DİKKAT: Bana göre gayet normal ama e işte cinsellik dedik bir kere, içerik bazılarınızı rahatsız edebilir.
Cinsellik zor bir konu, hele hele ülkemizde iyiden iyiye zor. Bu konuya değinmek bile riskliyken, risk budur dedim ve sizler için gözümü kararttım. Tecrübelerden ders çıkarmak gibi yoktur. Umarım vermek istediğim şeyleri imbikten damıtır gibi damıtıp alırsınız.
Sene bilmem kaç, gençlik zamanları, kanın deli aktığı, günde 3 kere sevişilip, üstüne 4 kere mastürbasyon yapıldığı yıllar. Seksi yeni keşfetme sürecinde istiyorum ki bir önceki seksim öncekilerden bir şekliyle farklı olsun. Kendimi tekrar etmekten imtina ettiğim günler. Şimdi karbon kopya sevişiyorum da gücüme bile gitmiyor. Neyse konuyu dağıtmayalım, farklılık peşindeyim, yine böyle günlerin birinde market alışverişim sırasında gözüme tırtıklı prezervatif takıldı. “Aha!” dedim, “porno filmlerde gördüğüm ejderha kuyruğu gibi pütür pütür bir prezervatif, farklılığın daniskası”. Kaptığım gibi 10’luk tırtıklı paketini soluğu kasada aldım.
Bir an önce bu çıngıraklı yılan derisi tadındaki nesneyi alete geçirip sevişmek derdindeyim. Partneri uçururken onu izleyecek ve kendimle gurur duyacağım. Onun bana “nerden buluyorsun böyle şeyleri ya?”, “senin gibisini tanımadım”, vs. demesini dinleyeceğim. O gün olmadı, ertesi gün olmadı… Neyse günün birinde bu dinozor derisi kıvamlı prezervatifin uygulamasını yapma fırsatını yakaladım. Heyecanla kutuyu açtım, içinden bir tanesini çıkardım, ambalajını yırttım, pembe naylonu elime aldım… Resmen hüsran. Bakıyorum, evirip çeviriyorum ne ejderha derisi gibi, ne pütürlü, “bildiğin prezervatif bu lan!” diyorum. Partnerim de suratıma bakıyor merak edercesine, durumu izah ediyorum hatalı üretimdir diyerek kapatıyoruz konuyu yumuluyoruz.
Ertesi günlerin birinde, TV’nin yanında duran prezervatif kutusundan bir tane alıyorum söylene söylene. “Kırk yılın başı bi fantezi yapalım dedik a.ına koydun hatalı üretim” diyorum. Paketi açıp içinden bir tanesini elime alıyorum, boyu ne kadar lan acaba diye açarken korkunç gerçekle yüzleşiyorum. Tırtık dedikleri şey prezervatifi saran incecik halkalardan ibaret ve takriben prezervatifin 20. santimetresi civarında yer alıyor. Yani 23-27 cm arası bir penisi olmayan birinin bu tırtıkları görmesi mümkün değil. Kutuyu inceliyorum acaba “xl”, “long vehicle”, “for blacks”, vb. bir ifade var mı diye, yok. Bildiğin regular, normal boy bir prezervatif ve tırtıkları 20. cm’de.
Bakın bilumum prezervatif üreticileri, satış yaptığınız ülkenin şartlarını, erkeklerinin durumunu iyice öğrenmeden pazara girmeyin. Lan olm Türkiye’de 20 cm ne zamandan beri normal boy Allahsızlar? Neden insanların geleceği, gururu, erkeklik onuru ile oynuyorsunuz? Tırtıklı bir şey yapıyorsan ya boydan boya koy ya da 7-8 cm civarı başlat bu zıkkımı. 20 cm’e koyarak neyi amaçlıyorsun?
O günleri sağlıklı bir şekilde atlattığım için her gün dua ediyorum.
Kendim için değil ama belki soranlara yardımım dokunur diye boşalmayı geciktirme yöntemlerinden bir iki tanesini öğrenirim diye internette dolandım. Gerçekten bu yolları anlatan bir sürü video var, sağ olsun psikolog bir hanım erkeğin boşalmayı nasıl geciktirebileceğine dair bazı ipuçları vermiş.
Mesela vajinaya girişi azaltın, vajinaya ritmik girişi azaltın, sevişmeye ara verip sohbet edin, başka şeyler düşünüp penisi indirin, penisin kafasını sıkın, ara verin, uzanın, yan yana yatın falan demiş.
Hemen öncesinde izlemiş olduğum 'kadınlar nasıl orgazm olur' konulu videoda ise ritmik hareket çok önemli demişti aynı psikolog hanım. E bir yandan kadını ritmik harekete yönlendir, sonra da gelip erkeğe; aman ritmik hareket yapma, hatta vajinaya girme, otur sohbet et, ölmüş babaanneni düşün, kalk bir şeyler atıştır demenin alemi yok ki? Yani kadınları erkeklerin üstüne salmaktan başka neye yarıyor bu allah aşkına?
Tavşana kaç tazıya tut denmiş resmen burada. Yani demek istiyor ki psikolog hanımefendi, “erkek boşalmayı geciktirmek istiyorsa sevişmesin, bu şekilde hiç boşalmayabilir bile!” Yahu sözüm ona sevişiyorsun, boşalmayı geciktirmek için vajinaya girmiyorsun, sohbet ediyorsun, arada bir penisin kafasını sıkıyorsun, tokatlıyorsun ki uyuşsun hiçbir şey hissedemesin, yatakta kendine bir sandviç falan yapıyorsun... Yemin ediyorum 12 saniyede boşalırım utancımla otururum, şu eziyeti çekmem arkadaş.
Psikolog hanım pratikte daha uygulanabilir şeyler istiyoruz. Yatakta eşiyle sohbet edip tostunu yerken bir yandan da penisinin kafasını sıkan biri olmak istemiyoruz, çok şey mi istiyoruz? Bir gözünüzün önüne getirin lütfen, böyle biri mi olmalı sizin erkeğiniz?
- Çok güzel bu ya…çok güzel
-……
- Seni kanırtmak, içinde dolandırmak çok tatlı
- Kanırtmak mı? Oha kerhanede misin sen ya? Ne biçim laf o öyle, kanırtmakmış, bu ne ya?!
- “Dirty talk” yapıyorum aşkım…hımpfff
- Kalkar mısın üstümden?!
- Ya n’oldu şimdi?
- Ne mi oldu? Bi de soruyor musun? Kalkar mısın lütfen!! lütfen diyorum.
***
- Hım hım hım hım hım pırt hım hım
- Ne yaptın sen?
- Ne yaptım?
- Gaz mı çıkardın ya?!
- Farkında değilim valla
- …Kalkar mısın üstümden?!
- Ya n’oldu şimdi?
- Ne mi oldu? Bi de soruyor musun? Kalkar mısın lütfen!! lütfen diyorum.
***
- Hım hım hım hım hım
- …..
- Hım hım hım hım hım
- Neye bakıyorsun sen ya?
- Nasıl neye? Yoo bir şeye bakmadım
- Gözünün açık olması bile kafi benim için de saate mi baktın?
- Valla yok!
- Neye baktın ya, resmen saate baktın
- Allah allah farkında değilim ama bakmadım
- …Kalkar mısın üstümden?!
- Ya n’oldu şimdi?
- Ne mi oldu? Bi de soruyor musun? Kalkar mısın lütfen!! lütfen diyorum.
Kadınlar böyle, sevişmenin en ateşli yerinde, sevişme dışı en ufak bir olayı bile affetmiyorlar, hemen “kalk üstümden!” demeye hazır gibiler. Ya arkadaşım sevişme içinde olur böyle şeyler, en nihayetinde götü başı açık iki insanın eylediği, ıslak, terli, eyes wide shut bir olay bu. Osurması da olur, geğirmesi de olur yeri gelir küfrü de olur. Yani neredeyse orgazm olacakken “kalk üstümden” diyebilecek iradeyi nereden buluyorsunuz Allah aşkına?
Bakın çok net bir şey diyeyim, bana özel bir şey ama tüm erkeklerin altına imzasını atacağına eminim; geçtim osurmasını, geğirmesini, sevişmenin en ateşli yerinde partnerim üstüme s.çsa “daha yok mu, hepsi bu kadar mı?” derim, net.
Yapmayın bi daha bunu, adam anana mı sövmüş ki hemen kalk üstümden! Hem pardon da siz niye hep alttasınız?
Türk erkeğinin yıllardır içinde olduğu beyhude bir beklentiden söz etmek istiyorum. İstiyor ki erkek, Türk kızı cinsel devrim yapsın, artık evlilik öncesinde, taa lisede falan sevişme hakkını elde etsin, bekaret rafa kalksın, her erkek istediği kızla karşılıklı işbirliği içinde doya doya sevişebilsin, Türk kızı sevişmeyi çok iyi öğrensin, nazlanmasın, erkek istiyorsa hemen versin (!), vs. Peki buna karşılık erkek ne yapsın? Hiçbir şey yapmasın, kızların devrimini beklesin, yine leş gibi evlere, yine bir duş almanın bile zul geldiği ortamlara kız atsın, Yüzyıllardır sürdürdüğü gelenekten ödün vermesin. Bir de bunun yanında karısı bakire olsun!
Yani kızlar cinsel devrim yapsın, sevişmek özgür olsun ama evlenilecek bakire kız rezervi saklı tutulsun. Erkek yıllarca istediği her kızla sevişsin, Türk kızları, Rus kızları gibi olsun ama günü geldiğinde evlenebileceği, eline erkek eli değmemiş bakire kızını bulabilsin. Yani kız devrim yapsın ama benim isteklerim hep baki kalsın. El ele tutuştu diye kızların töre cinayetine kurban gittiği, yeterince kan gelmediği gerekçesiyle kadınların öldürüldüğü, erkeklerin evlenmek için fellik fellik bakire kız aradığı bir ülkede, kızlar cinsel devrim yapsın, erkeklerle sevişsin ama erkeklerin bakire kız bulma hakkı saklı kalsın. Devrim bir tek, her kızın isteyen her erkeğe vermesi şeklinde vuku bulsun.
Lan pis adam, senin o çok iyi sevişiyor dediğin Rus kızı odasında sevişirken içeride yüksek sesle tv izleyen anasına babasına “ya ağız tadıyla bir seviştirmediniz, kısın şunun sesini” diyebilecek noktada. Sevgilisine, “biraz ara verelim, başka insanların da tadına bakalım” diyebiliyor. Bu rahatlığı sadece kendi kadınlığından değil, toplumun diğer kesiminin de rahatlığından alıyor. Amerika’da liseyi bakire bitiren kıza uzaylı muamelesi çekiyorlar haberin var mı?
Sevgili olduğun her erkekle seviş, bunu kimseye hissettirme, evlenirken de bakire ol. Sen bir kızdan bütün bunları beklerken ne cinsel devriminden bahsediyorsun kardeşim. Türk kızı size az bile yapıyor ben diyim. Ben kız olsam bırak herkesle sevişmeyi memelerimi bile dokundurtmazdım. Ondan sonra arkamdan laf çıkar “bakire ama ağzına almadığı ne malum?” diye, aklınız sırf o..spu çocukluğuna çalışıyor yemin ediyorum.
Bu arada kaçtır Türk kızlarının tarafını tutuyorum yanlış anlaşılma olmasın farklı bir amacım yok. Ama kızlar derse ki… neyse ya boş verin.
- Ya şimdi bunun kırmızısı yokmuş tamam mı, hemen aradım firmayı resmen yıktım oraları ertesi gün yollayacağız dediler.
- Hı hı
- Ertesi gün oldu yok, ama nasıl sinirlendim, hemen şikayet sitelerinden birine girdim.
- Hı hı
- Bir yazı döşedim şaşarsın…
- :)
- İki saat sonra telefon geldi, ay ben yanlış anlamışım, ay aslında şöyle olmuş, resmen yalıyorlar…
- Evet
- Dedim beni çok üzdünüz, onun kırmızısından iki tane yollayın dedim, bakalım işte bugün gelecek.
- Hayırlısı
- Sonra şeyi söylemedim dimi ben sana, biz Yasemin’le bozuştuk
- Yoo anlatmadın
- Ayyy ne betermiş o Yasemiiin, bak şimdi hani geçen Ağva’ya gittik ya..
- Evet, hatırlıyorum.
- Sen gelememiştin…
Ah be Salih’im, benim can kardeşim, senin bu Merveler, Ayseller, Ayçinler karşısındaki hallerin nedir? Sırf hoşlanıyorsun diye, kızların ota boka derman olmayan, bi s..e yaramayan, sonu, başı olmayan sıkıntılarını dinleme sevdan nedir? Sanıyor musun ki sen Merve’nin kırmızı çanta bulamamasının sıkıntısını dinledikçe o kız sana ısınacak, gönlü sana kayacak? Merve bu, sana anlatamasa gidip evinde köpeğine anlatacak, onun derdi sıkıntı paylaşmak değil ki, laf olsun torba dolsun.
Ah be Salih’im “s….im Yasemin’i de seni de!” desene, “ya s..tir et sokmuşum kırmızı çantasına” desene. Neyini dinliyorsun bu gereksiz şeylerin, kıza biraz daha yakın olurum diye Salih’liğin gidiyor anlasana. Kızın gözünde Saliş oluyorsun, kuziş oluyorsun farkında değil misin? Sana mı kaldı babet giymenin inceliklerini dinlemek? Sana mı kaldı beyaz iphone mu güzel siyah iphone mu güzel düşünmek. “s…me kadar” desene Salih’im.
Ah be Salih’im hoşlandığın kızın boktan sıkıntılarını dinlemek senin Salih’liğini öldürüyor anlasana.
Şimdi söyleyeceklerim, sevişmeyi bir yaşam tarzı haline getirmiş insanlar içindir, yeni başlayanlar, bir iki defa yapmış olanlar üzerine alınmasın.
Son derece itici, rahatsız edici, büyülü atmosferin içine s..an bir durumdur. Sohbet eder gibi, iş görüşmesi yapar gibi, askeri eğitim verir gibi sevişme mi olur? Sevişme dediğin ellerin, dudakların konuşmasıdır, işi kahve muhabbetine dökmenin alemi yok ki?
Bunu yapan arkadaşlar sevişirken partnerlerine nasıl durması, nasıl eğilmesi, nasıl yan yatması gerektiği gibi hususları, kahvede çay söyler gibi dile getirmektedir. “ya anlamadın gitti be!” diye çıkışanları da vardır. Sanki p…venk kendisi anasının karnından seksçi doğdu. Lan sen de izleyerek, yaparak öğrenmedin mi? Bir şans versene?
Zaten konuşmak başlı başına kötü bir durum. Partnerini bir hamur gibi yoğuracaksın, ona yolu ellerinle, hafif dokunuşlarınla göstereceksin. Domal! dedikten sonra ne kıymeti var domalmanın? Hafifçe çevireceksin, beline masaj yapar gibi bastıracaksın… Anlattırmayın bana böyle şeyler.
Demem o ki sevişirken kahveci Sedat abiyle konuşurmuş gibi konuşmayın, hatta hiç konuşmayın. Bırakın elleriniz anlatsın derdinizi, isteğinizi. “yav şu bacağını böyle kaldır, elini de buraya koy, şimdi az geri git… hah tamam bozma” bu nedir? Şimdi bunu okuyunca “lan ben ne yapıyorum ya!” demedin mi?
Dedin, bi daha yapma.