Yüzlerce phrasal verb ezberlemektense neredeyse her sınavda karşılaştığımız 20 tanesini aklınıza kazıyın, puanlar yükselsin.
Dil sınavlarında işinizi kolaylaştırmaya geldik.
Yüzlerce phrasal verb ezberlemektense neredeyse her sınavda karşılaştığımız 20 tanesini aklınıza kazıyın, puanlar yükselsin.
Dil sınavlarında işinizi kolaylaştırmaya geldik.
The new law will bring about important changes.
(Yeni yasa önemli değişikliklere sebep olacak.)
They had to put off the vote because of the bad weather conditions.
(Kötü hava koşulları nedeniyle oylamayı ertelemek zorunda kaldılar.)
I will work this weekend to make up for the lost time.
(Bu hafta sonu kaybettiğim zamanı telafi etmek için çalışacağım.)
Several concerns have been brought up regarding personalized search.
(Kişiselleştirilmiş aramayla ilgili çeşitli kaygılar dile getirildi.)
Now, technology is catching up with demand.
(Artık, teknoloji talebi karşılıyor.)
He left a job in the city to take up farming.
(Çiftçiliğe başlamak için şehirdeki işini bıraktı.)
My brother showed up at the party an hour late.
(Kardeşim partiye bir saat geç geldi.)
My sister will take over the company after my father's retirement.
(Kız kardeşim, babam emekli olduktan sonra şirketin başına geçecek.)
We set out for London at sunrise.
(Güneş doğarken Londra'ya doğru yola çıktık.)
Many individuals unknowingly suffer from hearing loss.
(Birçok kişi farkında olmayarak işitme kaybı problemi yaşar.)
The surgery was risky, but the patient pulled through.
(Ameliyat riskliydi ama hasta atlattı.)
She's terribly upset because her grandfather passed away last week.
(Geçen hafta büyükbabası vefat ettiği için çok üzgün.)
At the meeting, I put forward new ideas to improve the company.
(Toplantıda şirketi geliştirmek için yeni fikirler öne sürdüm.)
The little boy looks up to his father.
(Küçük çocuk babasına hayran.)
I worked too much on this project to give up now.
(Bu proje üzerinde artık vazgeçemeyecek kadar çok çalıştım.)
I happened to come across an old friend in town.
(Kasabada eski bir arkadaşa rastladım.)
Together, my parents could deal with any situation.
(Ailem, birlikte her durumla başa çıkabilirdi.)
Cutting down on smoking and alcohol are sensible moves.
(Sigara ve alkolü azaltmak mantıklı hareketlerdir.)
Online trading has been slow to catch on in this part of the country.
(Çevrimiçi ticaretin ülkenin bu bölgesinde rağbet görmesi yavaş gerçekleşti.)