17 Ekim Perşembe günü Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianame tamamlandı. Bu korkunç olayın iç yüzü ise vatandaşlar tarafından merak ediliyor. İddianameye, Anadolu Ajansı (AA) tarafından ulaşıldı.
İddianameye göre, şüpheliler, 112 Acil Servisi ile ortak hareket ederek devlet hastanelerinin yenidoğan servislerini hedef aldılar. Bebekleri anlaşmalı oldukları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine göndererek haksız kazanç elde ettiler. Bu süreçte bazı bebeklerin ölümüne neden oldukları ise ortaya çıktı. Şu ana kadar 12 bebeğin ölümüne neden oldukları belirtiliyor.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nca yürütülen, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 494 sayfalık iddianamede, 22'si tutuklu bulunan şüphelilerin; Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) daha fazla para kazanmak adına yenidoğan bebeklerin yatış süresini uzattığı, bazı bebeklerin ise sağlık durumunun gerçekten daha kötü gösterildiği ve kimi hasta yakınlarından para aldıkları gibi iddialar yer aldı.
Bu şekilde elde edilen haksız kazanç ise sağlık çalışanı olan örgüt üyeleri ile paylaşıldığı ifade edildi.
Halk TV'ye konuşan gazeteci Emrullah Erdinç, bir annenin CİMER'e yazı yazmasıyla olayın açığa çıktığını ifade etti. İddiaya göre, CİMER'e iletilen şikayette; çocuk sahibi olmak için yıllarca tedavi gören bir annenin isyanı yer alıyor. Bebeği doğduğunda 'her şey normal, bebeğiniz sağlıklı' denilen kadının bebeği yoğun bakıma kaldırılıyor.
Endişe içindeki anne doktorlardan yoğun bakım önlemi için gerekli açıklamayı da alamıyor. Bebek yoğun bakıma kaldırıldıktan sonra 10. günde hayatını kaybediyor. Acılı anne evladının ölüm nedenini hâlâ bilmediğini ifade ederek Devletten araştırılması için yardım istiyor. Daha sonra bebeğin hastane kusuru nedeniyle hayatını kaybettiği anlaşılıyor.
Bebek hastaların, doğru sağlık hizmetinin alınmasını sağlayacak hastaneler yerine, şüpheliler yerine seçilen 'örgüt adına kârlı görülen hastanelere' yatırıldığı anlaşıldı. Esas amaç bebekleri iyileştirmek değil, maddi açıdan en fazla kazancı elde etmek!
İddianamede 'maktul' olarak yer alan bebeklerin 'her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı', bu nedenle bazı bebeklerin enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybettiği aktarıldı. Ayrıca uygun yöntemlerle tedavi olmayan bebeklerin ölümüne sebebiyet verildiği de yer alan bilgiler arasındaydı.
Şüphelilerin usulsüzce düşümünü yaptıkları ilaçlar ise hastaneden çıkarılıp satıldı ve bu sayede de maddi kazanç sağlandığı vurgulandı.
Özel Hastaneler Yönetmeliği'ne aykırı bir şekilde işletme devri gerçekleştirerek danışmanlık hizmeti adı altında faaliyet gösteren ve Fırat Sarı'nın liderliğindeki 'yenidoğan suç örgütü' hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün çok sayıda hastanede az sayıda doktorla hizmet vermeye çalıştığı dile getirildi. Ayrıca:
İddianamede, sağlık hizmetlerinin çoğunlukla hemşire ve hemşire yardımcıları tarafından sağlandığı da yer aldı. Bu durumun ise bebek ölümlerinin artışına neden olduğu ifade edildi.
İddianamede, bu örgütün tıbbi yöntemlerden uzak, bebeklerin özel sağlık durumlarına uygun olmayan uygulamalar yaptığı,
Hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttığı ve hatta doktormuş gibi müdahalelerde bulunduğu,
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kapasitenin üzerinde doldurulduğu,
Hemşirelerin usule aykırı epikriz raporları yazdığı gibi alt başlıklar da yer aldı.
AA'nın haberine göre, ortaya çıkan iddianamede;
Şüphelilerden Fırat Sarı ve İlker Gönen 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'nitelikli dolandırıcılık', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 11 kez uygulanmak üzere 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Tutuklu bir diğer şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi', 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılma talep edildi.
18 şüpheli sağlık çalışanı hakkında ise bebeklerin ölümüne ilişkin suçlardan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.
Çete lideri Fırat Sarı ile hemşire Bahar Kanık’ın ortaya çıkan görüşmeleri, çete üyelerinin kan donduran yazışmaları ise sosyal medyada yer almaya başladı.
Listede yer alan hastaneler hakkında nasıl bir sürecin izleneceği ise henüz bilinmiyor.
Listede hemşireden tutun da ambulans şoförüne kadar pek çok isim yer alıyor. Dahası Sabah'ın haberine göre bu kişilerin çalıştığı hastaneler de belli oldu.
Sen 9 ay karnında taşı tüm sıkıntılarını çek, binbir zorlukla doğur... O kadar acı ki
Özelleştirin, daha da özelleştirin... Isteyen hastane açsın, isteyen kapasin, oh ne güzel dünya. Neyimiz doğru ki sağlıgimiz iyi olsun, zihniyet bu sanırım...
Can Yücel'in dediği gibi ''Bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz..Lan bu kadar o. çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz?"