Yıllarca Gizemli Kalan Müthiş Doğa Olayı: 8 Madde ile Antarktika'da Akan Kan Şelalesi

Güney Kutbu'nda bulunan, buzulların arasından akan ve görenleri hayrete düşüren 'Kan Şelalesi'nin kısa öyküsü karşınızda sevgili dostlar:

1. Antarktika'da bulunan bu kan kırmızısı şelale, ilk olarak 1911 yılında keşfedildi.

Antarktika'nın Taylor Buzulu'nda yer alan bu şelale, devamlı bir akış halinde ve suyu Bonney Gölü'ne karışıyor.

2. Bilim insanları uzun seneler boyunca suya bu rengi verenin kırmızı yosun olduğunu düşündüler.

Fakat daha sonra elektromanyetik alıcılar vasıtasıyla Kan Şelalesi üzerinde yapılan taramalar, şelalenin altında çok daha büyük bir yeraltı su kaynağı bulunduğunu ortaya çıkardı.

3. Şelalenin bu rengi alması, milyonlarca yıllık bir birikimin sonucu...

Yapılan araştırmalar, tahminen 5 milyon yıl önce deniz seviyelerinin yükseldiğini ve Doğu Antarktika'yı sular altında bıraktığını; bunun da tuzlu bir göl oluşumuna yol açtığını gösteriyor.

4. Ve aradan geçen milyonlarca yıl, gölün üstünde buzulların oluşmasına ve gölün anakaradan tamamen kopmasına sebep oldu.

Göl, oluşan buzullar sebebiyle tamamen ışıksız ve oksijensiz kalsa da, sahip olduğu mikrobiyolojik yaşamı koruyabilmiş. Bu da, yerin 400 metre altında kalan gölün gittikçe daha tuzlu hale gelmesine sebep olmuş...

5. Kan şelalesinin kaynağında bulunan bu göl, normal deniz suyundan 3 kat daha tuzlu ve donması mümkün değil.

Bu göl, aynı zamanda yüksek miktarda demir içeriyor. Demir, şelalenin altında bulunan kaya yatağının aşınmasıyla ortaya çıkıyor ve bu sebeple oksijenle temas ettiği anda paslanan su, kırmızı renge bürünüyor.

6. Buzun altında sıvı su bulunduran ender noktalardan biri olan Kan Şelalesi, büyük bir mikrobiyolojik faaliyete işaret ediyor.

Şelalenin altında yer alan göle dair araştırma yapan isimlerden biri olan Tennessee Üniversitesi'nden Jill Mikucki, kaynağın tahmin edilenden çok daha büyük olabileceğini düşünüyor ve gölün karanlık ve oksijensiz ortamda yaşamını sürdürebilen bakterileri desteklediği için önemli olduğunu savunuyor.

7. Şelalenin bulunduğu vadiye sadece helikopterle veya bölgeyi ziyaret eden cruise gemileriyle ulaşılabiliyor.

Antarktika'nın derinliklerinde demir çözücü mikropların bulunduğu düşüncesi, geçtiğimiz sene Güney Kutup Denizi'nde ölçülen 170 milyon kg demiri açıklaması açısından önemli. Aynı zamanda, kayalardaki demiri parçalayan bakteriler, kıyı şeridinde mevsimlere göre artış gösteren deniz canlılarına da açıklama getirebilir.

8. Oksijensiz ve karanlık bir ortamda yaşamın sürdürülebildiğinin keşfedilmesi, Mars'ta ve diğer gezegenlerde yaşamın mevcut olabileceği görüşünü güçlendiriyor.

Gökte ararken yerde bulmak bu olsa gerek a dostlar!

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
13.03.2016

Mars gibi işte. Demir molekülleri oksitlenince kırmızı renk akıyor. Ha oksijensiz ve kapalı alanda nasıl oluyor diye söyleyeyim. Dünya ilk oluştuğunda Oksijen kullanmadan yaşayabilen bakteriler vardı. Bunlar yaptıkları özel fotosentezler sayesinde bugün soluduğumuz havayı oluşturdular. Herhalde onların bir kısmı orada hala var.

12.03.2016

İlla apandisi aldırtacaksınız :P

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ