Ah be daha dün aldınız, nasıl da ciğerinize oturdu aradaki fiyat farkı.
Gitti tüm kahvaltı hevesi hadi buyur...
Kapı açılana kadar kulaklarınıza varan ağzınız birden u dönüşü yapar adeta. Neden koku bizden gelmiyor diye hesap sorasınız gelir.
Yiyen kişiye hışmınız haklı olarak ağır olur ama malesef bu onu geri getirmez.
Maçı siteden takip edersiniz, maç sonucu yazmasını beklerken bir gol her şeyi mahveder. 1'e 2'lik kupona 2 lira oynamış olsan bile feci koyar.
Sırf o kadar hazırlık boşa gitmesin diye hocam bırakın da gidelim diyesiniz gelir. Ama yaşadığınız hüsrandan konuşamazsınız.
Son dalın tadını çıkara çıkara tüttürmek isterken başınıza gelen bu durum sigarayı bırakmanız için bir işaret değil de ne.
Dışarı çıkıp gezip tozma havaları gelmiş, arkadaşlarınız ortamlara akmış siz evde yatıyorsunuz. Bu size yapılır mı ah be...
İçinizde çok az şüphe vardır ama neredeyse adınız gibi eminsinizdir iyi not alacağınızdan. Kötü not olsa olsa hocanın kalleşliği olacaktır. Ama lakin ki öyle değildir.
Gider koca otobüsteki tek bozuk televizyonu bulursunuz çünkü yaşama sevincinizin emilmesi bunu gerektirir.
C vitaminini göze direkt yoldan alıyoruz aslında güzel sayılabilir bu durum.
Evden de acilen çıkıyorsun, %100 şarjın var sanıp kendini güvende hissediyorsun ama o da ne... Beyninden vurulmuşa dönüverdin.
Ayakkabıları gördüğün an yıkım yaşarsın ama bir yandan da misafirlere gözükmeden odana sıvışma planını düşünmeye başlarsın bile.
Sakız ağzından fırladığı an adeta gençliğine doyamadan dünyadan göçüp gitmek gibi bişey.
İnsanı bir hiçmiş gibi hissettiren bu durum sonrası anında dolmuş içine bakılır ve kalabalıksa ondan almamıştır diyerek vicdan rahatlatılmaya çalışılır. Eğer ki o dolmuş boşsa bu girdap adamı intihara bile sürükler.
Bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamsa bir kuruyemiş tabağı da ancak en acı üyesi kadar güzeldir. Bu acı fındık fıstık artık her neyse en sonda denk gelirse önceki tüm kasenin verdiği keyfi sıfırlar.