Filmler bazen hayatımıza öyle etki eder ki giydiğimiz giysiden içtiğimiz içkiye kadar bir bakmışız benimsediğimiz bir film karakterine benzeyivermişiz. Belki de şimdi sayacağımız kokteyllerden birini izlediğiniz bu filmlerden dolayı seviyorsunuzdur, ne dersiniz?
Kaynak: Vinepair
Çalkalanmış ama karıştırılmamış! Bond ve votka martini arasındaki bağ o kadar güçlü ki herhangi bir bara gidip bu içkiyi izlediğinizde sanki siz değil de Sean Connery konuşuyor!
Yeni nesil James Bond da sarışın Bond, Daniel Craig ünlü poker sahnesinde garsonu çağırır ve şöyle der: Sek martini! Üç ölçek Gordon's, bir ölçek votka, yarım ölçek Kina Linnet; buzla karıştır ve ince bir dilim limon kabuğu ekle.
Dude, filmde, votka, kahve likörü ve kremadan oluşan bu enfes kokteyle 'Kafkas' adını veriyor ve 9 sahnede elinde bu içkiyle boy gösteriyor.
Mad Men ülkemizde ve dünyada oldukça fazla sevilen ve takip edilen bir diziydi. Bu dizinin ana karakteri Don Draper 'Old Fashioned'ı çok sever, kristal viski sürahisi ve kadehi ile gözümüze hep 'havalı' görünürdü.
1874'te New York'taki bir aldatmacadan adını alan kokteyl 2 sene sonra barlarda kendisini gösterir. De Niro ise 'kabus kayınpeder' rolüyle bu filmde favori içeceği olarak Tom Collins içer. Daha ilginci De Niro'nun Casino filminde kişisel kasasını kaydetmek için kullandığı takma isim de 'Tom Collins'tir.
Bu efsane filmde, aslında 2 kokteylin hazırlanışına şahit oluruz. Birincisi spesifik olmayan bir şampanya kokteyli. İkincisi ise sizi 75 milimetrelik bir Fransız topçu silahının tüm gücüyle vurduğu söylenen Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma bir kokteyl: French 75
Hayatında bir güne sıkışan ve o günü tekrar tekrar yaşayan kahramanımız Phil Connors, iş arkadaşı Andie'yi etkilemek için onun en sevdiği kokteyli öğrenir. Phil'e göre bu kokteyl bir Roma öğleden sonrasında güneşin binaları aydınlatmasına benzer. Ve Andie her zaman 'dünya barışına' içer.
Böyle bir içerikte adı kokteyl olan bir filme yer vermesek olmazdı. Eğitim ücretini karşılamak için barmenlik yapan yakışıklı ve havalı işletme öğrencisi Brian, bir taraftan şişeleri çevirip diğer taraftan votka ile Bloody Mary'yi karıştırıp içine soğuk bira koyar ve çiğ yumurta kırar -ancak karıştırmaz- ve bir 'akşamdan kalmalık' tedavisi uygular.
Efsane kadrosuyla dikkat çeken bu filmde Marilyn Monroe yine başka bir efsane olan Manhattan kokteylini viski, tatlı vermut ve bourbon ile hazırlarken bir çalkalayıcı yerine mecburen termos kullanıyor.
Filmde 'Tanrı'mızın lanetlediği 1971 yılının vahşi gerçeklerinden saklanarak Meskalinimizin yanında Singapur Slinglerimizi yudumluyorduk.' repliğini duysanız bile cin, vişne brendi ve Benedictine karışımı Singapore Sling'i içtikten sonra herhangi bir şeyden saklanmanız pek olası değil gibi sanki. Uyuşturucu kategorisinde olan meskaline hiç girmiyorum bile...
Richard Sherman, sigara ve içki içmemesi gereken bir 'yaz bekarı'dır. Derken üst kata 'Marilyn Monroe' taşınır ve dünyası iyice alt üst olur. Karısını aldatmamaya çalışan Sherman'ın 'şampiyonlar kahvaltısı' da şu şekildedir: fıstık ezmeli sandviç ve 2 kadeh Whiskey Sour (viski, limon suyu, şeker, portakal dilimi ve kiraz)
Kim tikler la bunları. Açarım yeni rakıyı yanına beyaz peynir ve haydari. Çakarım 2 buz bide açarım retro radyo eşimle tıklarım kadehleri bütün sitresim akar gider.