Bilinçli yemek söz konusu olduğunda bazı alışkanlıkları bırakmak önemli ve güçlendirici bir hedeftir. Bunlar, bizi aşağı çeken ve yemeğimizin tam anlamıyla tadını çıkarmamıza engel olan zihinsel ve duygusal yükleri serbest bırakmayı içerir. Eski yargıları, inançları ve sınırlamaları bırakarak, yemeklerin artık suçluluk veya kısıtlama kaynağı olmadığı, kendine bakım ve beslenme kapısına dönüştüğü bir dünyaya kendimizi açarız.
Olumlu duygulara tutunmak, olumsuz olanları uzaklaştırmak ve şeylerin belirli bir şekilde olması gerektiği fikrine takılmaktır. Araştırmalar, bırakmanın özgürleştirici olduğunu ve psikolojik iyi oluşa ve yaratıcılığa katkıda bulunduğunu göstermiştir.
Kısıtlayıcı diyetlerden ve belirli yiyeceklerin yasak veya 'kötü' olduğu zihniyetten kendinizi kurtarın. Yemek yeme konusunda daha esnek ve dengeli bir yaklaşım benimseyin.
Yiyecekleri doğuştan iyi veya kötü olarak etiketlemek yerine, fiziksel ve zihinsel olarak sizi iyi hissettiren çeşitli yiyeceklerle vücudunuzu beslemeye odaklanın.
Sizi güçsüz veya mahrum hissettiren sınırlayıcı inançlara meydan okuyun. Zihniyetinizi, iyi oluşunuzu destekleyen seçimler yapma yeteneğine sahip olduğunuzu tanıyarak güçlenme ve öz-şefkat yönünde değiştirin.
Yiyecek seçimleriniz veya algılanan hatalarınız hakkında kendinizi dövmeyi bırakın. Bilinçli yemek yemenin kusursuzluğu kucaklamayı ve deneyimlerinizden öğrenmeyi içerdiğini anlayın
Bilinçli yemek yemenin bir yolculuk olduğunu ve iniş çıkışlar yaşamanın normal olduğunu kabul edin. Sürdürülebilir değişikliklere odaklanarak ilerlemeyi mükemmeliyetçilikten üstün tutun.
Yeme alışkanlıklarınızı başkalarınınkilerle karşılaştırmaktan kaçının. Her bireyin bedeni ve beslenme ihtiyaçları benzersizdir. Bunun yerine kendi iyi oluşunuza odaklanın ve vücudunuzun ipuçlarına ve tercihlerine kulak verin.
Yeme alışkanlıklarınız hakkında farkındalık geliştirin ve yemek yerken anın içinde olun. Dikkat dağıtıcıları bırakın ve yemeğinizi tam anlamıyla tadını çıkarıp takdir etmek için duyularınızı kullanın.