Bir ay kadar önce eşim bir gece geç saatlerde garaj tarafından kelimenin tam anlamıyla tir tir titreyerek eve girdi. Ona garajdayken seslenip seslenmediğimi sordu. Açık bir şekilde bunu yapmamıştım çünkü o sırada yatakta uzanıp telefonda geziniyordum. Aşırı korkmuştu ve duyduğu sesin bana ait olduğundan emin olduğunu söyledi. Bunun üzerine fazla düşünmedim.
Geçen hafta oğlumuzu uyuması için sallıyordu. Ben o sırada oturma odasındaydım. Bebek monitörü de tam yanımdaydı. Onun kısık sesle sürekli ''Bebeğim, bebeğim bebeğim'' dediğini duydum. Bazen bebeğimizin odasına giderken su ya da telefon gibi şeyleri unutabiliyoruz, bu yüzden bir şeye ihtiyacı olduğunu düşünüp yanına gittim. İçeri girdiğimde bebeğimiz eşimin kollarında neredeyse uyumak üzereydi, o da telefonuna bakıyordu.
Fısıldayarak ne istediğini sordum ama bana şaşkınca bakmaktan başka bir şey yapmayınca bende oturma odasına döndüm ve ona bana seslenip seslenmediğini sormak için mesaj attım. Seslenmemişti!
Psikoterapiyle çözülür hepsi…
Çok önceleri Sır Kapısı ve Sırlar Dünyası gibi programlar da aynı bu formatta ilerliyordu. Birisi yaşamadığı bir olayı mektup yazarak anlatıyor ve program bu olay üzerine bir canlandırma yapıyordu. Tabii ortada kanala gönderilen bir maktup bile olmayabilir. Direkt baştan sona kendilerinin yazıp kendilerinin oynaması da bir ihtimal.
Bir iş hanında ofisim vardı. Ofisler her kişiye özel anahtarla girilebilir. Benim ofisimide kitleyip çıtım.Geceleri han da kapanır komple . Gece 3 te cep telefonum çalıp duruyor. Uykudan uyandım kim bu saatte diye. Bir baktım benim ofis telefonumdan aranıyorum.Bu arada ofisteki telefon akıllı telefon değil,esli model tuşlu hafızasız telefon. O saatte kilitli ve kimsenin giremiyeceği ofisimden nasıl aranabiliyorum abi ? Tırstım, açamadım telefonu. Tekrar uyumam zor oldu. Sabah kalkıp tekrar arama kayıtlarına baktığımda arama yoktu. Silnmiş,hiç olmamış gibi. Ben tam anlamıyla uyanmamış olsam, halüsinasyon derdim. Ama hiç unutamadığım bir an olarak kaldı hayatımda