Konu arkadaşlık ilişkileri olunca her zaman doğruyu ve orta yolu bulmak zor, biliyoruz. Türlü türlü insanla birlikte vakit geçirdiğimiz bu hayatta hepimizin doğruları, yanlışları, artıları, eksileri derken kimsenin mükemmel olmadığının da farkındayız. Ancak bazı durumlar var ki gerçekten insanın canına tak ettiriyor, yıllar yılı dostum dediği insanla bile artık bağımızı koparmamıza neden oluyor. Buyurun... 👇
Kronik olarak “Abi bi’ yüz lira fişeklesen ya” diyenler bir kenara, yıllar yılı dostum dediğiniz insan bile olsa işin içine para girince olayların rengi değişebiliyor arkadaşlar. Eğer sıkışık bir dönemden geçtiği için size danışan bir dostunuz varsa onun geri ödemeyeceğini, sizin de sormayacağınızı göze alarak verin. Tabii bu ekonomide zor ama...
“İnsan bilir ne yaşadığını” diye boşuna söylenmemiş, ağzınızdan çıkan her lafın yalan mı gerçek mi olduğunu en iyi siz bilirsiniz. Dürüstçe içinizi döktüğünüz bir konuda bile size yalancı muamelesi yapıp abartıyormuşsunuz gibi davranan kişiler evlerden ırak olsun…
“İyi günde, kötü günde” lafı sadece evli çiftler için değil, dost saydığımız insanlar için de geçerli. Sadece işi düştüğünde sizi arayıp soran, yanınızda biten insanları hepimiz tanıyoruz. Hatta siz de kendinizi sorgulayın; mesela teknolojiden iyi anlayan arkadaşınızı sadece telefonunuz bozulduğu zaman mı arıyorsunuz?
Buluşma saatini, yerini, gününü hep kendisine göre ayarlayan insanlardan aman uzak durun. Bu kişiler kendilerini ortamın lideri gibi görüp dozu iyice artırır, bazen insanların arasını açar, en sonunda da yalnız kalırlar. Sonuçta sürekli başkasının gönlünü yapmak bir noktada herkesin canına tak eder.
Bu tarz insanların özellikle kendi yaptıkları planları son anda bozmaları ile meşhurlar! Akşamki buluşmayı teyit etmek için aradığınızda “Aa kanka ben unutmuşum”lardan tutun da telefonlarını açmayan, mesajlarınıza dönmeyen tiplerden bahsediyoruz.
Tamam kardeşim en ağır travmayı sen yaşadın, en mutsuz sensin! İçten içe sürekli ilgi odağı olmayı dileyen ve kurban mantalitesine sahip bu kişiler, söylediğiniz en ufak kelimeyi bile 180 derece çevirip kendilerine karşı yapılmış bir hakaret kıvamına getirebilirler. Bizden uzak olsunlar…
Birisi odadan çıkar çıkmaz arkasından konuşan insanların gün gelince sizin de arkanızdan atıp tutmayacağının garantisi yok maalesef… Bu durumu normalleştirip rutin haline getiren, gıybet ve kaostan beslenip ortalığı karıştıran insanlardan uzak durmak en iyisi diyoruz.
Hepimiz ilkokul çağında karşılaştık böyle insanlarla; bir bakarsınız silginiz yok, bir bakarsınız boya kalemleriniz… İşte bu kişiler büyüdükten sonra da hayatlarına birer istifçi olarak devam edebiliyor. “Kanka bu bluz ne güzelmiş ya” ile başlayıp çanta, ceket, şemsiye, çakmak derken… Siz anladınız.
Hayvanlara alerjisi olduğu için ister istemez mesafeyi korumak zorunda kalan insanları tabii ki bu maddenin dışında tutuyoruz. Ancak diğer canlılara karşı en ufak sevgi beslemeyen bir insanla pek yakınlaşmamak en iyisi gibi…
Arkadaşlık ilişkisinde kimse kimsenin terapisti olmak zorunda değil, hele ki sadece tek tarafın canı sıkılınca sizi arayıp içini boşaltması hiç hoş değil. Telefonda adını gördüğünüz anda enerjinizin çekildiğini hissettiğiniz insanlar var ya, tam olarak onlardan bahsediyoruz…
Ufak tefek beyaz yalanlar bile olsa gereksiz yere ağzından tek kelime hakikat çıkmadığını fark ettiğiniz insanlardan kaçın, kurtulun! Zararsız yalan yoktur; her geçen gün daha sık ve daha fazla yalan söylemeye başlayan insan vardır.
“Aman benden uzak olsun!” denilen tiplerin ilk sıralarında yer alıyor bu kişiler! Çünkü bahsi geçen bu şahıslar sizi asla gerçekten sevmez, gerçekten güvenmez, asla sizin adınıza mutlu olmazlar. Tüm hayatlarını etraflarındaki insanlarla yarışmak üzerine kuran bu kişiler ortalığı en çok karıştırıp kavgaları körükleyenler oluyor.
Bu insanları şöyle özetleyelim; telefonda isimlerini gördüğünüz anda bile vücudunuzdaki tüm enerjinin akıp gittiğini hissedebilirsiniz… Gittiğiniz mekandan, aldığınız yemekten ve ödediğiniz hesaptan; anlayacağınız her şeyden şikayetçi olup boş yere sizin de canınızı sıkarlar. Yok kardeşim, ben almayayım.
Dönem dönem denk gelmişsinizdir böyle kişilere; aşırı dışa dönük olup çevreye uyum sağlayabildikleri için girdikleri her ortamda arkadaş edinirler. Eğer ki ortamda birisinden hoşlanırlarsa ilişkileri iyice sağlamlaştırırlar, her aradığınızda yeni gruplarıyla meşgul olurlar… Derken bir süre ortalıktan kaybolan bu kişiler gün olur sizi arayıp “Akşam görüşelim mi yaa, özledik” diye ansızın belirirler.
“E kardeşim niye soruyorsun o zaman?” diye isyan ettiren tiplerle noktalayalım… İster para derdi, isterse toksik sevgili olsun bu insanlar düzenli olarak başlarını aynı belanın altına sokmayı başarırlar. Siz kaç saat dil dökerseniz dökün onlar yine bildikleri yoldan gider ve hep aynı sonuca varırlar. En iyisi ağzınızı hiç yormamak…
Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? Haydi yorumlara!
Kardeş görüşemiyoruz arayıp sormuyorsuncular sen arasaydın o zaman amk…
12 senelik en yakın arkadaşım ben geçici felç geçirdiğim de kendi sıkıntısıyla tam olarak ilgilenmedim diye benimle 3 ay konusmamisti. özür bekledim ama o benden özür bekleyince artık kimseyle arkadaşlık etmemeye karar verdim.
Hepsine tahammül edebilirim #9 hariç, hayvanları sevmeyen biri kimseyi sevemez, vicdanı yoktur. İlla gidip okşayıp oynamaktan bahsetmiyorum, korkabilir alerjisi olabilir, ama en azından sevmeli ve yaşam hakkına saygı duymalı canlıların arkadaş diyebileceğim kişiler veya sevgilim.