Pek çok insan için yeni yerler görmek, yeni tatları denemek demek. Bir yerin kültürünü ve tarihini görmek için gezilen müzeler, aynı zamanda bölgenin özel tatlarına da ev sahipliği yapabiliyor. İşte dünyanın en popüler yemek müzeleri.
Pek çok insan için yeni yerler görmek, yeni tatları denemek demek. Bir yerin kültürünü ve tarihini görmek için gezilen müzeler, aynı zamanda bölgenin özel tatlarına da ev sahipliği yapabiliyor. İşte dünyanın en popüler yemek müzeleri.
Sadece sıcak su eklenerek hazırlanan kase noodle, 1971 yılında bir firma tarafından icat edildi ve çok popüler oldu. Tokyo'nun yakınlarındaki Yokohama kentinde bulunan bu müzede noodle tarihi ve noodle yapımı öğrenilebiliyor. Aşçılar dev kaplarda noodle'lar hazırlıyor.
Amsterdam'daki peynir müzesinin temelinde elbette Hollanda'nın geleneksel peyniri gouda var. Ancak başka peynir çeşitlerinin ve tereyağının yapımı da müzenin ziyaretçilerine gösteriliyor.
Berlin'de bulunan bu müze, aslında Almanlara özgü kızarmış ketçaplı körili domuz sosisi 'currywurst'e özel bir müze. İcat edilişinin 60. yılında, 2009'da faaliyete geçen müzede ilginç bir şekilde sosis satışı yok.
Wisconsin eyaletindeki hardal müzesinin hikayesi oldukça ilginç. Wisconsin eyaletinde yaşayan emekli bölge savcı yardımcısı Barry Levenson’un taraftarı olduğu beyzbol takımı Red Sox, 1986 yılında dünya serisi maçını kaybetmiş. Levenson o akşam bir markete gitmiş, hardalların önünde bir an durmuş. Uzun uzun kavanozlara bakmış. Kendi deyimiyle “hardallar sanki ona bir şey anlatmaya çalışıyormuş.” O günden sonra hardal koleksiyonu yapmaya başlamış. 1992 yılında Middleton’da Hardal Müzesi’ni açmışı. Müze o kadar büyük ilgi görmüş ki, artık her yıl Ağustos ayının ilk Cumartesi günü Middleton’da ‘Ulusal Hardal’ günü olarak kutlanıyor. Müzede 60 farklı ülkeden 5 bin 300 hardal çeşidini bulmak mümkün.
Elbette Roma, İtalya'da bulunan bu müzede Çin'den İtalya'ya makarnanın tarihi ve evrimini görmek mümkün. Müzede ayrıca makarna hakkında akademik çalışmalar içeren, antik çağdan günümüze eserlerin bulunduğu bir kütüphane de mevcut.
Tuhaf, ancak ne yediğini bilmek isteyenler için önemli bir müze. Hamburg'daki müzede paketli gıdalardaki katkı maddeleri sergileniyor. Yiyecek paketlerinde gördüğümüz ancak pek anlamadığımız E ile başlayan her maddenin açıklamasını bu müzede bulmak mümkün.
Dünyanın herhangi bir yerinde kahve içiyorsanız, o kahve muhtemelen Brezilya'dan gelmiştir. Kahvenin kültürel önemini fark eden Brezilya, kahve borsasının tam ortasına bu şato görünümlü ihtişamlı müzeyi kurmuş.
Amerika'nın New York şehrinde jel şeker severler için açılan bu müzede çok güzel zamanlar geçirilebilir.
Mantarın o kadar çok çeşidi var ki, hepsinin özelliklerini tek tek öğrenmek için bu müzeyi gezebilirsiniz. 1987'de Loire vadisinde kurulan bu müze, aslında çeşitli mantar türlerinin yetiştirildiği mağaralardan oluşuyor. Müzede ayrıca mantar satışı da yapılıyor.
Bu müzede insan kendini kaybedebilir. Müzede değişik kızartma tarifleri ile yapılan patatesleri tatma imkanınız da var.
Yunanistan'ın Midilli adasında yer alan bu müzede, zeytinyağı üretiminin tüm evreleri ziyaretçiler ile paylaşılıyor.
İzlanda için çok önemli deniz ürünlerinin bir yansıması olan bu müzede, ringa balığından yapılan konserveler sergileniyor.
Dünyanın en büyük kivi üreticisi Yeni Zelanda'daki bu müzede kivi ile ilgili her şeyi bulmak mümkün.
Her şeyin müzesi olur da, çikolatanın olmaz mı? 1896'da kurulan Jacques çikolata fabrikası, sonradan müzeye dönüştürülmüş. Her çikolata aşığının bayılacağı çeşit çeşit çikolatanın yanı sıra, kakaodan paketlemeye çikolatanın hikayesine de burada şahitlik etmek mümkün.
Bonus : Marmaris Bal Müzesi http://www.marmarisbalevi.com.tr/tr/marmaris-bal-evi-hakkinda