Yılgınlığa Düştüğümüzde Hatırlamak Üzere DiCaprio’dan Öğrenilecek 14 Kıymetli Ders

Hepimiz gerek özel, gerekse iş yaşamımızda zaman zaman yılgınlığa düşer, umutsuzluğa kapılırız. Ama başarılı insanların başarılı olmalarının da çok önemli bir sebebi var: Pes etmemek!

Pazar günkü Oscar törenlerinde 22 yıllık bekleyişin ardından en sonunda En İyi Erkek Oyuncu ödülüne kavuşan, bizleri Oscar'ı kendimiz almışız kadar sevindiren DiCaprio'nun başarı hikayesinde, iş dünyası için de alınacak çok önemli dersler mevcut.

1. Bir insan düşünün ki, yaptığı işte neredeyse mükemmel olmasına rağmen hak ettiği takdiri bir türlü göremiyor.

Ancak hiç sızlanmıyor; hali hazırdaki kariyerinin üzerine yatmak yerine, alçak gönüllü davranıp sadece yaptığı işe konsantre oluyor ve becerisini geliştirmek için çalışıyor.

İşte DiCaprio, beyaz perdenin son 25 yıllık tarihinin en ikonik ve unutulmaz karakterlerine hayat vermiş olmasına rağmen, Akademi bu seneye kadar Oscar’ı kendisine reva görmedi. Bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kez, milyonlarca kişinin gözü önünde smokiniyle oturup, Akademi’nin Oscar’ı başkasına verişini izledi.

2. Çok zor, değil mi?

Yolda yürürken tökezlediğimizi birileri görünce bile utanan insanlarız. Tüm izleyicilerin gözleri, şöhret dünyasının acımasız ve alaycı bakışları altında bu hezimeti tekrar tekrar yaşamanın nasıl bir his olduğunu düşünsenize?

3. Pek çok insan fazlasıyla kızgın, kırgın ve umutsuz olurdu.

Daha sıradan bir aktör, böyle bir hezimet karşısında çoktan havlu atıp St. Tropez’deki yatında model sevgilisi ile köşesine çekilirdi. 

Aynı şey iş yaşamı için de geçerli. Bu kadar çok çalışıp hak ettiğimiz takdiri bir türlü görmeseydik eğer, muhtemelen çoktan küsüp umutsuzluğa düşerdik.

4. Ama DiCaprio ne yaptı?

Her hezimetten sonra, daha zor ve meydan okuyan bir role soyundu. Daha uzun süreler çalıştı. Gün geldi çiğ çiğ sığır ciğeri bile yedi. (Bu arada evet, o sahnede gerçekten çiğ ciğer yemiş ve akabinde gerçekten kusmuş...)

5. Kazanma/kaybetme meselesini aşıp, kendini rakiplerinin pek azının ulaşacağı bir oyunculuk seviyesine taşımaya adadı.

Kendisinden yola çıkarak, yılgınlığa düştüğümüzde motivasyonumuzu arttıracak derslere devam edelim:

6. Dış görünüşe aldanma!

DiCaprio hiçbir zaman yakışıklılığının becerilerinin önüne geçmesine izin vermedi. Çok bebeksi suratı yüzünden kendisini ciddiye almayan sinema dünyasına, 18 yaşından itibaren This Boy's Life, What's Eating Gilbert Grape ve The Basketball Diaries gibi çetrefilli filmlerde rol alarak cevap verdi. 

Sonuç? Pek çok sinemacıyı kıskandıracak bir IMDB profili

7. Hiçbir şeyi ilk izlenimlere göre yargılamamak lazım.

Hayat hiç tahmin edilemeyecek tesadüflere gebe olabilir. İş yaşamında da aynı kural geçerli. Potansiyel bir işveren, bağlantı, ya da bir üretici fark etmez; hayatınızı değiştirecek fırsatın nerede ne zaman karşınıza çıkacağını bilemezsiniz.

8. Hedefini her zaman yüksek tut.

Filmlerden geri kalan zamanlarda Leonardo, hayatı çok ciddiye almamasıyla meşhur. Ancak birkaç mimik hareketi ile 78 yaşındaki Jack Nicholson’a muazzam dönüşümü, dalgacı tavrının yanı sıra çıtayı eskiden beri çok yükseklere koyduğuna dair de önemli ipuçları veriyor.

9. Kariyerin boyunca, nelerin mümkün olmadığını, neleri yapamayacağını söyleyen insanlar karşına çıkacak.

Böyle anlarda en büyük yardımcımız inanç ve özgüven olacak. İş hayatında çıtayı yükseğe koymak kadar, bu yolda ilerlemek için gerekli özgüvene sahip olmak şart.

10. Unutma ki, şerefli ikincilikler de önemlidir.

Artık hepimizin bildiği gibi, DiCaprio bu seneye kadar En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar’a dört kez aday oldu; ancak kazanamadı. Buna rağmen, sızlanmak ya da Kanye West gibi sahnede fırtınalar koparmak yerine, işine yoğunlaştı. Her seferinde daha zorlu roller oynayarak kendine meydan okudu.

11. Kaybetmek, kendini dürüstçe gözden geçirip zayıf yönlerini bulmanı ve geliştirmeni sağlar; ki bu da pek çok altın heykelciğe bedeldir.

Belki de sektörel bir yarışmayı, onlardan daha iyi olduğunuz bir ekibe kaybettiniz ve doğal olarak üzüntü içerisindesiniz. Ancak akıllı girişimciler, bu kaybedişlerden ders çıkaranlardır.

12. Şu dünyaya da biraz faydan dokunsun.

Hollywood ünlülerini hayır işleriyle uğraşırken görmeye alışkınız. Ancak pek azı kendini DiCaprio gibi gerçek bir sosyal sorumluluk bilinciyle adıyor. Kendi kurduğu Leonardo DiCaprio Vakfı şu ana kadar, ekolojik sorunlarla ilgili çalışmalara 30 milyon dolardan fazla bağış yapmış durumda.

13. Problemlerle dolu bir dünyada sürdürülebilir bir gelecek için, elini attığın her sosyal sorumluluk görevi altın değerinde.

İş hayatında da sosyal sorumluluk bilincinin yüksek olması her zaman takdir edilir. Tabi bunu manşetlere çıkıp müşterileri etkilemek için değil, Leo gibi gerçekten önem verdiğiniz için yapıyorsanız.

14. Leo'dan öğreneceğimiz en büyük ders ise... Asla pes etme!

Bizce Leo, ödülü almasaydı da kaybetmiş sayılmazdı! Siz de iş hayatınızın bir noktasında kaybettiğinizde, gerekli dersleri almaya bakın ve sadece çalışmaya odaklanın. Kendi donmuş nehrinizi bulun, geyik derisini giyin, engellerden atlayın, gerekirse çiğ çiğ ciğer yiyin... Leo gibi olun; ve bunu kendiniz için yapın.

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR

8- AHMET KURAL :d

Pasif Kullanıcı
02.03.2016

Seviyorum lan şu adamı.Bu gençliğinde de ayrı bir karizmaydı.Bir Oscar'ı değil bir sürü Oscar'ı hak eden biri.

03.03.2016

LEO GİBİ OL. ADAM OL.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ