Bir süre önce hiç denemediğim birkaç konuda deneyim yaşama kararı almıştım. Kişisel bir meydan okuma diyebiliriz. Hayatım genellikle akademik ilerledi, eğitim almak ve beraberinde çalışmakla geçti. Edebiyatla ilgili olarak iyi bir okurum diyebilirim. Bir dergide de uzun süre yazılarım yayımlandı. El sanatları ise hiç tecrübe etmediğim bir alandı. Bu nedenle atölyeye katılarak neler yapabileceğimi görmek istedim. O gün, bugün fena gitmiyorum sanırım.
Fotoğraf nakışı ise; bir açıdan da benim eskiye olan ilgimle başladı. Bu alanda ilerleyip derinleştikçe yaptığımı şöyle tanımlıyorum “Eski anıları, yeni anlatılara dönüştürmek.” Yaptığım işin beni en heyecanlandıran yanı da fotoğrafçının çekerek ölümsüzleştirdiği anı, bu yüzyılda yeni bir anlatıya dönüştürerek sürdürülebilir kılmak.
- Peki, çalışacağınız fotoğrafı nasıl ve neye göre seçiyorsunuz? Çalışma süreciniz nasıl ilerliyor?
Tamamen hislerimle hareket ediyorum diyebilirim, yalnız o hissi durumun altında da önemli bir çalışma sürecim var. Fotoğraf nakışı çok nazik bir zanaat, elimde yüzyıl önceden kalma bir fotoğraf var. Benim ona bakıp ne yapacağıma çok iyi karar vermem gerekiyor ki; atacağım tek bir delik ya ona zarar verecek ya da anlam katacak.
Fotoğraf seçimiyle özenli bir süreç başlıyor. Eskiden çalıştığım birkaç sahaf vardı ama artık tek bir sahafla çalışıyorum. Bu durum bile sürecin hassasiyetinden kaynaklanıyor. Ellerinde bulunan yüzlerce fotoğrafın hangilerinin bana uygun olduğunu bilerek paylaşıyorlar. Ben de gönderilen yüzlercesinin içinden belki beş ya da en fazla onunu seçiyorum. Seçim aşamasında fotoğrafla aramda nasıl bir anlaşma olduğunu inanın ben de tarif edemem ama “yapmam gereken beni buluyor” diye düşünüyorum. Bazen bir çalışmaya karar vermem aylar sürebiliyor bazen de günler içinde olabiliyor. Bu da fotoğrafla aramda kurulan bağ ve duygu geçişiyle yapacağım çalışmaya karar vermemle ilgili oluyor.
Duygu hissetmediğim fotoğrafa çalışma yapamıyorum. O nedenle sipariş anlayışı pek bana uygun değil ama istisnai olarak sipariş edilenle o an bağ kurabilmişsem, kabul ediyorum.
- Fotoğrafa zarar verme ihtimali hassas bir durum, sizi nasıl etkiliyor? İçsel çalışmanız ya da esere yansıyan ve yönetmeniz gereken nasıl bir zorlanma oluyor?
İlk çalışmalarımda önceden deseni çizip işaretleyerek bunun önüne geçebileceğimi düşündüm. Baktım bir şey olmuyor. İplikten iğneye, kağıdın türüne kadar sürecin içinde karar vermem gereken her şeyi kendiliğinden yani doğallıkla doğru hesaplayarak ilerliyorum. Deseni çizip işaretlemek de mutlu etmiyor. Niye? Çünkü yola devam ederken aklıma başka bir şey geliyor ve ekleme yapmam gerekiyor ama deseni çoktan işaretlemişim. Yani önceden belirlediğim sınırlar kendiliğinden gelişen yaratım sürecinde kendi kendime engel oluyormuşum gibi hissettirdiği için çalışma şeklimi değiştirdim. Onun için artık tamamıyla sezgisel ilerliyorum.