1826'da Yeniçeri ocağı tasfiye edilince, padişah özellikle Bektaşilerin de peşine düştü. Zira Hacı Bektaşi'yi üstatları sayan Yeniçeriler de Beştaşiydi ve ocağa dair her şeyi tarihe karıştırmak isteyen II. Mahmud, bütün izleri silmek istiyordu. Tam bu sırada Şânîzâde Mehmed Efendi'ye de Bektaşi Tekkesi mensubu olduğu iddiaları atıldı. Mehmed Efendi'nin kendini savunması çok zordu. Zira gerçekten gergin bir hava ortama hakimdi. Yeniçerilerle ilişkisi olabilir endişesiyle Tire'ye sürgün edildi.
Oysa, yazdığı eserinde ocağın kötü yanlarını eleştirmekle beraber, kitapta bir Yeniçeri isyanından bahsettiği bölümde ''Yeniçeri Ağası olacak yadigar'' ifadelerini kullanıyordu. Yadigar o dönemde veled-i zina, yani babası belirsiz demekti. Bunlar acaba unutuldu mu?
rüşvet ve iltimas çok suhtenin hayatını kararttı. bu toprakların kaderi. bunlar gitti, meydan cincilere üfürükçülere kaldı.