Yaz tatillerinin en güzeli çocukken gidilen köylerde geçmiştir çoğumuz için. Derede yüzmek, dalından erik yemek, gece bahçedeki sedirde uyuya kalmak ve daha nicesi. İşte köyde yaz tatili geçirenlerin asla unutamadığı şeyler.
Yaz tatillerinin en güzeli çocukken gidilen köylerde geçmiştir çoğumuz için. Derede yüzmek, dalından erik yemek, gece bahçedeki sedirde uyuya kalmak ve daha nicesi. İşte köyde yaz tatili geçirenlerin asla unutamadığı şeyler.
Donla girilen derenin buz gibi suyu bugün hala akla geldikçe insanı ürpertir.
İncir, erik, elma, armut, yeni dünya ve şanslıysanız çilek, böğürtlen ve daha bir sürü meyveyi dalından yemek.
İlk başlarda korkuyla yaklaşılan, alıştıkça keyif veren aktivite.
Öğlen acıktığınızda yenilen vazgeçilmez lezzet.
Çok yükseğe çıkamadığınız ağacın ince dallarına basıp gözü yerde açmak.
Mutlaka albümünüzün bir köşesinde traktör üzerinde çekilmiş bir fotoğrafınız vardır. Köy demek biraz da traktör demek.
Siz tatilde olabilirsiniz ama köyde tatil yok, sabah daha güneş doğmadan traktör kasasında tarlaya gitmek, gölgede yenilen öğle yemeği, alüminyum sürahiden kana kana su içmek...
3-4 kişiyle yenilen yemeklerden sonra bu kadar çok insanın bir arada, gürültülü biçimde, güle eğlene bahçede yemek yemesinin verdiği keyif.
Şehirde evin önünden uzaklaşmanıza izin verilmezken köyde geç saatlere kadar, köyün çocuklarıyla bağda bahçede top tepmek, misket oynamak, met vurmak.
Telden, tahtadan arabalar, kilden, çamurdan silahlar, hayvan figürleri. Yüzlerce liraya alınmış afili oyuncakların hepsine bedeldir.
Torpil patlatmak, her masadan bir şeyler yemek, sonra bir köşede uyuya kalmak.
Eşek, kirpi, kaplumbağa, kaz, tavşan, katır, at, vs. sadece resimlerini gördüğün hayvanlarla içli dışlı olmak.
Salça yapmak, reçel kaynatmak, imece yapmak, yufka açmak, bazlama yapmak, turşu kurmak, vs.