Küme düşmek her zaman ligin iddiasız takımlarının başına gelmiyor. Bugün inceleyeceğimiz bu 6 büyük ekip bir zamanlar küme düşme tecrübesini yaşadılar. Büyük kulüp olmanın bir sonucu olarak da yeniden yükselerek başarılı olmayı bildiler!
Küme düşmek her zaman ligin iddiasız takımlarının başına gelmiyor. Bugün inceleyeceğimiz bu 6 büyük ekip bir zamanlar küme düşme tecrübesini yaşadılar. Büyük kulüp olmanın bir sonucu olarak da yeniden yükselerek başarılı olmayı bildiler!
2008/09 sezonunda Newcastle, Premier Lig'deki üst üste 16 yılından sonra, 1989'dan beri ilk kez küme düşme tecrübesi yaşayacaktı. Belki Newcastle'ın düşmesinde o sezon değişen pek çok hocanın etkili olduğu da söylenebilirdi. Kevin Keegan ve kulüp sahibi Mike Ashley arasındaki büyük küslük, efnsane antrenörün istifasına yol açtı. Newcastle, o sezon sadece yedi galibiyet alabildi ve -19 averajla bitirdi. 1 puan daha alsalar, ligde kalabileceklerdi.
2011/12 sezonunda Villarreal, Giuseppe Rossi ve Nilmar'ın sezon başında toplam 29 gol attığı, çoğu kulübün imreneceği bir takıma sahipti. 'The Yellow Submarines', bir saldırı gerçekleştirmişti. Gelecek sezon ise Rossi ve Nilmar ikilisi sezonun büyük bölümünü sakatlanarak kaçıracaktı ve bu durum gerçek anlamda felaket oldu. Kulüp o sezon boyunca üç teknik direktör değiştirerek ligi 18. sırada bitirdi.
2002/03 sezonundayız. 2001/02 sezonunu 7. sırada bitirmek West Ham taraftarlarına heyecanlanacak çok şey verdi. Paolo Di Canio, Trevor Sinclair ve David James gibi isimleri kadrosunda bulunduran kulüp, Premier Lig'de rahat bir sezon geçirecek gibi görünüyordu. Joe Cole, Michael Carrick, Glen Johnson ve Jermain Defoe gibi yerli gençlerin deneyimli oyuncularla olan uyumu, West Ham'ın çoğu takımın aradığı bir dengeye sahip olduğu anlamına geliyordu. Gel gelelim kulüp, inanılmaz düşük performansla geçen bir sezonda ilk iç saha galibiyetini ancak 25. maçta alacaktı.
2003/04 sezonu da Leeds'in kabuslarının başlangıcı oldu. Küme düşmelerinden sadece iki yıl önce Leeds, Şampiyonlar Ligi yarı finalde Valencia'ya yenilmişti. Bu başarılardan sonra kulüp, 2002'de Rio Ferdinand ve Robbie Keane'in satışıyla çeşitli mali sıkıntılar çekmiş ve ligi 15. sırada bitirmesiyle aslında gelecekteki tehlikenin sinyallerini vermişti. Sonraki sezon, kulüp sahadaki demirbaşlarını sattı ve zayıf kadro onları küme düşmekten kurtaramadı.
1999/00 sezonundaki La Liga'ya gidiyoruz. 1996'da, 19 yıl aranın ardındn Atletico Madrid'in lig şampiyonluğunu görmüştü. Sadece birkaç yıl sonra ise kulüp, ikinci ligde yani Segunda Division'daydı. Atletico Madrid büyük paralar harcayıp Juninho ve Christian Vieri gibi isimleri kadrosunda tuttu ve mücadele etti. Leeds'ten katılan yeni golcü Jimmy Floyd Hasselbaink, etkileyici bir performans ortaya koyarak 24 gol kaydetse de yeni takımını tek başına kurtaramadı. Aralık 1999'da kulüp, zor bir sezonda kulübe yardımcı olmayan fonların kötüye kullanıldığına dair spekülasyonlar üzerine başkanları Jesus Gil ve yönetim kurulunu askıya aldı.
İçeriğimizi futbol tarihindeki en şok edici küme düşmelerinden biriyle sonlandıralım. Juventus, 2005/06 sezonunda inanılmaz bir performansla 91 puan toplayarak Serie A'yı domine etti (bu bir rekordu). Şampiyonluklarından kısa bir süre sonra Calciopoli skandalı su yüzüne çıktı. Bianconeri'nin eski genel menajeri Luciano Moggi ve başkanı Antonio Giraudo, kulüplerine fayda sağlamak için hakemleri manipüle etmekten suçlu bulundu. Sonuç olarak, kulüp Serie B'ye düşürüldü ve dokuz puan aldı. Alessandro Del Piero, David Trezeguet, Gianluigi Buffon ve Pavel Nedved, kulüpte kalan ve Serie A'ya hızlı bir dönüş sağlayan büyük isimlerden bazılarıydı.