Ses Dergisi'nde yayınlanan fotoğraflar Erol Taş'ınCankurtaran'da tren yolunun hemen karşısında bulunan kahvehanesinden…
Çekimlerden boşta kalan zamanlarında burada bizzat çalışan Erol Taş: ”Yeşilçam'a fazla güven olmaz. İnsan bir gün işsiz güçsüz kalabilir. Görüyorsunuz yıllarca bu işe emek vermiş bir sürü arkadaş işsiz şu sıralar... Ama ben kahveme geliyorum işimin başına geçiyorum. Allah'a şükür geçinip gidiyorum..”diyor.
Oyuncu Ali Şen, verdiği çiğ köfte partisi ile sanatçı dostlarını Etiler'deki evinde ağırlıyor. Ali Şen’in kendi elleri ile yoğurduğu çiğ köfteyi ilk Sadri Alışık ve Neriman Köksaltest ediyor.
Gecenin devamından... (Henüz 20'li yaşlarında olan evin oğlu Şener Şen sağda ayakta duruyor.)
1967 yılı sonbaharı... İstanbul'da yeni bir tiyatro kuruluyor.“Pendik Tiyatrosu” adı altında kurulan 10 kişilik ekibin genç oyuncularından biri de 23 yaşındaki Kemal Sunal.
SES dergisi'nin organizasyonu ile Antalya / Side’de gerçekleştirilen çekimlerde Sezar ve Kleopatra'yı Zeki Müren ve Nil Kutval canlandırmışlar.
Kostümlerini giyen Zeki Müren ve Nil Kutval, mitolojide yazıldığı gibi Side’de Sezar ve Kleopatra’nın denize girdiği“Muhabbetlik” denilen yerde denize girip, güneşin batışını seyrediyor.
Bu sırada meraklı Antalyalılar da Zeki Müren ve Nil Kutval’ı incelemekte.
4 Şubat tarihli “Son” gazetesi manşetten Filiz Akın'ın film çekimi sırasında Aksaray Valide Camisi'nde bitlendiğini duyurdu. Birkaç gün sonra din adamları bu habere büyük bir tepki göstermeye başladılar.
Bu habere ilk tepki Valide camiisi baş imamı Mehmet Selehattin Türlün'den geldi: “Camimizin bitli olduğu tamamen iftira. Halılarımız seccadelerimiz her gün elektrik süpürgesi ile süpürülür. Bu süpürgeye ne bit ne pire ne de tahta kurusu dayanır.''
Olayın ardından konuşan Filiz Akın şunları söyledi:''Elhamdülillah ben de müslümanım. Ben camide bitlenmedim, caminin yakınlarında çekim yaptığımız bir mahzende bitlendim. Galiba bir yanlış anlaşılma olmuş.''
31 Aralık 1970 12'ye 5 kala, “Arım Balım Peteğim” filminin setinde Türkan Şoray ve Münir Özkul bir şişe bira ile yeni yılı kutluyorlar.
1971 yılının ilk saatleri...
-Cüneyt Arkın ve Betül Işıl çifti yeni yılı evlerinde kutluyorlar.
-Yılmaz Güney ve Fatoş Güney çifti yeni yıla evlerinde dostları ile girenlerden (masada duran Yılmaz Güney'e ait silaha dikkat)
Ses Dergisi için evinde evinde yapılan söyleşide sahip olduğu plak koleksiyonu için şunları söylüyor Türkan Şoray: ''Sayısını kesin olarak bilmiyorum ama herhalde 2000'in üzerinde plağım var. Her ay kazancımın belli bir kısmını plaklara ayırırım. Bugünlerde yabancılarda favorilerin Paul Mauriat, Bing Crosby, yerlilerde Zeki Müren, Behiye Aksoy ve Emel Sayın.''
Yılmaz Güney özel ''Siverek Kokteyli''ni şöyle tarif ediyor:
“Ağam ben barmen tarifinden anlamam o yüzden tarifi parmak hesabına göre yapacağım. Uzun kokteyl bardağının içine 3 parmak cin koyun. Üzerine de 2 parmak limon suyu ilave edin. Sonra ağzına kadar soda ile doldurun ve içine biraz renk verecek kadar nane likörü ilave edin. 3 parça buz biraz da tuz serptiniz mi işte size Siverek kokteyli…Cin sert bir içkidir, nane likörü renk ve ferahlık verir cine. Tuz ise damarları açar…”
Sadri Alışık ise kendisi için özel olarak hazırlanan “Spesialite Ünver” kokteylini şöyle tarif ediyor: “5 santilitre cin, 5 santilitre nane likörü, 20 santilitre greyfurt suyu karıştırılacak ve üzerine soda ilave edilecek... İçine buz atıldıktan sonra bardağın kenarına portakal dilimi konarak servis edilecek…”
TRT radyoları çocuk saati programında yayınlanan Keloğlanprogramalarında Keloğlan karakterini canlandıran ve bu tipleme ile popüler olan 25 yaşındaki Rüştü Asyalı rejisörMetin Erksan'dan aldığı film teklifini kabul ediyor.
Biraz sonra filmdeki Keloğlan karakteri için berbere gidecek olan Rüştü Asyalı, ilk karede Keloğlan masalları okuyarak beklemede.. Yandaki resimde ise film çekimleri boyunca normal hayatta kullanmak için satın aldığı peruğu ile...
Berber Mustafa Kafalı, Rüştü Asyalı'nın saç ve sakalını ustura ile kazıyarak Asyalı'yı Keloğlan'a çeviriyor.
Tıraş sonrası peruğunu kafasına geçiren Rüştü Asyalı: “Çıplak başla da aylarca dolaşılmaz ki. Film boyunca böyle suni saçla dolaşacağım.” diyor.
Kelebek gazetesinin aracılığı ile iki ünlü müzisyen ilk defa biraraya geliyor.
Yazı işleri ofisinde gerçekleşen bu tanışma için Barış Manço şunları söylüyor :
“Ben Orhan Gencebay’ı eskiden beri takdir ederim. Düşüncelerimiz, yapmak istediklerimiz, müzik anlayışımız aynı. Hatta yetişme şeklimiz bile benziyor. Benim büyük dedem Tamburi Ali Efendi, annem ise Rikkat Uyanık…Gözümü açar açmaz müziğin içine doğdum. Benim için müzik, folk müziği, Türk müziği diye ayrılmaz. Müzik müziktir ve 35 milyon bundan hoşlandıkça, ne olursa olsun hangi tür çalınırsa çalınsın, bu onun müziğidir.”
Resimler Saklambaç gazetesinde yayınlanan “Merhametsiz Dünya” isimli fotoromandan. Fenerbahçeli yıldız bir futbolcuyu oynayan Tecavüzcü Çoşkun'a Gökben eşlik ediyor.
Ses Dergisi'nde yayınlanan “Bu bir olaydır” başlıklı haberin devamı şöyle: “Yeşilçam'da öteden beri süregelen ve zaman zaman da oyuncular arasında olaylara neden olan bir sorun vardır. Afiş meselesi… Şimdiye dek afişteki isim düzeni yüzünden sanatçılar arasında dargınlıklara varan tartışmaların çıktığına tanık olduk…
Tarık Akan son çevrilen “Hababam Sınıfı” filmi ile ilk kez bu kuralı bozarak starlara güzel bir örnek verdi. Ünlü oyuncu büyük bir jestle Münir Özkul’un adını kendi adından önce yazdırdı.
Böylelikle Türk sinemasında ilk kez bir baş rol oyuncusu bütün kuralları bir anda yıkarak, adı karakter oyuncusuna çıkan birine yol vererek adını onun ardından yazdırdı afişlere…..
” İşte o afiş!
Adana Yumurtalık hakimi Sefa Mutlu’yu öldürmek suçundan yargılanan Yılmaz Güney'in 13 Temmuz 1976 günü yapılan karar duruşması.
Ankara'da devam eden ve 18 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldığı duruşmada Yılmaz Güney'e destek amaçlı salonda sanatçı dostları Hakan Balamir, Semra Özdamar ve Cem Karaca da bulunmaktaydı.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Adile Naşit o günü şöyle anlatıyor:
'24 Haziran günü Arzu Film'in setinde “Aile Şerefi” filmi için çalışıyorduk. Bir ara bir telefon geldi beni istiyorlarmış. Telefonun öbür ucunda Arzu filmin sahibi Ertem Eğilmez: ''Hazırlan Adile Antalya'ya gidiyorsun” dedi. Önce şaka zannettim benim seyahatten hele hele uçaktan hiç hoşlanmadığımı bilirdi. ”Evet Adile Antalya'ya gidiyorsun, ödül kazanmışsın onu alacaksın.'' diye devam etti. Kendisine “Acaba hangi yardımcı rol için?” diye sordum.”Yardımcı rol filan değil!!” diye gürledi Ertem Bey, “Doğrudan doğruya baş kadın oyuncu olarak alıyorsun ödülü. Sana pazartesiye kadar izin…Tebrik ederim.” deyip kapattı telefonu. Bir anda stüdyo birbirine girdi. Münir Özkul, Ayşen Gruda ve öbürleri herkes ödülü kendileri kazanmış gibi bayram ediyorlar sarılıp beni öpüyorlardı.''
Televizyon henüz tüm evlerin vazgeçilmezi haline dönüşmemiş ancak yine de Türkiye'de çok popüler. TV'de 7 Gün dergisi, “Yıldızlar nasıl televizyon seyreder?” konulu bir araştırma yapmış.
Nükhet Duru'nun evinde iki tane televizyon varmış ve bunlardan portatif olanı banyoda kullanıyormuş. En büyük zevklerinden biri banyo yaparken televizyon seyretmekmiş.
Diğer ünlülerin tv seyretme şekilleri de şöyle:
Yatakta tv seyretmeyi tercih eden Ali Poyrazoğlu
Televizyonu yere koyup önünde uzanan Nilüfer
Pijamalarını giyip sütlü kahvesini alan Tarık Akan
Tv karşısında yemek yemekten hoşlanan Asu Maralman
Haftasonu gazetesinin, “Damat bey 70 çeşit macun kullanıyor” başlıklı haberinden sonra baharatlara olan özel ilgisi ortaya çıkan Barış Manço tam 132 çeşit bitki ve baharattan 70 çeşit macun yaptığını anlattı.Öyle ki bazı baharatları özel olarak Afrika'dan, Hindistan'dan, Güney Amerika'dan getirttiğini söyledi.
Bu uğraşın sebebini de şöyle açıkladı Barış Manço: “Biliyorsunuz ağır bir rahatsızlık geçirdim. Doktorlar karaciğerime kanser teşhisi koydular. Aşırı ilaç almam yasaklandı. Ben de yeni arayışlara girdim.10 yıl kadar önce sahaflar çarşısında gezerken çok eski bir kitap buldum. Bütün bu formülleri oradan aldım. Bu macunları kullanmaya başladığımda o kadar iyi geldiler ki eski sağlığıma tekrar kavuştum diyebilirim.. Şimdi kitabı kimseye göstermiyorum. Gizli ve özel evraklarımın arasında devlet sırrı gibi saklıyorum.”
Muhabirin: “Yaptığınız macunlar arasında seks gücünü arttıranı da var mı? Varsa formülünü okuyucularımız için verebilir misiniz? ” sorusuna Barış Manço: ''Evet var. Ama bu konumuzun dışında lütfen konuşmayalım.” şeklinde yanıt verdi.
barış mançonun saçsız ve bıyıksız halini ilk kez görüyorum. 3-5 dakika onun barış manço olamayacağını savundum kendi kendime. Güzel çalışma olmuş
nostalji ve anılar çok güzeldir ..hayatta sadece nefes almayıp ..yaşayıp anı biriktirmek gerek .. çok güzel görüntüler
barıs manco nun kısa sac ve bıyıksız halını kac kısı tanıyabıldı ben pek oturtamadım da