Yıl 1968, yer İsveç, Stockholm Moderna Museet. Sergi sahibi Amerikalı ressam, Andy Warhol. Hani şu gündelik nesnelerin tekrarlanan fotoğrafları ile eğlenceli kareler oluşturulan pop art akımının önemli temsilcisi var ya işte o. Kendisini bugün yad etmemizin sebebi, bahsi geçen sergi kataloğunun ön sayfasındaki yazısı.
Warhol bu sözüyle, gelecekte insanların aslında hiçbir yeteneği olmadan kendilerinden en azından on beş dakika söz ettirebileceğini vurgulamak istemiş. Neredeyse yarım asır sonrasındaki bizler bu şöhretlik sürecinin saniyelere indiğinin farkındayız.
Madem konu ‘şöhret’, konu üzere kitabı olan Chris Rojek’ e kulak verelim. Rojek kitabında üç çeşit şöhretten söz ediyor:
1.Aileden gelir: Tamamen biyolojiktir. Lady Diana’nın oğlu Prens Harry ( Aman hemen Türk örneklerden de vereyim yoksa bir önceki yazımda beni vatan haini ilan edenlerin -ki sanırım okuyup anlamadan değerlendirmeyi tercih ettiler- ekmeği yağlanır ), Türkan Şoray’ın kızı Yağmur Ünal gibi…
2. Kazanılır: Aşık Veysel, Brad Pitt, Tarkan, Sezen Aksu ve daha onlarcası… Adını bu alana yazdırabilmişler ölseler de hatırlanır. Eserleri dillerden dillere nesiller boyu aktarılır.
3. Başkalarınca atfedilir (şöhretimsi): Hmm işte burası için on binlerce isim yazılabilir çünkü şöhretimsilik bir anda parlayıp bir anda da sönülebilen dolayısı ile sürekli tazelenen kalabalık bir kategori. Bu kategoridekiler sansasyonel bir olaya konu olan sözde olayları ile toplumun dikkatini çekmeyi başaranlardan oluşuyor. Zavadanak, seni yirim Mıstafa, görüyorsunuz mikkemmel ikonlarının (!) sahipleri gibi.
Gerek televizyon yarışmalarından/programlarından, gerek internet platformlarından şöhretimsi ya da sanal şöhretimsi olmuşlar arasında Justin Bieber, Barış Özcan gibi sanal şöhretimsilikten, kazanılmış şöhrete yükselenlerde olmadı değil. Burada şunun ayırdında olmak gerek. Bu kişiler şöhret oldukları alanda temelden gelen birikime, çabaya ve sebata sahiptiler. Doğru zamanda doğru yerde olmakla da kazanılmış şöhreti hak ettiler.
Temelden gelen birikimi, donanımı olmadan rastgele bir hamleyle parlatılmış, üzerlerinden rant elde edilmek için alkışlanmış, anlık şöhretle yükseklere çıkartıldıktan, başları döndürülüp hayatları kurcalandıktan sonra yere tepetaklak bırakılmış çocuklar… Ali, Ahmet, Pelin Su adları her neyse sanal şöhret yüzlerce binlerce çocuğumuz var ve belki daha da önemlisi onlara özenen yenileri koşar adım yolda.
Çocuklarımız her geçen gün daha da artan bir arzuyla kolay kazanç kapılarına koşuyor. Okul, okumak, dinlemek, sabretmek onlar için gün geçtikçe anlamsızlaşıyor. Bizler şöhretimsileri anıp çoğalttıkça -beğenelim ya da beğenmeyelim- adlarını anıp sanal ya da gerçek ortamlarda reaksiyon almalarına destek verdikçe gelecek nesillerimizi kaybedeceğiz.
Gerçek yeteneklerin parlatıldığı, emeğini yeteneğine yatıranların pekiştirildiği ve liyakatle iş başına getirildiği düzenden uzaklaştığımız her adımda ülkemizin müreffeh medeniyet çizgisinden hızla uzaklaşıyoruz.
Demedi demeyin.
Sevgili Fevzi,
Özgüvenin ve girişimci ruhun için seni tebrik ediyorum. İlle müzik camiasında yer alacaksan lisede Güzel Sanatlar Lisesi müzik bölümünü seçmeni tavsiye ederim.
Müzikal yeteneğin konusunda değerlendirme yapacak yetkinlikte değilim o yüzden müzikaliten konusunda yorumsuzum. Sadece bana hitap etmediğini belirtmek isterim.
Yazımın başlığında adını kullandığım için mahcubum çünkü sana zarar verdiğini düşündüğüm şöhretimsilik mevzusunda (beğenelim ya da beğenmeyelim ama adlarını anıp popülerliklerini arttırmayalım) savunduğum şeyle ters düştüğümün farkındayım. Benimki sen ve senin gibi evlatlarımıza uzun vadede gelecek zararlar konusunda farkındalık oluşturabilir miyim çabası, o yüzden affet.
Sana, inandığım bir sözle veda etmek isterim.
“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Sevgiler.
keşke yorum yaparken çocuğun bunları görebileceğini hatırlasanız. yaptığınız zorbalık. o daha çocuk.
Koskoca onedio yetenekleri keşfetmeye çalışan bir çocuğun şöhretine takmış kim yazdıysa bu yazıyı acilen böyle küçük yaşta bir çocuğu eleştirmek yerine ne güzel ülkemizde müzikle uğraşan çok tecrübe edinmeden yıpranmadan kendini mutlu edenebilecek bir yetenek edindiğini, sesine değil yaşına göre kendini geliştirebilir olduğunu görmeli bu editörüde mümkünse onedio işten çıkarsın ben uygulamayı böyle vasat editörler ve yazarlar için indirmedim
ne yetenek var ne başka bir özelliği. sosyal medyanın bomboş pohpohlaması ile gündemden düşmeyen başka bi şaklaban.