Yeni Yıla Girerken Alınan Kararlara Destek: Glutatyon

Vücudumuzda besinlerin işlenmesinden sonra ortaya çıkan toksik maddelerin bertaraf edilmesi ve hücresel deformasyonların önlenmesindeki rolü itibariyle antioksidanlar diyetimizde yer alması gereken önemli bir unsur. Ve sağlıklı yaşam için en önemli besin ögelerinden birinin antioksidanlar olduğunu hemen herkes biliyor artık.

Yapılan bilimsel araştırmaların son dönemde mercek altına aldığı en önemli antioksidan ise glutatyon. Güçlü toksin arındırıcı etkisi yanında bağışıklık sistemini de güçlendiriyor olması önemini artırıyor. Henüz sırrı tam olarak çözülmemiş olmakla birlikte vücudun kendi sentezini yapabildiği ancak stres, radyasyon, enfeksiyonlar, kirlilik ve dengesiz-yetersiz beslenme ile ihtiyacını tam olarak karşılayamadığını ortaya konmuş durumda. 

Bu nedenle yeni yıla girerken eski yazımı okuyup “daha sağlıklı olayım!” kararı vermiş olanlara gıda mühendisi bilgimle küçük bir destek daha vereyim dedim.

Size bu makalemde glutatyondan bahsedeceğim.

Glutatyon nedir?

Glutatyon; sistein, glisin ve glutamin adı verilen üç amino asidin bir araya gelmesiyle vücutta sentezlenen basit bir moleküldür.

En önemli yararı, toksinler (cıva, ağır metaller vb.) ve serbest radikaller gibi vücudumuzdaki zararlı bileşenleri yakalayıp vücuttan uzaklaştırmasıdır. Günümüz yaşam koşullarında maruz kaldığımız hava ve su kirliliği göz önünde bulundurulduğunda önemi daha da fark edilmektedir.

Vücudumuz glutatyon üretir ancak yüksek stres düzeyi yerli üretime engel olmaktadır. Glutatyon sentezine yardımcı olan besin kaynaklarını aşağıdaki listede bulabilirsiniz.

Brokoli - Brüksel lahanası – Lahana - Karnabahar

Şeftali - Karpuz

Tarçın – Kakule - Zerdeçal

Domates

Bezelye

Sarımsak - Soğan

Kırmızı biber

Glutatyon üretiminin düzenli egzersiz ile de arttığı belirtilmektedir.

Antioksidanların geri dönüşümünde glutatyon:

Glutatyonu bu kadar önemli ve güçlü kılan şey onun aynı zamanda antioksidanları geri dönüştürmesidir (yeniden kullanılır hale getirmesidir). Vücut serbest radikaller ile uğraşırken, onlar bir molekülden diğerine geçirilir. Örnek olarak, onlar önce C vitamininden E vitaminine, E vitamininden lipoik asite ve oradan da etkisiz hale getirildikleri glutatyona gelirler. Antioksidanlar bu noktada geri dönüştürülürler ve vücut tekrar glutatyon molekülü üretir.

Glutatyon seviyesini yükseltmek için 9 ipucu:

Vücuttaki glutatyon seviyesini artırmak için Dr. Mark Hyman’ın verdiği 9 ipucu var:

1. Kükürt açısından zengin gıdalar tüketin. Sarımsak, soğan ve sebzeleri (brokoli, lahana, karalahana, karnabahar, su teresi, vs.) diyetinizde bulundurun.

2. Biyoaktif peyniraltı suyu proteinini deneyin. Bu büyük bir sistein kaynağıdır ve glutatyon sentezi için önemlidir. Peynir altı suyu proteini biyoaktif olmalıdır ve denatüre olmayan proteinlerden yapılmalıdır (“denatüre” normal protein yapısının bozulmasına denir). Pestisit, hormon, antibiyotik içeriği olmayan pastörize edilmemiş endüstriyel olarak üretilmeyen sütü seçin.

3. Egzersiz glutatyon düzeyinizi artırır ve böylece bağışıklık sistemini güçlendirir, detoksifikasyona ve vücudun kendi antioksidan savunmasını geliştirmesine yardımcı olur.

4. Glutatyonu hap olarak almayı düşünebilirsiniz ama vücut proteini sindirir – o yüzden bu şekilde yaparsanız faydasını pek göremezsiniz. N-asetil-sistein yıllardır astım ve akciğer hastalığı tedavisinde ve yaşamı tehdit edici derecede karaciğer yetmezliği olan kişilerin tedavisine yardımcı olmak için kullanılmaktadır. Hatta, X-ışını çalışmaları sırasında kullanılan boyaların böbrek hasarı yapmasını önlemek için de verilmektedir.

5. Alfa lipoik asit: Hücrelerimiz için, glutayondan sonra ikinci önemli moleküldür ve enerji üretimi, kan şekeri kontrolü, beyin sağlığı ve detoksifikasyonda görev alır. Vücut genellikle bunu yeteri miktarda üretir, ama stres altındayken vücudumuzdakini tüketiriz.

6. Metilasyon besinleri (folat ve vitamin B6 ve B12): Bunlar vücudun glutatyon üretmesini sağlamaya yardımcı olurlar. Metilasyon ve glutatyonun üretimi ve geri dönüşümü vücudunuzdaki en önemli iki biyokimyasal işlevdir. Folat, vitamin B6 ve B12’yi düzenli bir şekilde alın.

7. Selenyum: Bu önemli mineral, glutatyon geri dönüşümünde ve yeniden üretilmesinde vücuda yardımcı olur.

8. C ve E vitaminlerini içeren antioksidan ailesi: Glutatyon geri dönüşümünde birlikte çalışırlar.

9. Devedikeni: Uzun zamandır karaciğer hastalığı tedavisinde kullanılmaktadır ve glutatyon düzeyini artırmaya yardımcı olur.

“Faydalarını biliyorum/biliyordum ama ben zaten bildiğimi uygulamakta zorlanıyorum!” diyorsanız lütfen diğer yazılarımı okuyun. Yapmama/yapamama nedenlerinizi keşfedin, özgürleşin.

Yeni yıl, bildiklerinizi “yapa-bilir” olduğunuz bir yıl haline gelsin.

Tüm okurlarıma kocaman sevgilerimle...

Instagram

Facebook

Twitter

Web

Popüler İçerikler

İzmir'de 5 Küçük Kardeşi Öldüren Yangında Acı Detay: Kapıyı Kilitleyerek Giden Annenin İfadesi Ortaya Çıktı!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var