Evrenin yapı taşını oluşturan hidrojenden karbon emisyonu olmadan da enerji üretilebileceğini biliyor muydun? Evet, sudan hidrojen enerjisi üretimiyle bu mümkün!
Evrenin yapı taşını oluşturan hidrojenden karbon emisyonu olmadan da enerji üretilebileceğini biliyor muydun? Evet, sudan hidrojen enerjisi üretimiyle bu mümkün!
Su ile hidrojen üretimi, dünyadaki ve Türkiye’deki temiz enerji dönüşümünün yeni baş aktörlerinden biri. Fosil yakıtlardan üretildiğinde atmosferde önemli bir karbondioksit salınımına yol açan hidrojen enerjisi üretimi, tahmin edilebileceği üzere dünya için pek de sürdürülebilir bir çözüm değil. Fakat su gibi yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen hidrojen enerjisi, bugün hem dünyada hem de Türkiye’de umut verici gelişmeler meydana getiriyor. Yani anlayacağın, hidrojen enerjisinin avantajları ve dezavantajları hangi kaynaklarla üretildiğine göre değişkenlik gösteriyor.
Hidrojenden elektrik üretiminde suyun kullanımı, sürdürülebilir bir gelecek için insanlığın başlıca kurtarıcılarından biri olarak görülüyor. Peki, bu konuda daha fazlasını öğrenmeye hazır mısın? Öyleyse buyur!
Hidrojen, çoğunlukla su veya çeşitli organik bileşiklerde moleküler formlarda bulunan bir element. Evrendeki en yaygın madde olduğu bilinen hidrojen, yüksek kütlesel enerji yoğunluğuyla fosil yakıt bazlı enerji kaynakları için uzun yıllardır önemli bir taşıyıcı alternatifi olarak kullanılıyor. Peki, o halde sence hidrojen yenilenebilir enerji kaynağı mıdır? Daha doğrusu, olabilir mi?
Fosil yakıtlardan üretildiğinde yeşil enerji kavramından uzak bir opsiyon olan hidrojen, yenilenebilir enerjiden üretildiğinde ise bu tanıma uygun hale geliyor. Öyle ki su ile hidrojen üretimi, herhangi bir karbon emisyonuna sebebiyet vermediğinden, temiz ve yeşil enerji üretimi için bugün en güçlü ve sürdürülebilir çözümlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Sürdürülebilir geleceğe açılan kapının önünde emisyonları sıfırlama, bu uğurda ise karbon nötr şirketler ve devletler yaratma hedefleri bulunuyor. Hidrojen enerjisi de işte bu kapının kilidini çevirmek için gerekli olan anahtarı sunuyor!
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yayınladığı Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası raporunda, hidrojen enerjisi üretim yöntemleri arasında paylaşılan su elektrolizi teknolojisiyle, hidrojenin kgCO2/kgH2 bazında 1’den daha az karbon ayak izi yarattığı bilgisi paylaşılıyor. Yenilenebilir bir enerji kaynağından, yani sudan üretilen hidrojen enerjisi işte tam da bu nedenle sürdürülebilir geleceğin en önemli bileşenlerinden biri olarak ön plana çıkıyor.
Yenilenebilir kaynaklardan üretilen hidrojen enerjisine yeşil hidrojen deniyor. Peki, yeşil hidrojen nasıl üretilir? Bunun cevabına her ne kadar yukarıda değinmiş olsak da tekrar toparlayalım: Yeşil hidrojen enerjisi, bu kaynağın suyun elektroliziyle üretilmesinden meydana geliyor. Kullanılan elektrik yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı için atmosfere karbondioksit salınımına yol açmıyor. Bu da yeşil hidrojeni temiz enerji dönüşümünün yapı taşlarından biri haline getiriyor.
Özetle yeşil hidrojen üretimi, enerji ihtiyacının temiz bir alternatifle karşılanmasına ve enerji arzının dengelenmesine yardımcı oluyor. Çünkü yeşil hidrojen, aynı zamanda yüksek taşıma kapasitesiyle fazla enerjiyi farklı şekillerde depolayabiliyor. Tüm bunlar sebebiyle yeşil hidrojen, şirketlerin ve devletlerin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yıldız bir oyuncu olarak yükselişini sürdürüyor.
Su elektroliz yöntemi, suyun elektrik enerjisi kullanılarak oksijen ve hidrojen gazlarına ayrılması işlemini ifade ediyor. Hidrojen yakıtı nasıl elde edilir sorusu da tam olarak bu noktada yanıt buluyor. Bu işlemde salınan hidrojen yakıt olarak kullanılabiliyor. Hidrojenin üretiminde metan adı verilen atık gazlarının da kullanıldığı biliniyor. Fakat su elektroliziyle hidrojen üretimi, metanın aksine sıfır karbon emisyonuna sahip oluyor.
Hidrojen üretimi için umut verici bir alternatif olan su elektroliziyle hidrojen üretimi son yıllarda Türkiye’nin de odağında. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Ulusal Enerji Planı ile temiz enerjinin ve enerji verimliliğinin artırılmasını amaçlıyor. Bu doğrultuda Türkiye, su elektroliziyle hidrojen üretimi için elektrolizör kurulunu gücünü 2030’da 2 gigavata (GW), 2035’te 5 GW’a ve 2053’te ise 70 GW’a çıkarmayı hedefliyor. Elbette bu noktada Türkiye’deki yenilenebilir enerji şirketlerine de büyük görev düşüyor.
Sürdürülebilir bir gelecek için Türkiye’deki enerji şirketlerinin yenilenebilir enerji çalışmalarına ağırlık kazandırması ülkemiz adına kritik bir öneme sahip. Nitekim hidrojen enerjisi üreten yerli şirketlerin, bu doğrultuda ülkemiz için temiz ve yeşil bir geleceğe en büyük katkıyı sağlayacağını söylemek hiç de yanlış olmaz. Hidrojen ile yeşil enerji üretiminde şirketlerin üretim, altyapı, taşımacılık, depolama, dağıtım, entegrasyon ve yeşil hidrojen pazarının genişletilmesi noktalarında önemli atılımlar gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu noktada ise günümüzde en çok Enerjisa Üretim’in faaliyetleri ön plana çıkıyor.
Enerjisa Üretim, enerji üretimi çalışmalarına 2022 yılı itibarıyla hidrojen projelerini de dahil etmişti. Bugün ise şirket, paydaşlarından biri olduğu Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi’yle ülkemizde ticari amaçlı ilk yeşil hidrojen üretimini gerçekleştirmiş bulunuyor. Bu dev projeyle yıllık 500 ton yeşil enerji üretilmesi hedefleniyor. Ne dersin, ülkemiz için sence de oldukça önemli bir gelişme değil mi?