Araştırmada, kendisine ait odası ve çalışma masası olan, kendisine ait ya da evde paylaşılan bilgisayarı veya tableti olan öğrencilerin başarılarının daha yüksek olduğu belirlendi. Benzer şekilde evdeki kitap sayısı arttıkça öğrenci başarılarının da arttığı görüldü.
Önemli bulgulardan biri de öğrencilerin kitap okumaya ayırdıkları süre ile ilgili tespit edildi. Bu başlıkta yapılan analiz sonuçları öğrencilerin kitap okumaya ayırdıkları süre attıkça başarılarının da arttığını gösterdi. Kitap okumaya ayrılan sürelere ait dağılıma bakıldığında, öğrencilerin yüzde 42.3’nün bir haftalık süre içinde kitap okumaya 1 saatten az zaman ayırdıkları belirlendi. Bu sonuçlar birlikte ele alındığında, öğrencilerin kitap okuma alışkanlıklarının geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapılması gerektiği belirtildi.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, raporun son halinin önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacağını bildirdi.
ama olsun bizim en büyük derdimiz bu değil tayyipin dediği gibi önce kadınlarla erkekleri ayrı okutmalı
Burada en son suçlanacak olan öğretmendir.Sus der çocuğa veli ''benim çocuğumun psikolojisi bozuldu'' der, kulağını çekse laf olur. SINIFTA kalma yok.Ayrıca çocuklarını ''ben yaşamadım oğlum-kızım yaşasın'' kafasında olan veliler çoğunlukta.Sen öğretmenin senin çocuğunu eğitmesine müdahale edersen, sürekli psikolojisi bozulur diyerek öğretmeni öğrenciye ezdirirsen, sınıfta kalmayı kaldırırsan, çocuğun bir dediğini iki etmezsen, yediği önünde yemediği arkasında olursa BU ÇOCUK NEDEN GELECEK KAYGISI TAŞISIN.
geçen yıl,lise son sınıf öğrencisi stajyere bir muhabbet esnasında 120 nin 3 te 1 i dedim ,hesaplayamadı amk....seni de seni okutan öğretmenini de diyerek uzun bir küfür etmiştim..lan adam bi de utanmadan üni. sınavına girecekti....girme dedim senden bi bok olmaz...girdi sıçtı sıvadı..en son karşılaştık,işsiz geziyo mal mal..üzüldüm haline ,yazık gençliğe,zırt pırt değiştirilen içi boş eğitim sistemine mi, mal ebeveynlerin üreyerek yeni mallar yetiştirmesine mi isyan edeyim,bilemedim..