Yeri Gelince Ekmek Arasına Ekmek Koyup Yemekte Beis Görmeyen Ortaçağ İnsanının İlginç Beslenme Alışkanlıkları

Zamanında Osmanlı mutfağıyla tanıştırılsalarmış, her şey çok daha farklı olurmuş...

Eski çağlarda insanların güzellik uğruna ne saçmalıklara kalkıştığını az çok biliyoruz. Hatta sizlere daha önce uyguladıkları bütün o garip yöntemlerden söz etmiştik.👇

Highlighter Kalmadı, Radyum Verelim? İngilizlerin Eskiden Güzellik Adına Kullandıkları İşkence Gibi Yöntemler

Şimdi de o zamanlarda yaşayan insanların beslenme alışkanlıkları üzerine bir çift kelam edelim istedik.

Malum, eskiden ketojenik diyetler, aralıklı oruçlar falan yok; e bir diyetisyenle çalışmak falan da hak getire! Peki, ne yiyip ne içiyordu bu insanlar?

Dilerseniz, geçmişe doğru ufak bir yolculuğa çıkalım ve eski zaman insanlarının yemek masalarına konuk olup mönülerine bir göz atalım. Yalnız, midesi hassas olanları içeriği okurken iki kere düşünmeye davet ediyoruz zira bazı maddelerde azıcık tadınız kaçabilir!

1. Ortaçağ insanının evinde bir Megastar Tarkan'ları yoktu tabii kuş sütüyle besleyecek, onlar da çareyi badem sütünde bulmuşlar.

21. yüzyılda hem vejetaryenlerin hem de veganların göz bebeği 'badem sütü' eskinin de vazgeçilmezi idi. Gerçi bunun nedeni kalp damar sağlığı için hayvansal gıdalardan uzak durmak falan değil. Kilise oruç günü ilan ettiğinde halk et ve hayvan sütü yiyemedikleri için aşçılar alternatif çözüm olarak badem veya ceviz sütü kullanmışlar. 

Bir de bozulmadan saklanan bir ürün oluşu o dönemin şeflerini her tarifte bol bol badem sütü kullanmaya itmiş. Olur da elinize Ortaçağ'dan kalma bir yemek kitabı geçerse tariflerde 'badem sütü' ibaresine sıklıkla denk geleceğiniz kesin.

2. Ortaçağ deyip de geçmemek lazım, McDonalds'ın temelleri tee bu zamanlardan atılmış; hem de geyik etiyle!

Eskiden 'Fast Food Kültürüne Giriş-101' olarak adlandırabileceğimiz bir yiyip gidelim mantığı da işlemekteymiş. Şimdiki gibi hamburger, patates kızartması ve kola üçlüsü değil bahsettiğimiz elbette. Daha çok mızrak yarışları ve ele güne meydan okumayla geçen yoğun bir günün ardından şövalyelerin karınlarını doyurmak için seçtiği çabuk pişen ve ucuz yollu yiyeceklermiş bunlar. 

Hemen tüketilmek için hazırlanan etli turtalar, börekler ve krepler bunlardan bazıları idi. Ammaaaa nasıl ki bizim at etiyle yapılan dönerlerle imtihanımız olduysa onlar da benzer bir dertten muzdariplermiş. Bozuk/bayat tavşan, kaz eti veya sakatatla yapılan börekler çoğu zaman geyik etli börek diye millete kakalanıyormuş.

3. Köylüler, yokluktan buğdaya arpayı katık edip tüketiyorlarmış.

Ortaçağ Avrupa’sında çoğu insanın tükettiği temel besinler ekmek, bira ve lapa imiş. Arada da domuz veya sığır eti tüketiyorlarmış. Anlayacağınız et o zamanlarda da cebi yakmaktaymış. Köylüler günde 2-3 kilo ekmek, yulaf ve arpadan yapılan lapa yiyorlar, yanında da bira içiyorlarmış. Tarlada 12 saat çalışırken o kadar karbonhidratı yakmak pek zor değildi herhalde.

4. Çiğ meyve ve sebzeler o dönem insanları tarafından güvenilir bulunmuyor hatta hastalığa sebep olacağı düşünülüyormuş.

Sebze ve meyveleri çiğ tüketmenin hiçbir olumsuz tarafı yok, biliyorsunuz. Hatta besin değerini kaybetmemeleri adına çok daha faydalı bulunuyor ancak eskiden bunun tam tersinin doğru olduğuna inanılıyormuş. 

Özellikle yeşil sebze ve meyveler kesinlikle pişirilmeden tüketilmiyor; ola ki tüketilirse insanları hasta edeceği zannediliyormuş. Sebzeleri çiğ tüketmenin vakti zamanında bir modernlik göstergesi sayıldığına kim inanır?

5. Bugünün zengin yiyeceği ıstakozun Ortaçağ'daki ikamesi olan domuz etinin sizce hangisi makbuldü? Evet, maalesef yavru olan hatta mümkünse emzirileni...

Bir Ortaçağ şöleninin parçası olarak televizyon dizilerinde ya da filmlerde gördüğümüz bütün bir 'ızgara' domuz veya yaban domuzu klişesi aslında tarihsel olarak doğruymuş. Domuzlar, Ortaçağ Avrupa'sında 'en önemli et ve yağ kaynaklarından biri' olarak kabul ediliyormuş. En çok aranan domuz türlerinden biri ne derseniz... Kulağa çok acımasızca gelecek ama maalesef gerçek bu: Emzirilen bir domuzcuk. 

Muhtemelen annesinin memesini kızartılmadan sadece saatler önce emen bir yavru domuzcuk o dönemlerin en sevilen besin maddelerinden biriymiş. Aynı şekilde dişi domuz rahmi de o dönemler oldukça rağbet görüyormuş.

6. Fasulyenin ortaya çıkışı ile tarih değişir mi sizce? Değişmiş!

Baklagillerin ve özellikle de fasulyenin ortaya çıkmasıyla eti çoğu zaman rüyalarında gören fakir kesim için bu durum bir kurtarıcının ortaya çıkmasıyla eşdeğer diyebiliriz. Yetersiz beslenen ve çiğ sebze meyveden korkan bir güruh var karşımızda yani çabuk hastalanan, az yaşayan, vücudu kolay kolay iyileşme evresine geçemeyen, hep yorgun hisseden bir işçi kesimi... 

Düşünsenize, en çok tükettikleri şey bira ve ekmekken bir anda sahneye fasulye ve baklagiller çıkıyor! Et tüketemeyen insanları büyük ölçüde kurtaran bir yiyecekten bahsediyoruz yani. Fakir halkın tüketebileceği bir protein kaynağıyla tanışması ile gerçek anlamda ömürleri uzamış.

7. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı eskiden yalnızca oburların ya da işçi sınıfının tercih ettiği, bazı din adamları tarafından günah olarak kabul edilen bir şeymiş.

İlginçtir ki kahvaltı bir dönem bazı kilise üyelerince 'Oburluk günahına bir davet' olarak görülüyormuş. Gün içinde erkenden ve çok yemek yemenin günah olduğuna inananların sayısı azımsanamayacak kadar çokmuş. Yalnızca obur gözüyle bakılan kimselerin ve gün içinde tarlada çalışırken bayılmamak için önden bir iki lokma yemek yiyen işçi sınıfının tercihi olan kahvaltı, diğer insanlar tarafından uzunca bir süre tercih edilmemiş. Eskinin makbulü atlanan kahvaltı öğünleri, hafif şekilde geçiştirilen öğle yemekleri ve bol bol yenen akşam yemekleriymiş.

8. Bütün bunlara rağmen bu beslenme şeklinin modern diyetlere göre daha kalp sağlığına özenli olduğu söylenmekte... Garip ama gerçek!

Ortaçağ insanı her ne kadar değişik beslense de bilim insanları tarafından bu beslenme şeklinin günümüzün modern diyetlerine oranla kalp sağlığını korumakta daha başarılı olduğu ve yine aynı şekilde şeker hastalığı riskini de azalttığı söyleniyor. Bunun başlıca nedeni ise rafine şekerin bulunmaması ve insanların günün büyük bir bölümünü tarlada çalışarak geçirmesi.

Siz bu beslenme alışkanlıkları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
13.10.2020

Lan aklıma arya stark 'ın walder frey e çocuklarını yedirttigi turta sahnesi geldi 😬

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ