Habertürk yazarı Yasemin Güneri, bugün köşesinde “Kadın döven polis, ‘kıyafetime karışma platformu’na bağış yapmayı reddetti ‘sanık’ oldu” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısının başında artan kadın şiddetine değinen Güneri, sözü daha sonra İzmir'in Alsancak semtinde yaşanan polis şiddeti davasına getirdi. 2017 yılında iki genç kadın, motosikletli iki kişinin tacizine uğramış ve yardım istedikleri polisten 'Bu kılıkla size az bile yapmışlar' yanıtını alıp üstüne darp edilmişlerdi. Güneri, bu davada yaşanan dikkat çeken bir gelişmeyi aktardı:
“Hepimizin hafızalarına kazınan bir görüntü var. İzmir’in Alsancak semtinde, motosikletli iki kişinin tacizine uğrayan Derya Kılıç ve Seray Gürer'in yardım istedikleri polis memuru Orhan Y., ‘Bu kılıkla size az bile yapmışlar’ yanıtını vermiş ve kızları dövmüştü.Olayın kamuoyuna yansımasının ardından polis memuru hakkında, ‘Kamu görevlisinin sahip olduğu yetkiyi kötüye kullanmak’ ve ‘kasten yaralamak ve hakaret’ suçlarından 5.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Yargılama yapıldığı sırada polis memuru Orhan Y. davacılar Derya Kılıç ve Seray Gürer’in avukatı Zeynel Cem Demirhan’a duruşma sırasında hakaret edip tehditler savurdu. Avukat Demirhan da, duruşma sonrası polis memuru hakkında suç duyurusunda bulundu. Tehdit ve hakaret ‘Uzlaştırma’ kapsamında bir suç olduğu için dosya uzlaştırma bürosuna gönderildi.”
Avukat Demirhan'ın uzlaştırmacının talebine olumlu yanıt verdiğini ve 'Bir şartla şikâyetimden vazgeçerim' dediğini aktaran Güneri, şöyle devam etti:
'Demirhan’ın talebi oldukça anlamlı oldu. Derya Kılıç ve Seray Gürer; akşam saatlerinde eğlendikten sonra evlerine dönerken cinsel tacize uğrayan ve bunu da en güvenli gördükleri ve kendilerine yasal anlamda da yardım etme zorunluluğu bulunan emniyet güçlerine şikâyet etmek üzere Alsancak Polis Karakolu’nun yolunu tutmuştu.
Şikâyet ettikleri kişi hakkında işlem yapılmasını beklerken, şikâyet ettikleri kişinin hem sözlü hem de fiziksel saldırısına maruz kalmıştı. Tüm bunları gözünün önüne getiren avukat Demirhan, kendisini arayan uzlaştırmacıya, “Müvekillerimi kıyafetleri yüzünden eleştiren ve sonrasında darp eden ‘Kıyafetime Dokunma Platformu’na 1500 lira bağışta bulunursa şikâyetimden vazgeçerim’ yanıtını verdi.
Güneri, polis memurunun verdiği yanıtını aktarıp yazısını şöyle noktaladı:
Uzlaştırmacı, şikâyetçi avukatın teklifini genç kızlara şiddet uygulayan ve bu suçtan dolayı İzmir 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 5 ay hapis cezasına çarptırılan ve hakaret suçundan da 860 lira para cezası ödemeye mahkum edilen polis memuru Orhan Y. ye iletti. Orhan Y. uzlaştırmacıya verdiği yanıtla şaşırttı.
Kadın derneğine bağışta bulunmak yerine ‘sanık’ olmayı tercih etti. Polis memuru Orhan Y., ‘Kıyafetime Dokunma Platformu’na bağışta bulunmak yerine tehdit ve hakaret suçunu işlediği iddiasıyla ‘Sanık’ sıfatıyla yeniden yargılanmayı tercih etti.
Bir kadın derneğine bağışta bulunmak yerine yeniden yargılanmayı tercih etmek elbette ki Orhan Y.'nin kararı. Polis memuru Orhan Y. bu tercihi nedeniyle yeniden yargılanacak. Bu durum da gösteriyor ki; cezaların hiçbir caydırıcılığı yok. Mücadele edilmesi gereken şey, kadına yönelik şiddetten mahkum olan birinin, bir kadın derneğine bağışta bulunmak yerine ‘sanık’ olmayı tercih etmeyi yeğlemesi değil mi?'
meslekten men edilsin. bu kafa yapısındaki polislerin bizi korumasına ihtiyacımız yok.
biliyor ki hiçbir ceza almadan tahliye edilecek. buyrun türk adalet sistemini getirdikleri hale bakın. bu kafa yapısındaki insanların cesaretlerinden korkma zamanımız geldi demektir.
Polisin bilince bak mahkemeyi tehdit etmekten çekinmiyor. Görevi kötüye kullandığı için mahkemeye çıkan polis tehditte savuruyor şaka gibi :) bu öz güvenin nasıl oluştuğunu uzun uzun yazmaya gerek yok. Görevine de devam etsin nasıl olsa güven bırakmadılar.