Buna göre meteorit, “orta seviyedeki” (sıradan bir asteroitte bulunandan daha yüksek ancak bir gezegenin içinden daha düşük) sıcaklık ve basınçta oluşmuş bileşenlerin sıradışı toplamını barındırıyor. Bunlar arasında amfibol ismi verilen ve oluşumu için suya uzun süre maruz kalması gereken mineral grubu da yer alıyor.
Amfiboller Dünya üzerinde son derece yaygın ancak meteoritlerde yalnızca 1969'da Meksika'nın Chihuahua eyaletine düşen ve şimdiye kadar keşfedilen en büyük karbonlu kondrit olan Allende isimlisinde eser miktarda rastlanmıştı.
AhS'nin yüksek amfibol içeriği ise kopmuş olduğu ebeveyn asteroidin daha önce Dünya'ya hiç meteorit bırakmadığını gösterdi.
Makaleye göre, Japonya'nın Hayabusa2 ve NASA'nın OSIRIS-REx uzay sondalarının sırasıyla Ryugu ve Bennu asteroitlerinden getirdiği numuneler de muhtemelen meteoritlerde nadiren bulunmuş daha fazla göktaşı mineralini ortaya çıkaracak.
Hamilton, belki de yalnızca karbonlu kondritlerin bazı türlerinin atmosfere daldığında sağ çıkmayı başaramadığını ve bunun bilim insanlarının uzayda daha yaygın olabilecek kondrit çeşitlerini bulmasını engelleyebileceğini ifade etti.
Yerbilimci şunu ekledi:
'Güney Sistemi'nde bizim meteorit koleksiyonumuzda temsil edilenden daha fazla karbonlu kondrit malzeme bulunduğunu düşünüyoruz.'