Özellikle yeni bir ortama girdiğimizde arkadaş bulmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu içeriğimizde insanların sizi çabucak sevmesini sağlayacak özel formülleri paylaşıyoruz!
Özellikle yeni bir ortama girdiğimizde arkadaş bulmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu içeriğimizde insanların sizi çabucak sevmesini sağlayacak özel formülleri paylaşıyoruz!
Bu strateji 'yansıtma' olarak da bilinir ve karşınızdaki insanı kurnazca taklit etmenizi sağlar. Biriyle konuşurken onun vücut dilini, jest ve mimiklerini kopyalayın.
1999'da New York Üniversitesi araştırmacıları 'bukalemun efekti' deneyiyle insanların bilinçsiz olarak başkalarının davranışlarını kopyaladığını ve bunun da kaçınılmaz olarak kişinin sevilmesine yol açtığını kanıtladı.
'Salt maruz kalma etkisi'ne göre, insanlar kendilerine tanıdık gelen şeyleri sevmeye meyilli oluyorlar.
1950'lerde, MIT araştırmacıları sosyal konutlarda birlikte kalan üniversite öğrencilerinin birbirinden uzakta yaşayanlara göre arkadaş olma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu keşfetti. Görünen o ki, aynı konutta kalanların günlük etkileşimlerinin daha fazla olması sağlam bir arkadaşlığın temellerini atabiliyor.
İnsanlar başkalarını tarif etmek için kullandığın sıfatları senin karakterinle bağdaştıracaktır. Bu olaya 'spontan özellik çıkarımı' deniyor.
Bir araştırmanın bulgularına göre hakkında konuşulan kişinin kullanılan sıfatları taşımamasına rağmen bu olgu ortaya çıkmış.
Yazar Gretchen Rubin'e göre insanlar hakkında söylediğin her şey diğer insanların seni nasıl gördüğünü etkiliyor.
'Duygusal bulaşma' tam anlamıyla etrafınızdaki insanların ruh halinden fazlasıyla etkilenmeniz demektir. Ohio ve Hawaii Üniversitelerinin yayınladığı bir makaleye göre başka insanların ruh durumları bize farkında olmadan tesir edebiliyor.
Etrafınızdaki insanları mutlu etmek istiyorsanız, pozitif duygularla onlara yaklaşmak için elinizden geleni yapın.
Bu teorinin ismi 'triadic kapanma'. Bu, iki insanın ortak bir arkadaşı varsa arkadaş olmaya daha yatkın olması anlamına geliyor.
Daha da açıklamak gerekirse, Kolombiya Üniversitesi'ndeki öğrenciler Facebook ortamında rastgele insanları arkadaş yapan bir program yarattılar. Bunun sonucunda insanların ortak arkadaşları arttıkça arkadaşlık isteklerini daha çok kabul etmeye başladıklarını fark ettiler.
'Kazanç-kayıp' teorisine göre ara sıra yapılan iltifatlar sürekli yapılanlara nazaran daha çok anlam kazanıyor ve karşınızdakini etkiliyor.
1965'te Minnesota Üniversitesi'nin yaptığı araştırma bu teorinin pratikte nasıl doğru olduğunu kanıtlıyor. Bir grup öğrenci negatif ve pozitif karışık olmak üzere arkadaşları hakkında yorumlarda bulunuyor. Yorumların hedefi olan grup, kendileri hakkında pozitiften negatife giden yorumları beğeniyor sadece. Bu da demek oluyor ki, belli sayıda yapılan olumlu yorum arkadaşlarınız üzerinde daha çok etki bırakıyor.
Psikolog Susan Fiske, 'steriotip içerik modeli' ile insanların başkalarını samimiyetine ve yetkinliğine bakarak değerlendirdiğini öne sürüyor.
Modele göre, eğer kendini arkadaş canlısı biri olarak gösterirsen, insanlarda sana güvenebileceği türden hisler uyandırabilirsin. Eğer yetkili biri gibi görünürsen, yani ekonomik ve eğitim durumu yüksek biri gibi, sana saygı duyma eğiliminde olurlar.
'Pratfall etkisi'ne göre insanlar seni hata yaptığın zaman daha çok seviyor. Mükemmel olmadığınızı anlamak dışarıdaki insanların sizi daha anlaşılabilir ve kırılgan algılamasına sebep oluyor.
Araştırmacı Elliot Aronson bir çalışmasında küçük hataların insanlara çekici geldiğini fark etti. Erkek öğrencilere bir kaç insanın sınav olurkenki kayıtlarını dinletti. Sınav sonunda bazı öğrenciler masaya kahve döktü. Erkek öğrenciler sınavda iyi yapmasalar bile kahve döken öğrencilere daha çok sempati duydular.
Theodore Newcomb'un yaptığı bir çalışmaya göre, insanlar onlara benzeyenlere karşı daha çok sempati besliyor. Buna 'benzerlik-çekicilik efekti' deniyor. Deneyinde Newcomb deneklerinin davranışlarını tartışmalı konular üzerine ölçüyor. Cinsellik ve politika gibi konularda farklı fikirlere sahip insanları aynı evin içine yerleştiriyor.
Deney sonunda, aynı konularda aynı fikirlere sahip olanların birbirlerinden daha fazla hoşlanıp arkadaşlık kurduğunu fark etti.
Bunun adı 'bilinç dışı dokunuş' olarak biliniyor. Birine o kadar belli belirsiz dokunuyorsunuz ki, o kişi bunu neredeyse anlamıyor bile. Sırtını hafifçe sıvazlamak veya koluna hafifçe dokunmak gibi küçük hareketler sayesinde karşınızdaki insan size daha sıcak yaklaşabiliyor.
Mississippi Üniversitesi ve Rhodes Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma ile restoranda çalışan bir garsonun müşterilere hafifçe dokunarak verdiği para üstüyle bahşiş oranının yükseldiğini keşfettiler.
Bir çalışmada, 100 kadın dört farklı pozda verilmiş kadın fotoğraflarına bakıyor. Gülümseyen açık giyinmiş, gülümsemeyen kapalı giyinmiş, gülümsemeyen açık giyinmiş ve gülümseyen kapalı giyinmiş kadın fotoğrafları arasında denekler, giyim tarzlarına bakmadan en çok gülümsenilen fotoğrafları seçiyor.
İnsanlar kendileri hakkında ne düşünüyorlarsa karşısındakilerin de onları öyle algılamasını isterler. Buna 'kendini doğrulama teorisi' deniliyor. Hepimiz görüşlerimiz hakkında pozitif ya da negatif bir doğrulamaya ihtiyaç duyarız.
Bir araştırma sonucunda, kişiler birbirleri hakkında aynı şeyleri düşündüğü zaman ilişkileri daha pürüzsüz bir şekilde ilerliyor.
'Kendini ifşa etme' olarak bilinen yöntem, güzel bir arkadaşlık temeli atma tekniğidir. Stony Brook Üniversitesi'nde yapılan bir deneyde öğrenciler farklı kişilerle eşleştirilip, birbirlerine bazıları günlük bazıları ise kişisel olmak üzere bir sürü soru sormaları isteniyor. Deney sonunda kişisel sorular sorup cevaplayan deneklerden kendilerini birbirlerine karşı çok daha yakın hissettiklerini belirten cevaplar almışlar.
'Pygmalion etkisi'ne göre, insanlar başkalarından ne beklerse, onlara o beklentiler doğrultusunda davranıyor. Bunun sonucunda da o kişi bu beklentileri doğrulayacak biçimde davranıyor.
Harvard Magazine'de yazan makaleye göre bir insanın pislik olduğunu düşünürseniz, onlara o pislik davranışları ortaya çıkaracak şekilde davranırsınız.
'Karşılıklı beğenme' olarak bilinen bu yöntem kısaca şunu söylüyor: Bir kişinin bizden hoşlandığını düşünüyorsak, biz de ondan hoşlanıyoruz.
Bir deneyde, bir grup insana karşı gruptan belirli insanların hoşlandığı bilgisi verildi. İki grup tanıştıktan sonra, ilk gruptaki insanların çoğu sözde kendilerinden hoşlanan insanları daha çok sevdiğini açıkladı.
Illinois Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre insanlar arkadaş ya da ilişki fark etmeksizin karşılarındaki insanın mizah anlayışına dikkat ediyorlar.
Bunun tam tersi ise, özellikle iş yerlerinde, sevilmemeye yol açabiliyor. Bir iş yerinde yapılan çalışmaya göre insanlar 'ahlaki değerlerine düşkün' olan çalışanlardan çok da haz etmiyorlar.
Harvard araştırmacılarının öne sürdüğüne göre, kendimiz hakkında konuşmak tabiatimiz gereği bizim için çok tatmin edici bir eylem.
Bir araştırmada denekler fMRI makinesinin içine oturtuluyor ve deneklere kendileri ya da başka konular hakkında sorular soruluyor. Makinenin dışında ise deneğin aile üyesi ya da arkadaşı oturuyor. Deneğe bazı soruların dışarıdaki kişiyle paylaşıldığını, bazılarınınsa paylaşılmadığı bilgisi veriliyor. Deneğin beyninde motivasyon ve tatmin hissinin yer aldığı bölge en fazla kendi hakkında sorulan sorulara cevap verilirken ve dışarıdaki insanın dinlediğini bildiği zamanlarda aktif oluyor.
Kısacası sizi sevmelerini sağlayıncaya kadar rol yapın ve onları manipüle edin. Psikopatların ve sosyopatların el kitabından alınmış gibi içerik. :D
e o zaman biz olmuyoruz ki..
Hemen hemen hepsini istemsiz yapıyormuşum zaten bir şey söyleyim işe yarıyor cidden evet fakat zamanla karşınızdaki insanları tanıyınca siz onlardan soğuyorsunuz midenizi bulandırıyorlar otamdaki 1-2 kişi haricinde insanlar çöpmüş onu anlıyorsunuz