Yaşam Kalitemizi Yükseltmek İçin Satın Aldığımız Her Şey Bizi Yavaş Yavaş Nasıl Tüketiyor?

Yeni model bir cep telefonu, gelişmiş bir bilgisayar, zamanın modasına uygun kıyafet, evdeki boşlukları doldurmak için aksesuarlar...

Bu hayatı bizden çok satın aldığımız ürünler yaşıyor desek yeridir artık. Kendimize göstermediğimiz özeni onları korumak ve bir üst modelini aldığımızda iyi bir fiyata satabilmek için onlara gösteriyoruz. Çağın ve kuşkusuz hayatımızın gidişatını artık satın aldığımız şeyler belirliyor. 

Peki,tüketim araçları bizi, hiç farkında olmadan, yavaş yavaş nasıl tüketiyor?

Şöyle bir göz atalım...

Son dönemde, ki bu dönem düşündüğünüzden çok daha uzun, yeni model bir cep telefonuna; daha ince bir tablete, son moda kıyafetlere karşı koymak oldukça zor.

Kaldı ki böylesine iyi pazarlanırken!

Ya da büyük markaların size sahip olabilme baskısı kurduğu "kısıtlı" indirim günlerine! Sahip olma tutkusuyla satın alınan her şeyin 'mutluluk' getirmesi beklenirken...

Getirdiği yalnızca altından kalkması güç borçlar oluyor.

Ve akabinde daha çok ve daha sıkı geçirilen çalışma saatleri.

Daha çok stres!

Sevdiklerinizden, kendinizden çalacağınız daha çok zaman.

Çalmadığımız zamanların ise çok verimli geçtiğini söylemek güç! İnsanın aklında yapması gereken işler, borçlar ve bir türlü doyuramadığı tatmin duygusu olduğunda huzurlu ve keyifli vakitler geçirmek oldukça zor hale geliyor.

Başlarda farkında olunmayan ama gün geçtikçe kendini hissettiren fiziksel ve ruhsal yorgunluk!

Aslen kendimiz, en çok kendimizden çalıyoruz. Hayallerimizden, mutluluğumuzdan ve şüphesiz sağlığımızdan. Başta bizi mutlu edecek, yaşam kalitemizi arttıracak diye sahip olduğumuz her şeyin esiri oluyoruz. Ve, ne yazık ki ömrümüz esiri olduklarımıza itaat etmekle geçiyor.

Hiçbir işe yaramayacağı halde alınan her şey tamamiyle yaşam alanımızı kısıtlıyor! Artık evlerimizde biz değil de hoş bulup da aldığımız ıvır zıvırlar yaşıyor...

Yıllarca belki de hiç giymediğimiz kıyafetlere yüklediğimiz anlam yüzünden aslında ne kadar az kıyafete ihtiyacımız olduğunun farkında bile değiliz.

Ve birçoğumuz gerçekten dolabının yalnızca %15'ini zor kullanıyor. Belli aralıklarla en favori kıyafetlerini giyiyor, geri kalanları yer kaplamaktan fazlasına yaramıyor. Diğer bir gerçekse, bunu yaparak hiç giyilmemiş, tertemiz kıyafetleri ihtiyaç sahiplerinden esirgeyişimiz.

Alınan bunca şeyin bize yaptığı en büyük kötülüklerden biriyse sahip olduğumuz hiçbir şeyden memnun olmayıp, değer bilmeyip hep daha fazlasını istemek. Ve hiçbir eksiğimiz yokken...

Eşyalara değil de insanlara, hayvanlara, hayata ve dünyaya değer vereceğimiz günleri görmek dileğiyle. 🌿

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
28.05.2017

Milyonlarca insan fight club ı izlemiş vede sevmiştir ama %10 u felsefeni kavrayabilmiştir ancak.%1'i ise kendi hayatına uygulamıştır. İnsanlar ellerinde ki ekonomik boykot gücünü fark edip örgütlense dünya da aşılamayacak engel yok...

28.05.2017

Günümüzde benim en çok tuhafıma giden aşırı sosyalleşme manyaklığı, insanlar sırf sosyal medyada paylaşım yapmak için haftasonu gezilere gidiyor, cafelere barlara, restoranlara giderek kredi kartı limitlerini sonuna kadar kullanıyorlar,Sanırım Aldoux Huxley'in Cesur Yeni Dünyası'na doğru adım adım ilerliyoruz,

28.05.2017

Legion gördüm girdim 😅

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ