Dün İstanbul'da bugünse Çamlıhemşin'de yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
Bizler insanın doğanın sahibi değil bir parçası olduğunu düşünen doğa ve yaşam savunucuları olarak bugün burada HES’ler, taş ocakları, madenler, termik ve nükleer santral projelerinden sonra, Karadeniz yaylalarını ranta, talana ve imara açacak olan, kamuoyunda bilinen adı ile Yeşil Yol’a karşı sesimizi yükseltmek, sözümüzü söylemek için toplandık.
Bilindiği üzere
Yayla koridoru olarak adlandırılan proje, Samsun İli Çarşamba ilçesinden başlayıp, doğu-batı yönünde sahile hiç inmeden, 1500-2000 metre yükseltilerden geçecek olan yaklaşık 2600 km. yol yapımı ve iyileştirilmesini öngörmektedir.
Yapılması planlanan bu yol ile
Dede yadigarı
Tabiat emaneti
Ve bin yıllık toplumsal tarihin işlendiği taşlarımız, toprağımız, dağlarımız ve kültürümüz
Herhangi teknik, bilimsel veya ekolojik denge hesaba katılmadan, bir dozer ile yerle bir edilmek istenmektedir.
Bizler“Yeşil Yol” adı altında sunulan bu projenin “turizm ve hizmet” nedeni ile planlanmadığını, başta yayla ve meraların ranta ve imara açılmasına neden olacağını ve bölgeyi yol güzergâhında bulunan maden yataklarının işletmesi ve nakliyatı faaliyetlerine açık bir hale geleceğini de biliyoruz.
Yapılması planlanan bu yol ile, yaylalar otoban kenarlarındaki dinlenme tesislerine benzeyecektir. Hayvancılık son bulacak, kapıların kilitlenmediği yayla hayatında huzur ve güvenlik bozulacaktır.
Fırtına Vadisi; Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ile Dünya Kültürel Ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında, hem doğal sit alanı ilan edilmiştir, hem de Milli Park’tır. Çeşitli koruma statüleri ile korunan bu alanda bahsedilen yolun inşa edilmesi hukuka kesinlikle aykırıdır. Konu hakkında açılan iki dava devam etmektedir ve bu proje kapsamında hukuksuz yapılan her eylem yargıya intikal ettirilecektir.
Her fırsatta demokrasiden, halkın arzu ve isteğinden, milli iradeden bahseden ve o iradeyi her şeyin üstünde tutan anlayış, rant gündeme geldiğinde Fırtına Vadisinde devam eden “ben yaptım, ben etüt ettim, ben karar verdim” anlayışı ile bizlerin iradesini hiçe saymaktadır. Yöre halkına sorulmadan geçtiğimiz hafta 4 muhtarın kendi iradeleri ile imzaladığı ve yolun yapımını onaylayan belge bunun en çarpıcı örneğidir. Belgenin içeriği, Fırtına vadisinde yaşayan bizlerin iradesi değildir.
Bizlerin iradesi şuanda Kavrun, Avusor ve Samistal yaylalarında çalışmak isteyen iş makinelerine karşı duruyor.
Samsun, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize ve Artvin yaylalarını turizm maskesi altında birbirine bağlamayı amaçlayan bu talan projesini TANIMIYORUZ!
Ne yazık ki Yeşil Yol projesi, tıpkı sahil yolu örneğinde olduğu gibi, bir çok etap halinde ayrı ayrı devam etmektedir. Bu yöntem ile 2600 km’lik ve birden çok ili ilgilendiren yol projesi ÇED sürecinden kaçırılmıştır.
Biz Fırtınanın çocukları olarak gerek kendi vadimizde yapılan gerekse diğer illerde yapımı devam eden çalışmaların derhal sonlandırılmasını İSTİYORUZ.
Biz bu projenin bir sonraki adımların öncüsü olduğunun, nelere alt yapı oluşturacağının, o yeşil yolların kenarında, kıyısında nelerin olup biteceğinin, yaylalarımızı nasıl bir karanlık geleceğin beklediğinin farkında olan, sorumluluk sahibi insanlar olarak BU PROJEYE KARŞI ÇIKIYORUZ.
Bizler bu yolu yaptırmayacağız.
“Yol Yeşilken, Geri Dönün”
Fırtına İnisiyatifi