Anlat İstanbul’u izleyen hemen herkesin film sonrası aklında kalan en keskin performans Yelda Reynaud’a aittir şüphesiz, zira çoğu filmde karikatürize edilmeye mahkum bırakılan trans birey ancak bu kadar gerçek ve abartıdan uzak kotarılır. Karakterin karizmatik duruşu ve hikâyesinin hezimeti bir yana, oyuncunun bu dev kadrolu yapım içinden sıyrılıp birçok festivalde ödüle uzanması da pek rastlantı değil.Ticari sinemada bir filmin oyuncusuyla gündeme gelmesi oldukça tanıdık bir durum olsa da bağımsız normda bu durum pek de karşılaşılmaya müsâit değil. Birçok filmde başarılı performans görür, oyuncuya ilgi duyarız evet ancak Meral Çetinkaya’nın bu filmdeki performansı ilk cümledeki durumu da aşan bir sinema olayı. Güzel bir senaryo, iyi bir yönetmen ve saygın bir kast çerçevesinden taşan ve filme dair akla ilk gelen şey Gülseren. Dolayısıyla da standart çizgiyi epey aşan bir performans Meral Çetinkaya’nın bu film ile sunduğu.Özgü Namal her ne kadar Mutluluk’taki rolüyle hafızalarda yer edinse de Beynelmilel’deki henüz kendini bulan temiz niyetli karakteri Gülendam ile de unutulmazlar arasında yer almakta. Hatta yer yer Meryem’i aştığını söylemek de pek mümkün! Sırrı Süreyya Önder’in gerçekçi kalemi ve baştan aşağı sürükleyici hikâyenin yanında Özgü Namal’ın performansı filmin hatırda kalan detaylarının başında geliyor.Vavien’in her zerresinde Engin Günaydın’ın izi olsa da, Binnur Kaya’nın etkileyici ve aşırı gerçekçi oyunculuğu filmin en unutulmaz yönlerinden. Jestlerinden mimiklerine, kelamlarından şivesine tam birn kusursuzluk örneği olduğunu söylemek de mümkün. Tıpkı acınası bir hâl içinde olan Sevilay’ın hakiki aşkı gibi Binnur Kaya’nın performansı da havada kalmadı ve hak ettiği alkışlara uzanarak unutulmazlar listesinde yerini aldı.Zeki Demirkubuz’un en sahici işlerinden biri olan Üçüncü Sayfa’yı aslında bu yafta ile en üste yükselten nokta başroldeki oyunculuklar olmalı. Ruhi Sarı’nın çaresiz ve yer yer mülayim karakterine karşı Başak Köklükaya’nın başarıyla doldurduğu tekinsiz ama yardımsever Meryem özellikle filmin sonlarına karşı bünyemizde ciddi bir hayal kırıklığı doğurmuştu ve bildiğimiz hiçbir kadın oyuncuya benzemeyen Başak Köklükaya gönül tahtımızda hatırı sayılır güzellikte önemi olan bir yer edinmişti. Zaman içinde pek çok ünlü yönetmenle çalışan başarılı bir oyuncu olsa da Başak Köklükaya, kendisini bu filmdeki hâliyle ölümsüz kıldı.Nurgül Yeşilçay’ın çok istediği Altın Portakal’a da kavuşmasını sağlayan Vicdan bağımsız sinemamızın son dönemdeki en dikkat çeken melodramlarından bir oldu ve tıpkı diğer filmlerde olduğu gibi –Nurgül Yeşilçay gibi bir yıldızın var olma etkisiyle de- oyunculuklarını öne sürmeyi başardı. Oldukça cesur ve farklı boyutları olan bir karakteri gerçekten uzaklaştırmadan, olduğu gibi yansıtan oyuncu böylelikle unutulmaz bir performansı da kalbimize sundu.Özellikle bağımsız sinemamızın en önemli kadın oyuncularından biri olsa da, barındırdığı naifliği hiçbir zaman kaybetmedi Tülin Özen. Meleğin Düşüşü ile de hem filmin yayınlandığı sene yarıştığı kategorideki bütün ödülleri aldı, hem de oynadığı filmin en iyi ögesi oldu.Zonguldak’ın kasvetli ve soğuk manzarası karşısında içimizi ısıtan tek şeyin kusursuz Seniha portresi ile Nergis Öztürk olduğunu söylemek pek de gerçek dışı olmaz herhalde zira iki başarılı, iki de felaket başarısız yan karakter oyuncularının yanında filmi baştan sona sırtlayan ve hiçbir noktada aksatmayan bir performansla karşı karşıya kaldığımız konusunda filmi izleyen hemen herkes hem fikirdir.Çağımızın en güzel kadınlarından olması bir yana aynı zamanda bağımsız sinemamızın da en iyi kadın oyuncularından biri Nesrin Cavadzade ve filmi izleyen herkesin aklına kazınan Anna’nın hikâyesini sunuş tarzıyla da oyunculuğunun kolay kolay unutulmayacağının altını çiziyor.