Son zamanların en başarılı romanları arasında yer alan 'Yere Yakın Yıldızlara Uzak' kitabı, pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Genç yazar Emine Tavuz'un kaleme aldığı roman, konusuyla da büyük ilgi çekiyor. Yazarın kaleme aldığı ikinci kitap olan Yere Yakın Yıldızlara Uzak, okumak isteyenler tarafından araştırılmaya başlandı. Peki Yere Yakın Yıldızlara Uzak kitabının konusu nedir, ne anlatıyor? Yere Yakın Yıldızlara Uzak romanıyla ilgili merak edilenler.
Herkes hayatına kaldığı yerden devam ederken romanın ana kahramanı Bestegül, sabah saatlerinde okula gitmek için evden çıkar. Okula giderken metroyu kullanan Bestegül, hiç tanımadığı birbirinden farklı insanlarla metro istasyonunda mahsur kalır. Büyük bir depremden dolayı istasyonun tavanı çöker. Mahsur kalan herkes, ilk başlarda yardımın geleceğini düşünür. Bu nedenle pek fazla endişe etmezler. Yardım beklerken birbirleriyle konuşmaya ve yakınlaşmaya başlarlar.
Fakat bir süre sonra yardım gelmeyince işler tam tersi bir hal almaya başlar. 14 kişiden biri hayatını kaybedince insanlar artık sabırsızlaşır. İstasyonda mahsur kalan kişiler, hem fiziksel hem de ruh sağlıklarını korumaya çalışırken bir yandan da yardımın geleceğini düşünerek umutlarını diri tutmaya çalışırlar.
Son zamanlarda sıklıkla araştırılan kitaplardan biri olan Yere Yakın Yıldızlara Uzak romanı, Emine Tavuz tarafından kaleme alındı. 3 Mayıs 1998'de dünyaya gelen Tavuz, lisans eğitimini sosyal hizmetler bölümünde tamamladı. İlk kitabı Çürük Vişne'yi 2018 yılında yayımladı. Arkasından 2019 yılında Yere Yakın Yıldızlara Uzak romanını okurlarıyla buluşturdu.
Ayrıca Emine Tavuz'un Kimsesizler Matemi, Çürük Vişne 2, Düş Kefeni 2, Çürük Vişne 3, Çürük Vişne 4 ve Çürük Vişne 5 olmak üzere birçok kitabı da bulunuyor.
''Kaybolduğumuzu sandığımız yerde aslında kim olduğumuzu bulmaya başlarız.'
''Hayat neyi seçmediklerimizden değil, seçtiklerimizden ibaretti.''
''Vaktimiz olduğunu düşünerek her şeyi erteliyoruz. İyiliği, mutluluğu, sevinci, sevdiğimize onu sevdiğimizi söylemeyi. Fakat zamanımızın az olduğunu bir şekilde öğrendiğimizde o küçücük zamana çaresizce her şeyi sığdırmaya çalışıyoruz. Keşke biraz içimizden geldiği gibi yaşasak.''
''Biri sizden kalbinizi elini göğsünüze daldırmadan da alabilirdi.''
''İkisi de gökyüzüne ait olsa bile ay ve yıldızlar hiç aynı olur mu?''
'Sen, belki hiç gerçekleşmeyecek olan hayallerimden bile çok güzelsin.'
''Elini uzatsan dokunacakmışsın gibi hissediyorsun ama hayallere dokunulmaz, biliyorsun.''
Hanımefendinin hiçbir kitabını okumadım emeğine saygısızlık etmek istemem ama dikkat ettiğim bişey şu yeni yazarların kitaplarının çok uzun olduğu. Bu tarz (bu tarz diyorum çünkü aşağı yukarı yenilerin hepsi aynı nerdeyse) gereksiz bir ton detaya girdikleri sayfaları sırf doldurmak için yazdıklarını düşünüyorum bana hitap etmiyor ama yazmak istedim yine de bağlayıcı bir konusu olduğu düşünülse bile detaylara inince bir sürü boş bilgi olduğu görülür. Sadece bu kitap üzerinden değil genel olarak son yıllarda çıkan tüm kitaplar için sözüm.