Yaşlılıkta Beynin Gücü Nasıl Artırılır?

Prof. Dr. Tayfun Uzbay, ülkemizin en değerli ve evrensel bilim insanlarından biri. Tıbbi farmakoloji alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla alana ışık tutan ve yazdığı çok değerli kitaplara “okumayı” fazlasıyla hak eden bir yazar aynı zamanda. Tayfun Hocam’dan söz ederken kendisine ve gıyabında hep “okurun bol olsun” derim. En nihayetinde bu dileğimi buradaki, Onedio Yazio’daki köşeme taşımaya karar verdim ve kendisinin izni ve katkısıyla bir dizi halinde Hocam’ın son kitabı ve arka kapağını yazmaktan gurur duyduğum İnsanlar ve Yanılgılar kitabından bazı bölümleri sizle paylaşmaya başlıyorum.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay “İnsanlar ve Yanılgılar” kitabı ile bu yanılgıların sebeplerini; yanılgıların nöropsikolojisini, nörobiyolojisini ve nörokimyasalını ele alıyor.

Kitabın arka kapağında yaptığım yorumda; “Ülkemizde bilim dünyasının en önemli figürlerinden olan Tayfun Uzbay Hoca’nın aşkta, bilimde, özgüvende, zihnimizde, belleğimizde, sebeplerde ve sonuçlarda nasıl yanıldığımızı gösteren bu eşsiz kitabı, tam da ihtiyaç olan bir zamanda ‘zamanın ruhunu’ bize açık eyliyor, iyi ki de yapıyor, iyi yapıyor' demiştim. Şimdi de bu yazıda noktasına virgülüne dokunmadan Tayfun Hoca’nın İnsanlar ve Yanılgılar kitabından müzik ve zekâ ile ilgili bir kısmı sizinle paylaşacağım, bence iyi de yapacağım.

Yaşlılığın ileri dönemlerinde ortaya çıkan demans halk arasında bunama olarak da bilinir.

Demans yaşlılığın ileri evrelerinde düşünme, anlama, hatırlama, konuşma ve karar alma becerilerinin azalmasıyla ilişkili bilişsel işlevlerdeki kötüleşmeyi tanımlayan genel bir terimdir. En çok yaşlanmaya bağlı beyindeki değişiklikler ile ilişkilidir. İnme, beyin kanaması, kafa travması, kalça kırıkları gibi travmalar demansı kolaylaştırır ve hızlandırır. Alzheimer hastalığı da çok hızlı ve yıkıcı ilerleyen özel bir demans türüdür. Çözüm bekleyen en önemli sağlık sorunlarından biridir.

Özellikle 65 yaş sonrasında hastalığa yakalanma riski ciddi şekilde artmaktadır. Seksen yaşın üzerindeki her 5 kişiden biri Alzheimer hastasıdır. Dünyada yaklaşık 45 milyon Alzheimer hastası bulunmaktadır ve her yıl 7 milyondan fazla kişi Alzheimer hastalığına yakalanmaktadır. 2040 yılında 81 milyon, 2050 yılında ise 135 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı öngörülmektedir. İnsanın ortalama 100 yaşına kadar yaşaması halinde nüfusun %75’inin Alzheimer hastası olacağı öngörülmektedir. Hastalığın maalesef koruyucu ya da ilaçla kökten bir tedavisi de mümkün değil.

Mevcut ilaçlar ile tedaviye erken başlamak koşulu ile hastalığın ilerlemesinin bir miktar yavaşlatılması mümkün olsa da bunun ötesinde ilaçla tedavide henüz beklenen bir fayda sağlanabilmiş değil. Bu nedenle Alzheimer hastaları ölene kadar deneyimli veya uzman bir bakıcıya muhtaç olmakta ve hastalık ilerledikçe özel bakım kliniklerine ihtiyaç duymaktadır. Son derece ürkütücü ve can sıkıcı, değil mi? Bu gerçek atalarından daha uzun bir ortalama ömre sahip olan modern çağ insanının en önemli korkularından biridir ve bu korku beyin ile ilişkili en önemli potansiyel yanılgılarından birine de zemin oluşturur.

İnsanlar yaşlandıkça beynin bilişsel performansında azalma olacağını ve yaşlandıkça Alzheimer riskinin arttığını iyi bilirler. Bunun bilincinde olmanın beslediği korku beyin performansını artırdığı iddia edilen ürün ve hizmetler için iyi bir pazarlama alanı yaratır.  Bilişsel performansı çeşitli yollarla artırmayı vadeden sektör insanların yaşlanmasıyla ortaya çıkan ve bilişsel yavaşlama ya da beynin yaşlanma korkusuna dayanan bir organizasyondur. Ticari hacmi gün geçtikçe büyümektedir.

“Yaşlanmayan Zihin”, “Her Yaşta Sağlıklı Beyin”, “Yaşam Boyu Genç Beyin”, “Beynin Yaşlanmasını Durdurabilirsiniz”, “Beynin Yaşlanmasını Önleyen Şifalı Bitkisel Ürünler”, “Yaşlılıkta Beynin Çevikliğini Artırma Yolları”… Bu ve buna benzer sloganlar çoğaltılabilir. Her bir slogan arkasında beynin yaşlanmasını önleyen ve yaşlılıkta beyin çevikliğini artıran bir kitap, eğitim, yöntem ya da ürün içermektedir. Önerilen yöntemler son derece pratik ve basit, takviye edici haplar zararsız ve doğaldır. Küçük bir maddi yatırımla yaşlanmanın önüne geçebildiğiniz gibi yaşlılıkta sık görülen demans ve Alzheimer gibi ciddi bellek problemlerinin de sizden uzak kalacağını bilmenin iç huzurunu yaşarsınız. Bu alanın giderek büyümesinin ve karlı hale gelmesinin nedeni yine sizin yanılgılarınızdır. Sektör yanılgılarınızdan beslenerek büyümektedir. Önerilen yöntemlerin ve satışa sunulan ürünlerin büyük bir çoğunluğu plasebodan fazla bir etkiye sahip olmadığı gibi gerçek anlamda sizi önemli yaşlılık hastalıklarından da korumaz. Ancak daha sağlıklı bir yaşlılık için yapabileceğiniz bir şeyler vardır ve bunların farkında olarak doğru şeyler yaparsanız çok daha kârlı çıkarsınız. Buna yaşlılık ve yaşlanan beyin hakkında doğru bilgilere sahip olarak başlayabilirsiniz. 

Yaşlılık yaşamın doğal evrelerinden biridir. Hastalık olarak kabul edilmesi veya değerlendirilmesi yanlıştır. Bununla beraber, diğer birçok organımız gibi beynimizin performansı da yaşlandıkça azalır. Yirmili yaşlardaki fiziksel aktivitenizi yetmişli yaşlarda aynı ölçüde korumanız mümkün değildir. Belki arkadaşlarla toplanıp yetmiş yaşında da futbol oynayabilirsiniz ancak yirmili yaşlar performansını sergilemeniz mümkün değildir. İnsanlar yaşları ilerledikçe eskisi gibi futbol veya basketbol oynayamamalarını çok da dert etmezler. Buna karşın yaşadıkları bazı bellek ve uyku sorunları can sıkıcıdır. 

Tam da bu noktada beyninizi eski haline döndüreceğini vadeden eğitim programları ve ürünler karşınıza çıkar. Sizi yirmili ya da otuzlu yaşlarınıza döndürerek futbol veya basketbol oynatmayı öneren programlar ve ürünlerin pazarlanma şansı yoktur. İlerleyen yaşlarınızda futbol oynamasanız da olur. Ancak belleğinizin zayıflaması, uykunuzun bozulması, bir şeyleri öğrenmekte güçlük yaşama, hepsinden önemlisi Alzheimer’a yakalanma korkusu yaşam konforunuzu çok olumsuz bir şekilde etkiler ve buna bir çözüm üretmeniz gerekir. Gençlerin size sırt çevirmesi, emeklilik döneminde sizi hayata bağlayacak ve oyalayacak keyif verici bir hobinizin ya da yapacak farklı bir işinizin olmaması ve giderek yalnızlaşma işleri daha da kötü bir hale getirir. Dünya nüfusunun giderek yaşlanması ile nüfus içinde yaşlı bireylerin sayısının artması, yaşlılıkta ortalama bir fiziksel aktivite ile biraz yavaşlayarak da olsa gündelik faaliyetler sürdürülebilirken zihni yeteneklerdeki azalmaya tahammül edilememesi ve bunun korkutucu olması insanları yaşlılık ve beyin konusunda ciddi potansiyel yanılgılarına sürüklüyor. Yanılgıların nedeni ise gerçek ve geçerli bilgiden çok şehir efsaneleri, basit anlatılar ve bilgi kirliliğinin yaydığı yanlış bilgileri izlemek.

Yaşlandıkça bazı şeyleri hatırlamakta güçlük çekmeniz normal. Örneğin araba anahtarınızı eskiye göre nereye koyduğunuzu daha zor hatırlarsınız. Yetmişli yaşlara ulaştığınızda telefon numarasını belleğinize yerleştirerek kısa süre içinde doğru şekilde tuşlamak işleyen bellek ile ilişkili eskisi kadar iyi olmamanız normaldir. Altmışlı yıllardan sonra gençlikte ortalama sekiz saat olan uyku sürenizin 5-6 saate inmesi ve yaş ilerledikçe daha da azalması, uykuya dalma sürenizin giderek uzaması ve 80’li yaşlarda ortalama 20 dakikaya çıkması normaldir.

Yaşlandıkça uyandığınızda anlatacak daha çok rüyanız olur. Çünkü rüyalar genellikle uykunun erken veya uyanmaya yakın yüzeysel dönemlerinde görülür. Derin uykudaki rüyaları hatırlamak zordur. Hiç rüya görmeden uyanmışsanız bir hayli derin uyumuşsunuzdur. Bu daha iyi dinlendiğiniz anlamına da gelir. Yaşlandıkça yüzeysel uykunun derin uykuya göre daha fazla bir zamana yayılması ile uykunun dinlendirici etkisi de azalır. Uyku ile ilişkili yaşa bağlı bu değişiklikler kaçınılmaz ve normaldir. Yaşlılıkta yeni bir yabancı dil öğrenmeye kalkarsanız gençlere göre zorlanmanız da doğaldır. Yeni bir dil öğrenmek veya buna benzer beceriler elde etmek için gençlik dönemine göre çok daha uzun bir süre ve daha fazla emek harcamanız gerekir. Yaşlandıkça nöronlarınızın bir miktar azalması ve beyninizin su kaybederek biraz küçülmesi de beklenir. Öncelikle tüm bu değişiklikleri normal kabul etmeniz ve panik yapmamanız sizi bunları kolayca artırabileceğinize ikna ederek bir şeyler pazarlamaya çalışanlardan korur.

Yaşlandıkça karşınıza çıkan tüm bu değişikliklerin mutlak olarak bir kötüye gidiş anlamına gelmediğinin de altını çizmek gerekir.

Beyindeki nöron denilen sinir hücrelerinin kaybı genellikle yaşlanmanın olumsuz özelliklerinden biri olsa da genişleyen nöronlar arası boşluk glial hücreler ya da komşu sinir uzantıları ile desteklenerek durum telafi edilir. Kaybedilen nöronun yerini astrosit dediğimiz başka bir beyin hücresinin alması da kayıpların telafisini kolaylaştırır. Bu telafi mekanizmaları seksenli yaşların ortalarına kadar sistemi ayakta tutmanıza yardımcı olur.  Yaşlanmanın daha ileri aşamalarında beynin özellikle bellek ile ilişkili bölümlerinde kuruma eğilimi ortaya çıkar. Bu durum birçok yaşlıyı kapsasa da bazı yaşlılar nedenini bilemediğimiz bir şekilde bu kurumaları da telafi edebilirler ya da kurumalar bu kişilerde çok daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. 

Yaşlılıkta karşımıza çıkan bu doğal değişiklikleri azaltmanın, telafi etmenin ve yaş ilerlese de zihinsel performansınız ile ilişkili sorunları en aza indirmenin çok basit üç ilacı vardır. Bunlar düzenli yürüyüş egzersizleri ile desteklenen hareketli bir yaşam, entelektüel bir yaşam tarzı ve doğru beslenmedir. Hangi yaşta olursanız olun kapasiteniz el verdiğince hareketli olmak iyidir. İmkân varsa hafta üç gün açık havada en az 45 dakika yürüyüş yapmak, eviniz ilk üç katta ise asansör yerine merdivenleri kullanmak, kısa mesafeler içindeki alışverişlere yürüyerek gitmek basit ancak beyin sağlığı bakımından birçok mucize takviyeden daha destekleyicidir. Entelektüel yaşamdan kastımız okumayı ve yeni bir şeyler öğrenmeyi, mümkünse yazıp çizmeyi ve sosyal ilişkileri asla azaltmamanız, aksine daha çok okumaya ve sosyalleşmeye zaman ayırmanızdır.

Altını çizerek bol bol kitap okuyup anladıklarınızı ve eleştirilerinizi bir yerlere yazabilirsiniz. Günümüz sosyal medyası size bu fırsatı fazlasıyla verir. Sizi kaç kişinin okuduğu ya da takip ettiği önemli değildir, önemli olan size yeni bir şeyler öğretecek, yeni yaklaşımlar ve yorumlar kazandıracak bir şeyleri keyifle okumanız ve yorumlamanızdır. Bu beyin sağlığınıza fazlasıyla yarar sağlayacak bir aktivitedir. Yeni bir dil öğrenmeye kalkışmak, bir dans kursuna gitmek, bir çalgı aleti ile müzik yapmaya çalışmak, resim yapmak, kitap yazmak gibi aktivitelere evrilirseniz bu harika olur.

Beslenme konusu çok konuşulur. Gündeme geldiği anda bir anda karşınıza mucizevi etkileri olan çeşitli gıda takviyeleri çıkar. İddia bunları kullandığınızda zihinsel çevikliğinizin artacağı, unutkanlığınızın azalacağı ve daha keskin bir zekâya sahip olacağınız şeklindedir ve yanıltıcıdır. Doğru bir beslenmenin temel kuralları çok basittir. Diyetisyenlerin düzenlediği bazı beslenme bozukluklarına ve hastalıklara bağlı diyetleri buradaki tartışmanın dışında tutmak gerekir. Birçok insan zayıflamak ve kilosunu korumak için kucak dolusu para sarf ederek diyet ve egzersiz programlarına katılıyor. Bu programlar tamamen yararsızdır demiyorum. Söylemek istediğim birçok insanın bunlara farklı beklentilerle katıldığı ya da bu tip bazı programların insanlarda farklı beklentiler yaratarak müşteri kazanmaya çalıştığı, bunun için de potansiyel yanılgısını kullandığı. 

Birçok insan vitamin ve mineral düzeyine bakmaksızın ezbere gıda veya vitamin takviyesi alıyor. Bunu yapanlara sunulan kulağa hoş gelen anlatı vitamin-mineral veya gıda takviyelerinin ilaçların aksine yan tesirlerinin ve herhangi bir zararının olmadığı, bunların eksikliğine bağlı sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceği ve düzenli kullanıldıklarında ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının önlendiği şeklindedir. Bu hikâyede birçok yanlış ve eksik vardır. Vitamin ve mineraller gereksiz kullanıldıklarında sağlığınıza zarar verebilecek yan etkiler oluşturabilirler. Birçok vitaminin fazlası sağlık sorunlarına yol açar. Gıda takviyeleri için de bu risk vardır. O nedenle bunları kullanacaksanız öncelikle neyin eksik olduğunun ya da neye ihtiyacınız olduğunun bir hekim tarafından saptanması ve size önerilmesi gerekir. Yaşlılıkta bazı mineral ve vitamin seviyelerinde düşüşler olabilir. Bunların tespiti ve takviyesi için düzenli sağlık kontrolleri önemlidir. Dengeli, sebze, meyve ve balığı ihmal etmeyen, karbonhidratı azaltılmış bir beslenme alışkanlığı edinmek iyidir.

Yaşlıkta beynin kazandığı bazı avantajlar da söz konusudur. İlerleyen yaşla birlikte temel refleksler dâhil birçok şeyi öğrenişimiz yavaşlasa da zahmet edip öğrenmeye çabalayan yaşlılarda refleks yanıt en az gençler kadar iyi yerleşir. Yaşlanan bir beyin Alzheimer veya benzeri bir soruna sahip değilse kaç yaşında olursa olsun yeni bilgiler öğrenir ve bunları muhafaza da eder. Sadece öğreneceğiniz şeyin niteliğine göre yaşa bağlı olarak harcadığınız emek biraz fazla olabilir. Yaşlılıkta bazı bellek tiplerinde fazla bir gerileme olmaz. Yirmili yaşlarda ortalama olarak 6,7 adet harf ya da sayı ezberlenebilirken bu yetmişli yaşlarda ortalama olarak en fazla 5,4’e kadar düşer. Yaşlı insanlar daha az sayıda harf ya da sayı ezberleseler de unutmayla ilgili yaşa bağlı ciddi bir farklılık söz konusu değildir. Bununla beraber, okuma ve yorumlama ile ilişkili olan işleyen bellek ve zihinsel hesaplamalar, belki de işlem hızındaki düşüşe bağlı olarak yaşla birlikte yavaşlamaktadır. Bazı beyin işlevleri ilerleyen yaşlardan fazla etkilenmez. Sözel bilgi ve idrak yeteneği yaşlandıkça da sürdürülür.

Hatta yaş ilerledikçe bu yeteneklerde artma bile olur. Kelime hazinesi de yaşın etkilerinden muaftır.  Mesleki yetenekler yaşa karşı dirençlidir. Belli bir yaştan sonra başlayan bilişsel düşüş düzenli bir yaşam ve mesleki sevgiyle kolaylıkla aşılabilir. Hayat tarzınız, yaşamınızın ileriki dönemlerinde sahip olacağınız becerileri ciddi şekilde etkiler. Bazı insanlar daha önce sık tekrarlamış oldukları işlerde yeni stratejiler geliştirir ve yaşla ortaya çıkan bilişsel düşüşü telafi ederler. Yaşlılar gençlere göre daha gelişmiş bir duygusal kontrol becerisine sahiptir. Olumsuz duyguların ortaya çıkış sıklığı ilerleyen yaşlarda azalır. İnsanlar muhtemelen yaşlandıkça olumsuz olayları daha az algılar. Olumsuz ruh halleri daha gelip geçicidir ve sinirli oldukları zamanlarda, kötü sözler kullanmaya ya da diğer yıkıcı davranışlar göstermeye de eskisi kadar meyilli olmazlar. Karar alıcı mekanizmaların yavaşlaması daha sağlıklı kararlar alabilme yeteneğini artırır. İleri yaşlarda ulaşılan “bilgelik” denilen ve modern öncesi toplumlarda büyük saygı gören şey tam da bununla ilgilidir. Özellikle edebiyat öncesi kültürlerde, daha kısa yaşam süresi beklentileriyle yaşlılar, deneyim ve bilginin daha sonraki kuşaklara aktarımı bakımından önemli bir role sahip oldukları için fazlasıyla saygı görürdü. İnsanlar yaş ilerledikçe, özellikle de ileri yaşlarda, beyinlerini daha farklı kullanıyor da olabilir. Bunun nedeni, yaşlı beyinlerin başka yerlerde ortaya çıkan sorunları telafi edebilmek için farklı ve çeşitli kısımlarını kullanmayı öğrenmeleri olabilir.

Medyanın verdiği bilim haberlerinde ve internette beyni nelerin güçlendirdiğini araştırırken sıklıkla zihin geliştirici programlar ve çeşitli oyunlarla karşılaşırsınız. Genel yaklaşım bunların unutkanlıklarınızı azaltacağı ve sizi Alzheimer’den koruyacağı şeklindedir. Bu program ve testler sözcük bulma, çapraz bulmaca çözme ve sudoku gibi akıl yürütme ve hatırlamayı pekiştiren eğlenceli ve ilgi çekici faaliyetlere benzer. Bu testlerin bazıları size beyin sağlığı puanı da verir. Sudoku ve çapraz bulmaca çözmenin de beyin sağlığı için iyi olduğu söylenegelmiştir. Testlerin ya da oyunların verdiği puanlar bunlarla sürekli uğraşırsanız artmaya başlar. Sudoku ya da çapraz bulmaca çözme süreniz de giderek kısalmaya başlar. Para ödeyerek özel bir hizmet almış iseniz hizmet sağlayıcı giderek artan puanlarınızı göstererek sizi programın beyin gücünü artırıcı etkisine ikna eder. Siz de kendinizi çok daha iyi hisseder ve bunu başkalarına da tavsiye edersiniz. Ancak burada da yine performans yanılgısı devreye girmiştir. Bu programların ya da oyunların yaşlandıkça beyinde gerçekleşen su kaybı, sinir hücresi kaybı ve beyin hacminde küçülme gibi olağan değişiklikleri engelleyici ya da yerine koyucu etkisi yoktur. Günlük hayatta yaşlandıkça karşınıza çıkan basit unutkanlıklar yine yerli yerinde durur. 

Buna benzer testleri sürekli çözer ya da sürekli sudoku ile uğraşırsanız zamanla bu görevleri daha iyi yapmaya başlarsınız. Bu etki yaştan bağımsız olarak her insan için geçerlidir. Yaşlılarda puanı artırma becerisini kazanma süresi gençlere göre biraz daha fazla olabilir. Zaten herhangi bir şeyi yeterli motivasyon ile tekrar tekrar yaparsanız onu yapmakta giderek daha iyi olursunuz. Bu yaşlılıkta da böyledir. Bu tip beyin alıştırmalarının gündelik yaşamda zihinsel faaliyetler üzerine etkisi kapsamlı bilimsel araştırmalara konu olmuştur. Çalışmalarda yaşlılık sınırında olan ya da yaşlı insanlara sözcük hafızası alıştırması, problem çözme ve işlem hızı gibi testler yaptırılarak benzer yaşta hiçbir test yapmayanlarla zihinsel becerileri çok yönlü olarak karşılaştırmıştır. Çok sayıda bilimsel araştırmanın ortaya koyduğu sonuç zihinsel alıştırma ve oyunların sadece alıştırma yapılan konuda fayda sağladığına işaret etmektedir. Yani bu oyun ve testleri yaptıkça onları daha hızlı halletmeye başlarsınız.

Onların yazılım ya da kapsama alanı içindeki işleri daha iyi yaparsınız ancak burada elde ettiğiniz becerinin ilgili oyun ya da testin kapsama alanı dışında kalan başka işlere bir faydası olmaz. Sudoku oynamaktan ya da çapraz bulmaca çözmekten hoşlanıyorsanız bunları sürekli yapmak zamanla daha iyi olacağınız anlamına gelir. Ancak bu tür faaliyetler zekânızı daha da keskinleştirmeyeceği gibi anahtarınızı kaybetmenizi ya da ilaç almayı unutmanızı önlemez. Aksini düşünüyorsanız potansiyel yanılgısı içindesiniz. Zihinsel pratikler belli becerileri geliştirse de genel yetileri ve beyinde yaşlılıkla ortaya çıkan anatomik ve fizyolojik gidişatı çok fazla etkilemez.  

Bilimsel sonuçlar çapraz bulmaca veya Sudoku çözmekten, briç ve satranç oynamaktan vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Kuşkusuz bu oyunların yanı sıra entelektüel bir yaşam tarzının, bol bol okuma ve yazmanın yaşlılıkta bilişsel işlevlerinizi daha iyi kullanmaya yardımcı olacağı açıktır. Üstünde durmaya çalıştığım nokta, potansiyel yanılgınızdan faydalanarak bunları size büyük beklentilere yol açacak şekilde pazarlamak isteyenlere karşı doğru bilgiye sahip olmanız. Potansiyel yanılgısını kullanmaya çalışan reklamların hepsi kolay yoldan sorun çözme, tüm sorunları çözecek her derde deva çareler bulma arzunuzu sömürür. Mozart dinlemenin zekâyı artırdığını savunanlar ebeveynlerin çocuklarını kolay ve hızlı bir şekilde başarıya ulaştırma arzusuna, yaşlılara bilişsel eğitim oyunları ve testleri pazarlayanlar da yaşlılıkta zihnimizi parlatma ve Alzheimer’den korunma arzumuzdan beslenmeye çalışmaktadır.

1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATA) Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda 1992 yılında doktorasını tamamladı. Aynı bölümde 1995 yılında doçent, 2003 yılında profesör unvanını aldı. 1997-1999 yılları arasında ABD’de, University of North Texas ve İtalya’da University of Cagliari’de araştırıcı öğretim üyesi olarak çalıştı. 2003-2011 yılları arasında GATA Tıp Fakültesi, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı, 2011-2013 yılları arasında GATA Yüksek Bilim Konseyi üyesi olarak görev yaptı. 2003-2012 yılları arasında TÜBİTAK Ulakbim Türk Tıp Dizini Kurulu üyeliği ve 2004-2012 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Madde Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu üyeliği görevlerini yürüttü. 2007-2016 yılları arası Türk Eczacıları Birliği (TEB), Eczacılık Akademisi Bilim Kurulu Üyesi, 2016-2019 yılları arasında Eczacılık Akademisi Başkanlığı görevini yürütmüştür. Halen T.C. Üsküdar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dâhili Bilimler Bölüm Başkanıdır. Ayrıca Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (NPFUAM) müdürlüğü ve Rektör Danışmanlığı görevlerini de yürütmektedir. 43. Dönem (2021-2023) TEB Merkez Heyeti Üyesidir.

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi