Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, bugün kaleme aldığı 'Muhafazakâr orta sınıf nasıl delirdi?' başlıklı yazısında, son yıllarda İslami orta sınıfta yaşanan değişimleri eleştirerek, 'Yola çıkarken buraya geleceğimize hiçbirimiz ihtimal vermemiştik' yorumunda bulundu ve 'Başımıza geleni konuşmanın bile risk almak anlamına geldiği tuhaf bir yere geldik' dedi.
Kılıçarslan, muhafazakârların tüketim kültürüne dönük yaptığı eleştiriler içeren bugünkü köşe yazısında, şu ifadeleri kullandı:
''Öncelikle bir adet muhafazakâr iktidar gerekti. O iktidarın açtığı alanda “yeni bir yaşam kültürü inşa etmek mümkün” cümlesinin dolaşıma girmesi gerekti. Bu cümlenin çeşitli görünür görünmez etkileri oldu. Bu etkiler zamanla büyük bir toplumsallık üretti ve muhafazakâr orta sınıfla seküler orta sınıf el ele vererek tertemiz delirdiler.''
Parası çoğalan muhafazakar orta sınıfın, 'Şimdi ne yapıyoruz?' sorusuna tüketim kültürünün şahane bir şekilde cevap verdiğini belirten Yeni Şafak yazarı, şu cümleleri kullandı:
''Nargile kafelerden babyshower partilerine, instagram tesettürcülerinden çay romantizmine kadar bir dünya “garabet” tam bu boşluktan sızdı hayatımıza. Tıpkıbasım hatlarla, ederinden fazla ödenen tespihlerle, değersiz ebrularla devam etti yoluna.
“Dolandı, kıvrıldı” falan derken Kâbe’nin önünde evlilik teklifleriyle, hayatı “romantik ve dini” bir şeymiş gibi kurgulayan “pempe dindarlar”la, “abdest suyunu şalımla kurulamak istiyorum” cümleleriyle, duvarlarında hat levhaları asılı çikolata kafelerle, moda haftalarıyla, romantik Bosna turlarıyla, ultra romantik Kudüs gezileriyle devam etti o yol.''
Güzide medyamız da, delirmede elinden geleni yaptı diyen Kılıçarslan, şöyle devam etti:
''Bir pay da medyaya elbet… “Burası cephe, mevzi, kavga yeri” diyerek başlayan cümleler giderek “böyle inceliklere burada yer yok” durağına uğrayıp şöyle finalledi kendini: “Sen şimdi eleştiriyorsun ama bu eleştirin kime yarıyor bir düşün?”
Çarpılmış, hatta çarpıtılmış bir zihinsel düzleme geldik oturduk. Asıl meselenin ne olduğundan habersiz, herhangi birini her an “hain” ilan etmeye hazır, hakikatin tek sahibinin kendisi olduğunu düşünen milyonlar.''
Başımıza geleni konuşmanın bile risk alma anlamına geldiği, tuhaf bir yere gelindiğini ifade eden Kılıçarslan, 'Şundan eminim: Yola çıkarken buraya geleceğimize hiçbirimiz ihtimal vermemiştik.' cümlesiyle yazısını sonlandırdı. Kılıçarslan'ın bu yazısı, sosyal medyada günün en çok konuşulan köşe yazılarından birisi oldu.
yazı gayet güzel. midemizin bulandıpı muhazakar kılıklı şam şeyranlarını güzel eleştirmişsin. fakat biz ilk günden buraya gelineceğini biliyorduk, katlettiğiniz gazeteciler bas bas bağırdı,20 lerinde ki evlatlarımızı sallandırıp salyalarınızı akıtırken biz bu günlere üzülmeye başlamıştık bile. şimdi kendi yarattığınız canavar sizi bile şaşırtmış olmalı ki bişeyler söylemeye başladınız. size bir bardak su veren hayırseverin ceddini siksinler.
Doğru ve güzel bir yazı olmuş. Boka saran iktidarınızı ve onun getirdiği sosyal hayatı güzel anlatmışsınız. Makyaj videosu çeken başörtülü youtube fenomenleri, ''GAVS'' plakalı BMW önlerinde üstlerinde Hugo Boss marka takım elbiselerle poz veren değişikler... Bunlar sizin eserleriniz çok şükür yozlaştınız sonunuz yakın azalarak bitmeye mahkumsunuz.
Çünkü din falan hep yalandı. Onlar özeniyorlardı hep böyle şeylere ama bağlı oldukları zümre içinde bunları yaparlar ise dışlanacaklarını biliyorlardı. O camiadan ayrılırlar ise tümden dışlacakları da belli. Tayyip'in en büyük oy potansiyeli oradan geldi zaten. Adam ince ince bunları yapmalarına izin vermeye ve bu yaptıklarının onları dinden çıkarmayacağına inandırdı(Yeni din yarattılar kendilerine). Bu kesimi para ile de destekleyerek iyicene güçlendirdi. Sonuç: Müslümanlık ile hiç alakası olmayan ama dışardan müslüman gözüken tipler = AKP