, bir şekilde beni duyuyor ya da hissediyorsa ona hakkımı asla helal etmiyorum...

Popüler İçerikler

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
YORUMLAR
19.11.2020

İnsanları böyle böyle ziyan ediyorlar işte... Erkeklerden korkarak yaşadı belki uzun yıllar. Ve insanlar ona bu yüzden ''kezban'' dedi belki de. Sağlam psikoloji ile büyüyebilen herkes çok şanslı. Normal bir ailede büyüyen herkes..

19.11.2020

Yanı başımda babam varken okudum bunu. O şerefsizi okudukça kendi babama şükrettim. Bu nasıl bir vicdansizlik? Bu nasıl bir kötülük? Allah senin gibi bir şerefsizi cehenneminden çıkarmasın inşallah. Elim ayağım titriyor ya. Nasıl ya? 6 yaşındaki bir çocuğa bunu nasıl yaparsın? Allah seni kahretsin ya? Kardeşim inşallah bundan sonraki hayatin masal tadında, mükemmel gecer. Bunca sene döktüğün gözyaşların da o şerefsize cehennemde odun olsun inşallah.

Pasif Kullanıcı
19.11.2020

Elim ayağım titriyo şu an. Önüme çıkan ilk herifi öldürebilirim. Belki de bu kendim olurum. Sinirim geçene kadar aynaya dahi bakmamalıyım.

TÜM YORUMLARI OKU (11)