Kirli kanı atmak gerek...
Kirli kanı atmak gerek...
Bir yerden başlamak lazım. Kötü hissetmenize sebep olan kim var kim yok arkadaşlarınızdan çıkarın. Eski iş arkadaşlarınız, görmek istemedikleriniz kısaca stalkladığınızda bile canınızı sıkabilen herkesi sosyal medya hesaplarınızda bulundurmamaya özen gösterin. Takip ettiğiniz insanlar da tıpkı hayatınızdakiler gibi sizi pozitif yönde etkilemeli.
Çoğu insan ikinci bir şansı hakeder. Fakat biri verdiği sözleri tutmuyorsa, sizi sürekli hayal kırıklığına uğratıyorsa ya da sizi yalnızca incitiyorsa belki de aranızdaki bağı koparma vakti gelmiştir. En başta zor gelse de ruh sağlığınız bunun için size minnettar kalacak. Tek yapmanız gereken iki yetişkin gibi yollarınızı ayırmak.
Gereksiz e-postalarınızı ve mesajlarınızı temizlemek sizi sandığınızdan daha fazla rahatlatacak.
Kol çantanız, cüzdanınız, makyaj çantanız, spor çantanız... Ne varsa boşaltın ve eski fişleriden, çöplerden, kullanmadığınız kırık dökük makyaj malzemelerinden kurtulun.
İki farklı çorap giymeyi sevenlerden değilseniz ve sabahları çorabınızın eşini aramak için hatrı sayılır bir süre harcıyorsanız eşi kaybolan çoraplarınızı daha yararlı biçimde kullanma vaktiniz gelmiş demektir. Tekstil geri dönüşümü iyi bir fikir olabilir ya da onları toz bezi olarak kullanabilirsiniz.
Dolaplarınızda biriken tarihi geçmiş ürünlerden kurtulmak içinizi ferahlatacağı gibi mutfağınızın ne kadar geniş olduğunu hatırlamanıza da yardımcı olacaktır.
Gün içinde bir sürü selfie çekiyor olabilirsiniz tabi ama telefonunuzun galerisinde aynı kıyafet, aynı makyaj ve aynı yüz ifadesi ile çektiğiniz bir sürü fotoğraf olması çok da gerekli değil.
Boşluğunuza denk gelir, durumu idare etmek istersiniz ya da sadece ağız alışkanlığıdır. Ama sizce de yapmayacağınız şeyleri söylemekten vazgeçmenin zamanı gelmedi mi? Hiçbir zaman buluşmayacağınız o insana ''evet takılalım bir ara'' demek ya da asla gitmeyeceğiniz bir partiye katılacağınızı söylemek sizi zihnen yormaktan başka bir şey yapmaz.
Çalışma masanız, arabanız ya da evinizde bulunan gereksiz eşyaları ve özellikle kağıtları ortadan kaldırmak yolun yarısı demek.
Olmazsa olmazlardan. Tüm eski sevgililerinizin numaralarını telefonunuzdan silmemek ya da evinizde onlardan geriye kalanları atmamak için hiçbir sebep yok. Belki baştan canınızı yakabilir, özellikle ayrılığınız yeniyse, ama yeni bir yılda onlardan kalanların hiçbir işinize yaramayacağı kesin.
Dolabınızdaki o kara deliği keşfedin ve giymeyeceğiniz tüm kıyafetlerden ya da ayakkabılardan kurtulun. Satın, bağışlayın, arkadaşlarınıza ya da ailenizden birilerine vermeyi teklif edin.
Telefonunuz akıllı olabilir ama hafızasında boşuna yer kaplayan o kullanmadığınız uygulamalar ya da gereksiz fotoğraflar için harekete geçmesi gereken sizsiniz.
Tarihi geçmiş ilaçlara hiçbir zaman ihtiyacınız olmayacağı kesin.
Artık aynısından üretilmiyor diye tarihi çoktan geçmiş ürünleri çöpe attıktan sonra, sağlam olsa da kullanmadıklarınızı da başkalarıyla paylaşabilirsiniz.
Sizi en ağır biçimde eleştiren kendinizsiniz. Ve çoğu zaman sizi olmak istediğiniz yerden alıkoyan yine sizsiniz. Bu yüzden yalnızca olumsuz yanlarınızı görerek kendinize haksızlık etmeyin. Olumlu ve olumsuz yanlarınızın farkına varın, hatta hepsini bir kağıda yazın. Düzeltmek istedikleriniz için harekete geçebilir, negatif düşüncelerinizden kurtulabilirsiniz. Olumlu yönlerinizin sizi motive edebileceği kesin.
Midenizi rahatsız eden yiyeceklerden uzak durmak, tırnaklarınızı yememek, sigarayı bırakmak ya da bir daha yapmayacağınızı söylediğiniz şeyleri bir daha yapmamak kendiniz için yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden yalnızca bazıları.
Affedin. Kendinizi, sizi incitenleri... İçinizde biriken kinden kurtulun. Siz de dahil herkesin hata yapabileceğini kendinize hatırlatın ve o sayfayı kapatın. Belki hemen olmayacaktır ama bu yönde çabalamak bile iyi hissetmenize yardımcı olur. Söylemesi kolay diyeceksiniz ama bilirsiniz terzi kendi söküğünü dikemez.