Kocaeli Koz Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yeliz Koray geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı 'Yerim Destanınızı' başlıklı köşe yazısı ile sosyal medya gündeminde geniş yer kaplamıştı. Gazetenin internet sitesinde yer alan habere göre Koray dün akşam saatlerinde emniyet birimlerince gözaltına alınmıştı. Bu sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen Koray, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kocaeli Koz gazetesi Koray'ın akşam saatlerinde emniyet birimlerince evinde gözaltına alındığını duyurdu.
Koray geçtiğimiz günlerde 'Yerim Destanınızı' başlığıyla kaleme aldığı yazısıyla sosyal medyada epey konuşulmuştu. Koray'ın köşesinde yayımladığı yazının bir bölümü şu şekilde:
'1.Dünya Savaşı
4 yıl sürdü
Tekrar ediyorum 4 yıl
Yani 16 mevsim,
208 hafta,
bin 460 gün…
Kafkas, Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen,
Makedonya, Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı.
İtilaf Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850 bin kadardık.
Kafkas Cephesi’nde Sarıkamış’ı Rus ordusundan almak için savaştık.
90 bin asker DONARAK ÖLDÜ.
Dok-san-bin asker…
Lojistik destek gelememişti çünkü.
Zaten açlardı, üşüyerek, uykuya dalarak öldüler.
Kimi anasını, kimi sevdiğini hayal ederek uykuya daldı.
Bir daha uyanmadılar…'
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen Koray, Anayasal düzene karşı işlenmiş suçlara bakan savcı Abdulhamit Durgut’a ifade verendikten sonra adlî kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
19 Mayıs , 29 Ekim , 30 Ağustos ile 23 Nisan kutlamaları ve 10 Kasım anması yasak ama 15 temmuz serbest. Sonra çok demokratiğiz yersen. 4 yıldır törenler kutlanmıyor çeşitli bahanelerle.Şerefsizliktir bu. Buna izin veren , destek çıkan akplilerin hepsi vatan hainidir. Ortalama bir çomara anlatsam 'yol' der bana ama neyin hak neyin hukuk olduğunu sorsam kemküm. Her zaman söylerim toplumun en ahlaksız kesimi muhafazakarlardır. Din ile beyni yoğurulmuş insan artık insan değildir.
Tabiri caizse; bu kadındaki taşak ülkenin yarısında yok
içeri alınması isabet olmuş. nasıl böyle bir destanı inkar edebilir!? fetöcüdür kesin. ama kim ne derse desin, büyük bir destan yazıldı 15 temmuz sonrasında; adı da pişkinlik destanı. ne istediler de vermedik diyenler, ergenekon/balyoz davalarında savcılık yapanlar, fetöyü askeriyede, emniyette, yargıda, siyasette kadrolaştıranlar, kandırıldık lafıyla işin içinden sıyrıldılar. onlarca muhalif gazeteci, akedemisyen ve kamu görevlisine ohal sağolsun gözaltılar, kamudan atmalarla, baskı ve yıldırmalarla zaten asıl amaçlarının fetöyle savaşmak olmadıklarını belli ettiler. onca şeye rağmen zamanında fetönün siyasi ayağı olan partiden bir tane bile fetöcü çıkmadı ne hikmetse. kendi partilerinin dışındaki tüm partilere de pişkin pişkin fetöcü yaftası yapıştırmayı ihmal etmediler tabii. 15 temmuz'da ölenler de böyle iğrenç bir oluşum için öldüler hiç kusura bakmayın.