İçlerinde kırmızı paltolu bir kızın saflığını, kemanın tüyleri hizaya getiren notalarını, nüktedanlıktan uzak bir yakarışı, korku ve acıyla yoğrulmuş bir sergüzeşti içeren filmlerdir bunlar.
Gustavo Santaolalla'nın, Ithzak Perlman'ın ve daha nice müzisyenin melodramdan uzak müziklerini, yönetmenlerin ve tarihin eşsiz hikayeleri bu filmlerde birleştirdi.
Here we go..
İnanç nedir? bağlılık, kararlılık, hoşgörü nedir?
Filmde, hayatları boyunca körü körüne farklı ideolojik veya dürtüsel doğrularını yaratmış 11 adam, suçluluğu henüz kesinleşmemiş bir siyahi çocuğunun hapse girip girmemesi için jüri olarak oy kullanmıştır. Tek bir adam bu tanımadığı genç adama karşı mantıksal yaklaşarak ve o an için düzenin kurallarını bozmaya çalışarak ustaca bu sonucu değiştirmeye çalışacaktır. Henry fonda!
Bu 11 tane farklı karakterlere sahip insan kendi hususi yaşantılarının küçük değişimlerinden sıkılmış ve o kadar bıkkın bir şekilde gönüllü olarak işlerini yapmaktadırlar ki; çocuğun hayatını tamamıyla değiştirecek olan kararı verirken bile sanki rutin olarak işleyen hayatlarında hiçbir şey değişmemişçesine bu kararı almaya çalışmaktadırlar. Bu adamlar öfkelidir ama 12. adam daha da öfkelidir çünkü kendi sistemlerin çarklarına sıkışmış bu insanların bu kadar değerli bir mevzuyu çamurlu sulara atmasına, sinirlenmekten kendini alamamaktadır.
Ve böylece film başlıyor ve sonunda 11 farklı gezegene aynı anda çarpan bir göktaşı meydana geliyor.
Sizde de yerini özel döşemelerle hazırladığınız filmler vardır ya benim için Parçalanmış Aşklar Ve Köpekler’de öyledir. Hatta bendeki yerini ona sonsuza kadar kiraladığımı bile söyleyebilirim.
Tabii bunda beynimin bir köşesinde sürekli o eski telleriyle çarangosunu çalan Gustavo Santaolalla’da etkisi büyüktür.
Birbirinden bağımsız onca hayatın bir anda belli bir kargaşa içinde nasıl birleştiğini anlatan filmler vardır ya, işte o filmler öncelikle bu filmi çok sayarlar çünkü bu film hepsinin atasıdır yani bir çeşit tanrısıdır.
Gael Garcia’nın çelimsiz kollarıyla taşıdığı çalkantılı ailesi, eski hayatını terk eden ve kendine köpeklerden yeni bir düzen yaratan yaşlı bir adam, güzelliğini lüks mobilyalarla süsleyen eski bir manken...
Ne kadar alakasız değil mi! Ama sonunda hepsi aynı ortak kader için ağlıyor.
Filmin sonundaki sokak adamının toprak yoldan yaralı köpeğiyle acıyla yürürken çalan müziği için:http://www.youtube.com/watch?v=5h9nPKX00wc
Tam anlamıyla yıkıcı bir film!
İnşaata başlıyor ve sonra tam üzerinize yıkıyor!
Yeşil çayırların zevk veren renklerinden yavaş yavaş karanlık ve boğucu renklerle bezeniyor film. Filmin başında suratınızda oluşan tebessüm filmin sonuna doğru sert bir tokatla siliniyor.
Clint Mansell imzasını taşıyan film, muhteşem de bir soundtrack'e sahip: http://www.youtube.com/watch?v=G4S-zXphVLU
Film, 3 farklı kişide oluşan uyuşturucu ve hap bağımlılığını harika bir dille anlatıyor. Harry'nin annesi Sara'nın televizyon izlerken çıldırdığı sahneyi, Marion ve Tyrone'nun renk değiştirmiş vücutlarını asla unutamayız.
Film 2.Dünya Savaşı yıllarında, mutlu mesut bir hayatı olan Yahudi olan İtalyan bir ailenin; Hitler komutasındaki Nazi zorbalığıyla toplama kampına götürmelerini ve Roberto'nun oğlu Joshua'ya gittikleri yerin tamamen bir oyun parkı olduğunu anlatması ve son anına kadar yaşanacak tüm dramı, düşler diyarına çevirmesini mizansen ve zorbalıkla harika işleyen bir filmdir.
Roberto'nun sevdiği kadını elde edebilmek için toplum tabakalarını bir bir yararak muhteşem balo salonuna atla girdiği sahne ve küçük Joshua'nın ''We win, We win'' diye bağırdığı sahne hala gözlerin önüne gelir.
Roberto'nun bu filmde kazandığı Oscar'ı ve orada bulunan tüm oyuncuların onu nasıl ayakta alkışladığı izleyin: http://www.youtube.com/watch?v=8cTR6fk8frs
Ardından Nicola Piovani'ye Oscar'ı getiren bu harika müziğini dinleyin: http://www.youtube.com/watch?v=j7CqcsY6waY
Film: Ölen 6 milyon Yahudi'nin makaralara sıçrayan kanıyla yapılmıştır.
12 angry men listede görünce gerisini okumadım bile film anlamlı ve güzel olabilir ama saçma ağlatıcı bir film değil hiç alakası yok