Depremi biliyoruz. Ancak asıl mesele yollar.
Anadolu Ajansı’na konuşan Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri yolların durumunu şöyle açıklamış: 'Yolların durumu çok kötü. Deprem büyük hasara yol açmış. Yolların tümünde tahribat var.'
Yolları kim yaptı konusuna girmeyeceğim. Daha başka bir detay var. Zira durum, 'depreme hiçbir hazırlık yapmadıklarını' ortaya koyuyor.
Şöyle anlatayım…
Geçen günlerde, sivil havacılıktan bir grup havacıyla birlikteydim. Konu elbette depremdi. Oturup çalışmışlar, depreme havadan müdahale üzerine bir proje oluşturmuşlardı. Üstelik yıllarca uğraşmışlar, birçok kamu kurumuna iletmişlerdi.
İşin esası, onların da çalışması İstanbul üzerine yoğunlaşmıştı. Olası İstanbul depreminde, karadan hızlı ulaşımın imkansız hale geleceğini söylüyorlardı. En akılcı yol, başta helikopter olmak üzere, hava araçlarıydı. Başta kurtarma ekibi ve doktor, havadan taşınabilirdi. Böylece depremden sonraki kritik 48 saat, en hızlı şekilde değerlendirilebilirdi.
Elbette sadece İstanbul için değil, bütün Türkiye için de bu geçerli…
Diyeceksiniz ki herhalde deprem hazırlığı yapanlar, bunu önceden düşünmüş, gereğini yapmışlardır.
Hiç de öyle değil.
Gerçekten de Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, deprem bölgesine havadan müdahaleyi düşünmüş. Bunun için hava araçları sahibi olan tam 142 şirkete yazı yazmış.
'Önceden hazırlık' diyoruz ya…
Peki ne zaman?
Depremden sonra!
+merhaba enkaz altındayım ölmek üzereyim -lütfen hatta kalın, sizi en kısa sürede yetkili kişiye aktarıyorum *müzik sesleri çalar* -şuan bütün yetkililer meşgul durumdadır. bekleme süreniz "2 gün" *şarj biter* +peki öleyim o zaman
İstanbul'da olsa nerede ne var biliyorsunuz tabi. "Kurtarılması" gereken yerler belli, planını yapmışsınızdır elbet ancak ben olası bir İzmir veya İstanbul depreminde devletin yine aynı çaresizlikle kıvrandığını yine alaycı bakışlarla insanlara yukarıdan baktıklarını ve halkımızın çaresizlik içinde acılar çekeceğinden eminim. İstanbul'da bulunan tarikat evlerine erzaklar yardımlar kurtarma ekipleri gönderilirken, senin, benim gibi "vatandaşlar" a yine bizden başkası yardım etmeyecek. Demokratik değil, faşist bir ülkede yaşadığımızın, azınlık çoğunluk ne olursa olsun sadece bir tarafın sözünün geçtiği anti-demokratik bir mafya devletine boyun eğmenin verdiği hayat değersizliği. DE-ĞİŞ-ME-Lİ!
GERİ ZEKALILAR YA. GERİ ZEKALILAR.