Yeşilçam'ın bir dönem erotik film furyasıyla nam saldığını bilirsiniz. Ayrıca o dönemki erotik filmlerin oldukça enteresan boy boy afişleri sergileniyordu. Afişlerini görünce gülmekle merak etmek arasında bir yerde kaldığımız bu filmlerin çekilme amacı ve olayların gelişimi oldukça ilginç. Nasıl oldu da böyle bir erotik film furyası başladı diye merak ediyorsanız sizi şöyle alalım.
Tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz ve evlere giren televizyonlar izleyiciyi yavaş yavaş sinema salonlarından uzaklaştırmış. Sebepler elbette bu kadar basit değil...
Yani sanatsal değeri yüksek, yabancı bir filmin maliyeti sinemacılar için oldukça yüksek olurken, yerli erotik-komedi filmleri çok daha karlı duruma geçiyor. Bir de sinemaya herkes gitsin diye belediyeler tarafından sabitlenen bilet fiyatları var. Hal böyle olunca bazı filmler, maliyeti bile kurtaramaz hale geldikleri için salonlarda gösterilmiyor.
Önce İtalya'dan komik erotik filmler getirtilmeye başlanıyor. Daha sonra 'Biz neden yapmıyoruz?' sorusu akıllara geliyor ve Yeşilçam, kendi komik erotik filmlerini çekmeye başlıyor.
Sansür kurulunda sinemacı yok. Kurul polislerden ve askerlerden oluşuyor. Yapımcı kurula önce senaryoyu, sonra da filmi gönderiyor ama kısa film olarak. Sebebi ise bir o kadar ilginç...
Bu yöntemin adı da blok seks. Film gösterilirken arada durdurulup yabancı bir filmden 15 saniyelik porno görüntüleri ekleniyor. Bunun amacı da olası polis baskını sırasında hemen eski filmin gösterilmeye devam etmesi. Kısa zaman içinde bu blok seks olayı sektörde standart hale geliyor.
Çıplaklık, seksi kamufle etmek için kullanıyor. Daha çok dilde argo sözler ve imalar ile filmlere seks sosu katılıyor. Bir dönem daha cesur sahneler çekilse de gerçek bir seks kurgusu tamamen yer almıyor.
Lüks muhitlerde kadınlar ve erkekler bu filmleri birlikte seyredebiliyorlar. Ancak Beyoğlu gibi sınırları tanımsız yerlerde kadınlar filmler için ayrı matine talep ediyorlar.
İtalyan seks güldürülerinde de başrol oyuncusu erkeğin tam olarak böyle bir tipte olduğu biliniyor. Fiziksel olarak güçsüz, çirkin ama kurnazlığı, zekası ve libidosu ön planda olan adam figürünün bizdeki en önemli temsilcisi Aydemir Akbaş.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Özgür Yaren bu durumu şöyle açıklamış: 'Bu filmlerin hikâyelerine bakınca şöyle bir şey çıkıyor: Kentli, zengin, eğitimli ve Batılı tarzda hayat süren erkekler cinsel güce sahip değildir, iktidarsızlar çoğu zaman efemine tiplerdir. Bu adamlarla evli burjuva kadınları ise tatminsizdirler. Onları tatmin edecek ütopyacı, yorulmak bilmez bir enerjiye sahip işçi sınıfından gelmiş bir figür oluyor genellikle.'
'Yeşilçam filmleri her zaman sınıfsal uzlaşmaya kapı aralar. Yeşilçam alt sınıfların yükselebilme umudunu taze tutar. Oysa inatçı bir ekonomik krizin hayatı zorlaştırdığı 70'lerin ikinci yarısına denk gelen seks filmleri böyle bir uzlaşmayla ilgilenmez. Bu filmler bize soytarı/halk kahramanının burjuva kadınlarıyla yatarak aldığı intikamı sunar.'
Dönemin ünlü kadın oyuncularından Arzu Okay, yıllar sonra verdiği bir röportajda o dönem yaşadığı şartları şöyle anlatmış: 'O zamana kadar kazandığımla ancak aileme ve kendime bakıyorum. Kirada oturuyorum. Para gelince önce anneme veriyorum, sonra kalırsa bana. Bir dönem dram filmleri furyası vardı. Sırasını hatırlamıyorum. Sonra işte köy filmleri. Onlar bitti kovboy, sonra komedi furyası. Bitti, bitti... Sonra her şey bitti, hiçbir şey çekilemez hale geldi sinemada. Yok yani beş kuruş yok. Mecburen oynuyorsun erotik filmlerde. Mercimeği haşladım, soğanları kavurdum. Ama kıyma alacak param yok'.
Levent Demirci böyle yorumlamış durumu.
+Plajda sevişelim
-Bu bir teklif mi?
Aydemir akbaş ve onun gibi yeteneksizler nasıl aktör olmuşlar inanılır gibi değil.
Porno sinemaları da vardı, 2005'e kadar falan devam etti hatta (hala 1-2 tane tek tük var). Ne rezil günlerden geçtik, yeni nesil sadece dolar çıktı mı düştü mü diye uğraşıyor.
70'lerin abazanlarına hitap eden gereksiz filmler